.
Backgrounds From myglitterspace.Com <
   
  DEVR-İ ALEM
  Fıkra
 

GÜLME GARANTİLİ 
İŞ BANKASI
Temel sehirlerarasi seyahatinde treni tercih etmis ve yatakli olan kompartmana yerlesmis.Az sonra kompartmana cok guzel bir kadin gelmis vetanismislar.Kadin Is bankasinda calisiyormus. Uzun bir sohbetten sonra gece olmus ve yatmak uzere kompartmandaki ranzayi acmislar. Kadin ust kata, Temelde altkata yerlesmis. Yatmalarindan 10 dakika sonra kadin pijamasinin ustunu cikartip yere atmis. Temel bunu gorunce kadinin kendisinden birseyler bekledigini dusunerek kadinin yatagina alttan hafifce vurarak:
- "Handan Hn"
- "Buyrun Temel bey"
- "Is bankasinin kapilari acildi mi acaba?"
- "Ne munasebet Temel bey teessuf ederim, bu davranisiniz cok cirkin"
- "Ozur dilerim Handan Hn. ben sanmistim ki ... !!!"
Yaklasik on dakika sonra kadin pijamasinin altini cikarmis ve yeniden yere atmis. Temel bunu gorunce cildiracak gibi olmus ve kendini tutamayarak yeniden kadinin yatagina hafifce vurmus.
- "Handan Hn"
- "Buyrun Temel bey"
- "Is bankasinin kapilari acildi mi acaba?"
- "Temel by lutfen kendinize gelin, cok ayip."
Temel olanlar karsinsinda cok zor durumdaymis ama dayanacak durumda da degilmis. Yine de sabretmis ancak 5 dakika sonra kadin bu defa camasirinin ustunu cikarmis ve atmis. Sabredemeyecek durumda olan Temel yeniden ranzaya vurarak:
- "Handan Hn"
- "Buyrun Temel bey"
- "Is bankasinin kapilari acildi mi acaba?"
- "Temel bey bu son olsun lutfen, bir daha ayni sey olursa guvenligi cagiracagim."
Temel buyuk bir hayal kirkligi ile yeniden yatmis. 5 dakika sonra kadin camasirinin altini cikartip yere atmis ve bu defa kadinda istekliymis ama aradan 10 dakika gecmesine ragmen
Temelden ses gelmeyince uyudugunu sanarak endiselenmis ve dayanamayarak seslenmis:
- "Temel By" - "Buyrun Handan Hn"
- "Temel By Is bankasinin kapilari acildi da !!!"
- "Gerek kalmadi Handan Hn, biz ceki elden bozdurduk !!! "



Babamla Teyzem

Minik oglan bahçede oynarken, babasinin arabasiyla sokaktan geçip, ormana dogru gittigini görmüs. Merak bu ya. O da arabayi izleyerek ormana gitmis.
Bir de ne görsün. Babasi ile teyzesi arabanin yaninda durmus öpüsüyorlar. Çocuk bu ya, gördügünden etkilenmis durumda kosarak eve dönmüs, nefes nefese heyecanli bir sekilde annesine, "Anne, anne. Biraz önce babami ormanda" derken annesi sözünü kesmis ve "Dur biraz. Nefes al. Sakinles. Öyle anlat" demis.
Oglan sakinlestikten sonra devam etmis, "Bahçede oynarken babamin arabasiyla ormana dogru gittigini gördüm. Ben de ormana gittim. Orada babami teyzemle öpüsürlerken gördüm. Bir süre sonra babam ceketini, teyzemde gömlegini çikardi. Sonra arabanin arka koltuguna geçtiler".
Anne çocuga dönmüs, "Dur bakalim, ne kadar ilginç bir öykü bu. Devamini anlatma, sakla. Aksam yemeginde babanla beraberken bitirirsin. Sen bu öyküyü bitirirken babanin suratini görmek istiyorum".
Aksam olmus, yemege oturmuslar. Anne çocuga dönmüs; "Bu gün neler yaptigini bize anlatsana" demis.
Oglan baslamis; "Bahçede oynarken babamin arabasiyla ormana dogru gittigini gördüm. Ben de ormana gittim. Orada babami teyzemle öpüsürlerken gördüm. Bir süre sonra babam ceketini, teyzemde gömlegini çikardi. Sonra arabanin arka koltuguna geçtiler. Ardindan geçen sene babam seyahatteykenn senin Amcamla yaptigin seyden yaptilar". 
_____

Bir Sazan Olayı
Otobüsle giderken, Bolu Dağı'nda verilen molada hemen tuvalete koşturdu.
Korkunç sıkışmıştı. Şansına boş kabin bulup kendini oraya attı...
Tam oturmuştu ki yan kabinden bir ses "merhaba" dedi.
Adam şaşkın "Merhaba" diye cevap verdi.
Ses devam etti: "Nasılsın?"
İlk defa başına böyle bir şey geliyordu...
Yine şaşkın şaşkın yanıtladı: "Sağ ol, iyiyim. sen nasılsın?"
Ses sordu: "Ne yapıyorsun?"
Bir an tereddüt geçirdi. Adam onun tuvalette olduğunu bildiği için mutlaka ne yaptığını da biliyordu. Düşündü ve yanıtladı: "Ben" dedi "İstanbul'dan Ankara'ya gidiyorum. Sen nereye gidiyorsun?"
Adamın sonraki cümlesi bu muhabbeti sona erdirdi.
"Hayatım, telefonu kapatıyorum.Yandaki tuvalette bir gerizekalı var. Sana sorduğum sorulara yanıt verip duruyor. Ben seni sonra ararım..."

_____

BÜYÜK FIKRA TOPİĞİ

MELEK Mİ?
Adam ölür ve öbür dünyada sorgusu baslar : Hiç içki içtin mi? Aman efendim. Kumar oynadin mi Aman efendim.. Kadinlarla aran nasildi? Aman efendim, ben kim çapkinlik kim. Cebrail dönüp bagirir: Oradan bir çift kanat getirin! Adam çok sevinir : Melek oluyorum, degil mi efendim? der. Cebrail cevaplar: Hayir kaz oluyorsun!

PATRON
Uçakta hostes, papaza sormus : Viski, cin, sarap.Ne emredersiniz? Kaç metrede uçuyoruz kizim? On bin metredeyiz peder! O halde sen bana su getir kizim, patrona çok yakiniz, ayip olur!

KADINLAR AKILLIDIR
Kadının biri bir gün golf oynarken topu ormana kaçmış. Topunu aramaya koyulmuş ve tuzağa yakalanmış bir kurbağa görmüş. Kurbağa ona, "Beni bu tuzaktan kurtarırsan, sana 3 dilek hakkı tanıyacağım". Kadın onu kurtarmış, kurbağa da "Teşekkür ederim, ama sana dileklerinle ilgili bir koşulu söylemeyi unuttum. Ne dilersen dile, kocan 10 kat iyisine veya fazlasına sahip olacak!" Kadın "Tamam" demiş
İlk dilek olarak dünyadaki en güzel kadını olmak istemiş. Kurbağa onu uyarmış, "Bu dilek, senin kocanı da dünyanın en yakışıklı adamı yapacak ve kadınlar onun başına üşüşecek"
Kadın, "Bu önemli değil, çünkü ben en güzel kadın olacağım, onun gözü benden başkasını görmeyecek". KAZAM ve dünyadaki en güzel kadın olmuş. İkinci dilek olarak, dünyadaki en zengin kadın olmak istemiş. Kurbağa da, "Bu kocanı dünyadaki en zengin adam yapacak, senden de 10 kat zengin olacak" demiş. Kadın, "Bu da önemli değil, çünkü benim olan onun, onun olan da benimdir", KAZAM ve dünyadaki en zengin kadın oluvermiş. Kurbağa, üçüncü dileğini sorduğunda, kadın "Hafif bir kalp krizi geçirmek istiyorum" demiş... Bu hikayeden çıkarılacak ders: Kadınlar akıllıdır. Onlarla uğraşmayın!

KOCAN NEREDE
Genc bir kadin sol gozu mosmor bir halde evine gelmis. aman allahim kim yapti bunu kizim? kocam. peki ama o londra da degil miydi? bende oyle zannediyordum anne.

SİYANÜRLÜ KARPUZ
Bir karpuz tarlası olan çiftçi her akşam tarlasına çocukların dadandığını ve birkaç karpuzun eksildiğini fark etti. Bir süre düşündükten sonra, tarlaya bir uyarı levhası koymaya karar verdi: "Dikkat! Karpuzlardan birine siyanür enjekte edildi!" Ertesi akşam çiftçi karpuz yiyemeden kaçan çocukları keyifle izledi. Bir hafta sonra, çiftçi tarlasında geziyordu. Karpuzlarını denetleyerek eksik olmadığını düşünürken gözü kendi levhasının yanına konan bir levhaya ilişti: "Şimdi o karpuzlardan iki tane var!"

KISSADAN HİSSE
Amerikada bir ilkokulda öğretmen çocuklara evde ders alınabilecek bir hikaye yaratmalarını, ertesi gün sınıfta okuyacaklarını söylemiş. Ertesi gün çocuklar hikayelerini anlatmaya başlamış. İlk sırada küçük Suzi varmış. Başlamış anlatmaya:
Bizim çiftliğimiz var. Bir gün babamla yumurtaları topladık, bir sepete koyduk. Arabayla giderken bir tümsekten geçtik, sepet devrildi ve yumurtaların hepsi kırıldı."
Öğretmen: Güzeel. Peki bu hikayeden alınacak ders nedir? Bütün yumurtaları aynı sepete koyma. Aferim çok güzel. Lily sıra sende. Küçük Lily tahtaya kalkmış ve anlatmaya başlamış: Bizim de bir çiftliğimiz var. Babam yumurtalardan civciv çıkması için onları kuluçka makinesine koyar geçen hafta 12 yumurta koydu. 12 civcivi olacağını sanıyordu, ama sadece 8 inden civciv çıktı. Eveeet. Peki burdan alınacak ders nedir? Yumurtadan çıkmamış tavukları sayma Aferim bu da çok güzel. Billy, sıra sende Küçük Billy tahtaya kalkmış ve anlatmaya başlamış: Amcam Ted Vietnam Savaşına katılmıştı. Bir gün helikopterle bir göreve giderken helikopter vurulmuş. Ted Amcam helikopter düşmeden elinde bir makinalı tüfek, bir kasatura ve bir şişe bira ile atlamayı başarmış. Paraşütüyle yere inerken yolda birayı içip bitirmiş. İnince mermisi bitene kadar makinalı tüfeğiyle 70 kişiyi haklamış. Sonra kasatura kırılana dek onunla 20 kişiyi halletmiş. Sonra da son 10 kişiyi de silahsız bitirmiş. Böyle korkunç bir hikayeden alınacak ne ders olabilir? İçince Ted Amcama bulaşmayın...

GÖRGÜSÜZ BAKAN
Bakan olan görgüsüz birisi soförüne sorar. "Soför söyle bakalim esekle soför arasinda ne fark vardir? " Soför bir süre düsündükten sonra mahcup bir sekilde; "Bilemedim bakanim" diyor Bakan cevap olarak: "Esege çüs diyince, soföre ise dur diyince durur" demis. Bunun üzerine soför çok sinirlenmis ama karsidaki bakan oldugu için bir sey söyleyememis. Belirli bir süre sonra bu defa soför bakana: "Bir soru sorabilir miyim bakanim" der. Bakan da: "Sor bakalim" der. Soför sorar: "Esekle bakan arasinda ne fark vardir?" Bakan bir süre sonra: "Bulamadim soför söyle bakalim" diyor. Bunun üzerine soför de: " Vallahi bakanim ben de bulamadim... "

AVUKATIN SADAKASI
Avukatin biri ölür ve öte tarafa geçer. Cennetin kapisinda sorgu melegi avukatin günahlarini dinlemeye baslar : 1) Çevreyi kirleten büyük bir sirketi, suçlu olduklarini bildigim halde savundum ve beraat ettirdim. 2) Bir seri cinayet katilini, yüksek ücret ödedigi için savundum ve idamdan kurtardim. 3) Bir çok müsteriden fahis fiyat aldim.
4) Parasi olmayan kadinlari savunmak için onlara sex teklif ettim. Ve liste uzadikça uzaar gider. Melek " bitti mi? " diye sorunca da avukat telasla atilir. "Evet ! yalniz bir dakika ! bu arada yaptigim iyilikler ne olacak?"Bunun üzerine Melek bir süre düsünür, " himm..dur bakalim. Bir tarihte dilencinin birine yüzbinlira vermissin " Avukat sevinir, " evet,evet "himm..." der melek " Bir baska tarihte de boyaci cocuga ikiyüzbinlira bahsis vermissin..." Avukat yüzünde büyük bir siritmayla cevap verir "evet ! tabii ki !
"Melek yaninda duran yardimcisina döner ve söyle söyler"Bu Pezevenge üçyüzbin lirasini verin ve derhal cehenneme atin!..."

HANGİ SINIF?
Bir gözlem: Üniversitenin ilk günü dekan bir sinifa girdi ve "Günaydin!" dedi. Sinif hep birden "Günaydin, hocam!" deyince, "A! Siz birinci sinifsiniz," dedi. Sonra açikladi: "Bir hoca sinifa girip"Günaydin!" dediginde, hepsi, "Günaydin, hocam!" derse, birinci siniftirlar; gazetelerini ortadan kaldirip kitaplarini açarlarsa ikinci siniftirlar; hocayi görmek için gazetelerinin yukarisindan bakarlarsa üçüncü siniftirlar; ayaklarini siraya koyup gazetelerini okumaya devam ederlerse dördüncü siniftirlar. Hoca içeri girip "Günaydin!" dediginde, bunu not aliyorlarsa master ogrencisidirler."

ÇATLAK YUMURTA
Adamin biri amerika ya gitmis ve orada cok guzel bir civciv gormus ve ulkesine goturmek istemis. Ucaga binmis ve civcivi ceketinin ic cebine koymus. Yanina da bir rahibe oturmus. Civciv bir sure sonra adamin gomleginin icine girip pantolonuna dogru inmis ve fermuar seviyelerine geldiginde cani disari cikmak istemis. Fermuarin azicik acik kalan yerinden disari bakmis ve hemen kafasini geri cekmis. Bu hareketi bir kac kez tekrarlamis. Civciv rahibenin dikkatini cekmis. Rahibe utana sikila adama donmus: 'Beyefendi, ben bu islerden pek anlamam ama galiba yumurtalarinizdan biri catlamis !' HIZ Amerikada -22 nolu karayolunda, devriye görevi yapan bir otoyol polisi arabasından yolu takip ederken, bir araba görmüş. Bu aracı radarla incelemiş ve minimum 50 km. ile gidilmesi gereken yolda bu aracın tam 22 km./saat'le gittiğini farketmiş. Bu araba yolu tıkıyormuş. Ve aracı durdurup sürücüyü uyarmaya karar vermiş. Ve aracın peşinden gidip aracı durdurmuş, birde ne görsün. Aracı kullanan çok yaşlı bir teyze. Ve aracın arkasındaki koltuklarda da çok korkmuş 3 tane yaşlı teyze daha var. Polisi görünce yaşlı sürücü: Polis bey çok mu hızlı gidiyordum? diye endişe ile sormuş. Polis demiş ki; hanımefendi, hızlı değil, aksine çok yavaş gidiyorsunuz ve bütün otoyol trafiğini etkiliyor! Radardan gördüğüm kadaruyla 22 km. hızla gidiyorsunuz. Yaşlı teyze: Ama, otoyolun girişinde 22 yazıyordu ve bende bu hızla uymak istedim! Polis: teyzeciğim demiş, o 22 otoyolun numarası. Bu yolda min. 50 km hızla gitmelisiniz. Kadın tamam, bundan sonra hızlanacağım demiş. Polis tam kendi arabasına giderken, gözü yine arkada oturan, hiç konuşmayan ve çok korkmuş 3 yaşlı teyzeye kaymış. Ve sormaya karar vermiş sürücüye. Teyzeciğim birşey sorabilirmiyim? Bu ardada oturan kişlerin nesi var? Çok korkmuş gözüküyorlar, sanki dillerini yutmuşlar gibi! Kadın şöyle cevap vermiş: Valla bende anlamadım, 160 nolu karayolundan çıktıktan beri böyleler.



DAMATIN YEMİNİ
Kilisede dugunun baslamasina cok az zaman var.. damat rahibin yanina yaklasip isildiyor.. "Bakin.. size verecegim $100 karsiliginda evlilik yeminimizde birtakim degisiklikler yapmanizi istiyorum.. hani su bana soracaginiz sonsuza dek seveceginize, koruyacaginiza, sadik kalacaginiza yemin ediyor musunuz?" kismi var ya, onu metinden cikarmanizi istiyorum... "Rahip gulumseyerek basini salliyor ve damat rahibin avucuna $100 sıkıştırıp iceri donuyor.. Ve dugun basliyor... herkes yerini aliyor, gelin ve damat rahibin onunde bulusuyor ve yeminler okunmaya baslaniyor....Sira damadin yeminine gelince damadin gozleri hain hain parliyor.. ve rahip damata soruyor: "...esinizin daima bir adim gerisinden yuruyeceginize, her emrini ve dilegini yerine getireceginize,her sabah kahvaltisini hazirlayip ayagina kadar gotureceginize, ve ikiniz de yasadiginiz surece baska kadinlara yan gozle bile bakmayacaginiza yemin ediyor musunuz...?"Tabi damat bu beklenmedik is karsisinda gozleri faltasi gibi aciliyor..saga sola bakiyor.. bi yutkunuyor.. ve kisik bir sesle: "E..eee..evet efendim"...Ve toren sona erdikten sonra damat hisimla rahibin karsisina dikiliyor: "Bir anlasma yaptigimizi saniyordum!!!!" Rahip gulumseyerek cevapliyor:
"Esiniz daha iyi para verdi.... "

MESAJINIZ VAR
New York sokaklarının karla kaplandığı günlerde ikisi de Amerika'nın değişik bölgelerinde is gezilerinde olan kari koca, Florida'da buluşup yaz sıcaklarının yaşandığı bu bölgede birkaç gün geçirmeye karar verirler.. Kocası esinden önce gider Florida'ya ve ertesi gün içinde esine yer ayırttıktan sonra, ona bir e-mail gönderir. Fakat mesaj, adresi bir harf yanlış yazdığı için esi yerine, bir gün önce ölen yaslı bir papazin esine gider. Papazin en az kendisi kadar yaşlı esi bilgisayar ekranında mesajı okuyunca korkunç bir çiğlik atar ve yere düşer. Zaten çok üzgün olan kadının bu çiğliği üzerine ev halkı odaya dolar ve hemen herkes, yerde yatan kadına yardim için koşuşturmaya baslar. Kadıncağız bir süre sonra kendine gelir ve ne olduğunu soranlara bilgisayar ekranını gösterir. Ekrandaki mesaj ise aynen böyledir: Sevgili kariciğim! Bugün buraya ulaşır ulaşmaz, önce yarin senin gelişinle ilgili bütün işlemleri tamamladım. Sonra da bana ayrılan yerime yerleştim. Burası gerçekten de dedikleri gibi çok çok sıcak... Seni özlemle bekliyorum. Kocan

AHLAKLI PAPAĞANLAR
Kasabanin birinde bir papaz ve onun iki tane papagani varmis. Papaganlarda papaz gibi oldukca inancli ve dindarlarmis. Sabah aksam kafeslerinde oturup incil okuyup dua ederlermis. Papazin cemaatinden bir kadininda 2 tane disi papagani varmis, papazin erkek papaganlari ne kadar ahlakli,kadinin disi papaganlari da o kadar ahlaksizmis. Eve gelen misafirlerin onunde 'erkek istiyozzz!'diye bagirirlarmis. Kadin sonunda dayanamamis ve papaza akil danismaya gitmis. "Sen getir onlari bana benim papaganlarin kafesine koyalim da ahlak ogrensinler biraz" demis. Kadinda almis papaganlari getirmis, papazin evine daha kafese girer girmez disi papaganlaradan birisi "hey yakisikli, iki tane ucuz fahise ister misiniz kafesinizde" diye sormus. Erkek papaganlardan biri otekine donup haykırmış?: "oglum butun dualarimiz kabul oldu lan sonunda!!!"

LAZ VAMPİR
Ingiliz vampir, Fransiz vampir, bir de Laz Vampir gecenin kor karanliginda ucmaktalardi. Cok aciktigini sezinleyen ingiliz vampir pike yapti ve asagi dogru suzuldu. Birkac dakika sonra agzi kan icinde geri dondu. - Asagida bir agil vardi. 20-30 inegin kanini emdim, Nefisti. Bir sure sonra Fransiz vampir de pike yaparak asagi suzuldu. Geri dondugunde agzi yuzu kan icindeydi. ingilize bakarak, Hani senin az once girdigin agil vardi ya.. Evet. Onun yaninda bir ahir vardi, gordun mu? Evet gordum. iste orada en azindan 40 tane atin kanini emdim. Nefisti. Bu konusmalar sonucunda tabii Laz vampirin de cani beslenmek istiyordu. O da pike yapti, suzuum suzum suzuldu. Aradan 5 dakika gecti, Laz vampir her yeri kan icinde geldi. Onun bu hali digerlerinin, muthis bir ziyafet cektigini dusunmelerine neden oldu. Tabii oldukca meraklanmisti Ingiliz ve Fransiz vampirler. Eee? Nasildi? Ula usaklar, hacan asagUda pir agil vardi daa, gordinuz mu? Eveet, gorduk. Hacan onun yaninda da pir ahur vardi daa, oni da gordinuz mu? Eveet, gorduk. Hacan o ahurun yaninda da pir elektruk diregu vardi daa, oni da gordinuz mu? Eveet, gorduk. Hacan pen oni gormedum daa..


CİN
Yeni evli çift balayı zamanında golf oynamaya karar verirler. Otellerindeki golf sahasına inip golf oynamaya başlarlar. Adam topa bir vurur top direk çalılıkların arasında kaybolup beraberinde bir şeylerin kırıldığına dair ses getirir.. Sesi takip eden çift topun harabe bir kulübenin camını kırdığını anlarlar. İçeri girdiklerinde iri kıyım bir adam koltukta oturmaktadır. Çift üzgün bir vaziyette, -Kusura bakmayın beyefendi bilerek olmadı çok özür dileriz zararınızı ödemeye de razıyız, diyerek af dilerler. Bunu gören adam: -Hayır hayır esas ben size çok teşekkür ederim. Ben bir cinim ve 300 yıldır bu lambadaydım.. Topunuz lambayı kırarak benim serbest kalmama neden oldu.. Bu yüzden ne isterseniz yapacağım ikinizinde birer hakkı var, der. Kadın: -Benim içinde hizmetçileri olan kapısında son model arabalar duran bir villam olsun, der. Cin: İsteginiz yerine getirildi bayan, der. Adam ise düşünür.."Ev var araba var bende 1 milyon dolar istiyeyim diyerek hemen söze girişir:-Cin bende hesabımda 1 milyon dolar istiyorum. -Beyefendi sizin de isteğiniz yerine getirildi. Fakat benimde bir isteğim var biliyorsunuz 300 senedir bir lambada kapalıyım ve canım acaip kadın çekiyor. Bu isteklerinizin karşısında bende hanımınızla beraber olmak istiyorum, der. Adam bu istek karşısında sinirlense de cinin yaptıklarından dolayı biraz yumuşar ve cin olduğunu düşünüp bir daha karşılarına çıkmayacağını düşününce karısına bakar. Karısı da yakışıklı cinle bir beraberliğin zararlı olmayacağını düşünüp kabul eder. Kadınla cin arka odada işlerini bitirmişler kadın giyinmektedir. Cin yatakta uzanırken kadına: -Hanfendi kocanız kaç yaşında? -35 nolduki? -Hiiç bu yaşa gelmiş hala cinlere inanıyor

OTURAN BOĞA AKILLANDI
Kizilderililerin genç reisi 18 yasina geldiginde cani kadin ister. Kabilenin büyücüsüne gider, der ki: "Oturan Boga kadin ister." Büyücü: "Oturan Boga ormana gitsin, üzerinde delik olan bir agaç gövdesi bulsun ve onun üstünde egitim yapsin, hazir olunca gelsin. 15 gün sonra reis geri gelir. Der ki: "Oturan Boga hazir." Büyücü de kabiledeki en güzel kizi ona verir. Reis alir kizi çadira girer. "90 derece egil" der. Kiz egilince, kiza bir tekme vurur. Kiz çiglik atarak bunu niçin yaptigini sorar. Reis söyle cevap verir: "Oturan Boga akillandi, önce yaban arilarini kontrol!"

UĞURSUZ KADIN
Cafer komadadir... Yaninda ise karisi... Cafer'in gozleri nemli, kisik sesiyle karisina dogru bakar ve konusmaya baslar: "Ilk isten kovuldugum zaman yanimda idin... Iflas ettigim gun oradaydin... Vuruldugum zaman ilk gozumu actigimda seni gordum... Trafik kazasi gecirdigimde hastanede hep basucumdaydin... Karisi takdir edilmenin mutlulugunda tabii. "Simdi komadayim yine basucumdasin... Sonunda anladim ama, cok gec oldu; yahu sen ne ugursuz karisin..."

BURADA KİMSE YOK
Adamın biri günah çıkarmaya kiliseye gitmiş. Rahiple birlikte günah çıkarma odasına girince anlatmaya başlamış: "Peder, büyük günah işledim..Evet oğlum..Ne yaptığını anlat bana. Tanrı seni affedecektir." "Kız arkadaşımla üç yıldır çok güzel giden bir ilişkimiz var. Ve aramızda ciddi bir yakınlaşma olmadı. Dün onu görmeye evine gittim, kızkardeşinden başka evde kimse yoktu. Ortalıkta kimsenin olmadığını görünce kardeşiyle beraber olduk." "Oh, bu çok kötü evlat. Fakat yaptığının kötü bir şey olduğunun farkındasın. Tanrı affetsin." "Peder, geçen hafta kız arkadaşımı görmeye işyerine gitmiştim. İş arkadaşlarından biri dışında iş yerinde kimse yoktu. Ortalıkta kimsenin olmadığını görünce iş arkadaşıyla birlikte olduk." 'Oh, bu hiç de iyi olmamış doğrusu..' "Peder,geçen ay, kız arkadaşımı aramak için amcasının evine gitmiştim. Yengesinden başka evde kimse yoktu. Ortalıkta kimsenin olmadığını görünce, yengesiyle birlikte olduk.." Adam cevap gelmediğini görünce seslenmiş: "Peder? Peder , neredesiniz? 'Hiç cevap yok.. Kilisenin içinde rahibi aramaya başlamiş ve onu piyanonun arkasındaki masanın altında saklanır bulmuş. "Peder, niçin orada saklanıyorsunuz?"Birden ortalıkta senle benden başka kimsenin olmadığını farkettim de!"

100 ÜZERiDEN 150
Jinekologun biri lanet olsun der ve doktorlugu birakir. Niyeti araba tamircisi olmaktir. Gider ve sendikanin sinavina girer. Sonuçta 100 üzerinden 150 alip gecer. Bunun üzerine bir sorusturma açilir. Müfettisler hocaya sorarlar bu is nasil oldu diye. Hoca; "Valla, yagi degistir dedim degistirdi. Filtreyi degistir dedim degistirdi. Bujileri temizle dedim temizledi. Müfettis: "Iyi de neden 100 degil de 150 verdin?" Hoca: "Bunlarin hepsini egzozdan yapti !"

TED AMCA
Amerikada bir ilkokulda ögretmen çocuklara evde ders alınabilecek bir hikaye yaratmalarini, ertesi gün sinifta okuyacaklarini söylemis. Ertesi gün çocuklar hikayelerini anlatmaya baslamis. ilk sirada küçük Suzi varmis. Baslamis anlatmaya: Bizim çiftligimiz var. Bir gün babamla yumurtalari topladik, bir sepete koyduk. Arabayla giderken bir tümsekten geçtik, sepet devrildi ve yumurtalarin hepsi kirildi. Güzeel. Peki bu hikayeden alinacak ders nedir? Bütün yumurtalari ayni sepete koyma. Aferim çok güzel. Lily sira sende. Küçük Lily tahtaya kalkmis ve anlatmaya baslamis: Bizim de bir çiftligimiz var. Babam yumurtalardan civciv çikmasi için onlari kuluçka makinesine koyar geçen hafta 12 yumurta koydu. 12 civcivi olacagini saniyordu, ama sadece 8'inden civciv çikti. Eveeet. Peki burdan alinacak ders nedir? Yumurtadan çikmamis tavuklari sayma Aferim bu da çok güzel. Billy, sira sende Küçük Billy tahtaya kalkmis ve anlatmaya baslamis: Amcam Ted Vietnam Savasina katilmisti. Bir gün helikopterle bir göreve giderken helikopter vurulmus. Ted Amcam helikopter düsmeden elinde bir makinali tüfek, bir kasatura ve bir sise bira ile atlamayi basarmis. Parasütüyle yere inerken yolda birayi içip bitirmis. Inince mermisi bitene kadar makinali tüfegiyle 70 kisiyi haklamis. Sonra kasatura kirilana dek onunla 20 kisiyi halletmis. Sonra da son 10 kisiyi de silahsiz bitirmis. Böyle korkunç bir hikayeden alinacak ne ders olabilir? Içerken Ted Amcama bulasmayin...
-
CANIM SEVGİLİM
Sauna'ya giden bir grup genc erkek, soguk havuzda dinlenirlerken bir cep telefonu calar. Bir adam telefonu acar. Ortam cok gurultuludur; telefonun obur ucundaki kadin sesini zorlukla duyar. Sevgilim. Meltem'le disardayim. Biraz once cok guzel bir kurk gordum. 400 milyon liracik. Senin kredi kartindan alabilir miyim? N'oooolur, alabilir miyiiiiimmmm? Tabi canim. Al. Ah sevgilimmmm! Cok sekersin. Biseycik daha var ama kizmayacaksin, degil mi? Hayir, kizmam...Buraya gelmeden once Akmerkez'deydik. De Beers'de bir tane tek tas pirlanta yuzuk gordum. Cok guzeldi sevgilim. Butun arkadaslarimda var. Senin kredili kart hesabindan alabilir miyim? 650 milyon liracik. Gelecek ay ikramiye alacaksin. O zaman odersin. N'ooooluuurrrr. Alabilirmiyim?" Peki, al canim. Sevgilim benim. Bi tanem. Cok sekersin. Bu aksam sana harika bir gece yasatacagim. Caniiiim, bi sey daha var. Ama kizarsin diye korkuyorum... Kizmam, soyle bakiyim. Son kazadan sonra arabamdan iyice sogudum. Galeride bi tane Peugeot 206 gordum sevgilim. Cok guzeldiiii... 9 milyara birakacak. Senin adina bankadan bi kredi actirsak diyorum sevgilim. Nuran'in kardesi bankada sube muduru... Kefil-belge-imza falan istemiyor, sen tamam dersen hemen yapicak islemleri. N'ooolurrrr sevgilim, seni cok seviyorum....Peki, peki. Tamam. Olur. Al bakalim.Tatli sevgilim benim. Canim sevgilim. Seni coook seviyorum. Hadi by, aksama gorusuruz.Genc adam telefonu kapatir ve arkadaslarina sorar: Bu telefon kimindi yahu?...
-
TETANOS
Seksenlik koca, evden çıkmak üzere paltosunu giyerken onu gören yaşlı karısı seslenir: Bu saatte nereye gidiyorsun? Doktora gidiyorum Ne oldu? yine neren agrıyor? Yaşlı adam sırıtır: Yok hanım yok, doktora söylicem bana bi VIAGRA yazsın Bunu duyan kadın ayaga kalkar ve o da sokaga çıkmak için hazırlanmaya başlar. Ihtiyar şaşırır: Eee hanım, sen nereye? Doktora gidiyorum der ve adamın şaşkın bakışları altında devam eder: Eger o eski, paslı şeyi benim üzerimde kullanacaksan ben de tetanos ignesi yaptırayım bari..!
-
MUTLULUK
Büyük bir kedi, kuyruguyla oynayan küçük bir kediye sormus: "Neden kuyrugunu kovaliyorsun?" Yavru kedi yanit vermis: "Bir kedi için en güzel seyin mutluluk, mutlulugun da kuyrugum oldugunu ögrendim. Bu nedenle onu kovaliyorum, yakaladigimda mutluluga kavusacagim. "Bunun üzerine yasli kedi söyle demis: "Gencken ben de mutlulugun kuyrugum olduguna karar vermistim. Ama sunu farkettim; ne zaman onu kovalasam benden uzaklasiyor, ne zaman kendi isime baksam hep pesimden geliyor."
-


PERFORMANS
Adamin biri, seks hayatindaki sorununa çare bulmak için doktora gider ve sikayetlerini anlatir: Doktor bey, bana bir seyler oluyor. Sevisirken bir sicak basiyor, terliyorum, bir soguk basiyor, üsüyorum. Yapilan tahlillerde hiçbir sey çikmamasi üzerine, doktor kütüphanesindeki tüm tip kitaplarina bakar ve benzer bir olguya rastlayamaz. Adama hitaben: Beyefendi, bir de esinizi çagirip onunla konusalim...Ertesi gün, adamin esi gelince doktor durumu kadina anlatir: Sevisirken esiniz bir terliyormus, bir üsüyormus. Kadin: Aman körolasica herif, bir Agustosta sevisir, bir de Ocakta!!!
-
BEKARET KEMERİ
Sovalyelerin gozupek oldugu eski zamanlarda bu sovalyelerden biri Hacli Seferlerine cikmaya karar verir. Yola cikmadan once kahyayi yanina cagirir: Hacli Seferlerine katilacagim. Karimin bekaret kemerini sana veriyorum. Sana guveniyorum. 10 yil icinde donmezsem anahtari kullanabilirsin. Sovalye bastan asagi donanir, tozlu yollara revan olmadan once donup son bir kez satosuna bakar. Birden kahyanin, bagirarak nefes nefese satodan disari kostugunu gorur: Durun! Durun! Majesteleri. Oh, iyi ki size yetisebildim. Yanlis anahtar vermissiniz.
-
İNTİKAM
Bir Yüzbaşı ile emir eri bir trende yolculuk ediyorlar. Aynı kompartmanda çok alımlı bir kız ile annesi de var. Başka kimse yok. Bu iki grup birbirlerini tanımasa da yolculuk sırasında tanışırız diye çok yakın oturmuşlar. Derken tren bir tünele giriyor, ortalık kararıyor. Bir öpücük sesi ve ardından -şırraaak- diye çok şiddetli bir toktat sesi duyuluyor. Tren tünelden çıkıyor. Ortalık aydınlanınca herkes şaşkın şaşkın ne oldu diye birbirine bakıyor. Genç kız düşünüyor; (Salaklar benim yerime annemi öperlerse, işte böyle annemden şamarı yerler..) Kızın annesi düşünüyor; (Aferin benim kızıma, askerlerden biri kızımı öptü ama, tokatıda hemen yedi..) Yuzbaşı düşünüyor; (Ulan bizdeki şansa bak, bizim asker kızı öptü, tokadı ben yedim..) Ve Asker kıs kıs gülüyor; (Komutanım'dan intikamımı nasılda aldım Havaya bir öpücük yüzbaşıya bir tokat!!)
-
YARDIM
Temel bir gün dağda giderken ayağı kayar ve uçuruma düşer. Başlar bağırmaya: "Kimse yok miduur? Kimse yokmiduur?" Böyle bağırırken gece olur. Tanrı bakar kulu çok acı bağırıyor, kendi kendine: "Şu kulum düzelirim desin kurtaracağımm yahu." Neyse gökten bir ses, Temel'e: "Ben tanrıyım, sen kulum! Ömrün boyunca içki içtin, kumar oynadın, zamparalık yaptın, bunları bırakacağına bana yemin et seni kurtaracağım" der Temel düşünür ve başlar: "Başka biri yok miduur? Başka biri yokmiduur?"
-
GEÇEN SENE
Genç is adami uçaga binmek üzere havaalanina gelir ve bilet kontrolü yapilan masaya giderek, elindeki valizleri teslim eder. Görevli; "Biletinizi alabilir miyim?" Adam biletini verir ve ekler; "Biletimden göreceginiz gibi New York'a gidiyorum. Ancak, verdigim yesil valizin Londra'ya, mavi olanin da Paris'e gitmesini istiyorum". Görevli kiz saskinlikla; "Özür dilerim, ancak bunu yapmam mümkün degil". Bunun üzerine genç adam; "Bunu duyduguma çok sevindim. Geçen sene yapmistiniz da!
-
REFERANS BOL
Arkadaslari isadamini evlendirmek istiyorlar. Sonunda uygun bir hanim bulunuyor ve isadamina haber veriliyor. "Ben isadamiyim", diyor adam, "Numune görmeden böyle bir ise karar veremem." Genc kadina durumu iletiyorlar: "Ben de is kadiniyim", diyor hos hanim, "Numune veremem ama istedigi kadar referans gösterebilirim "
-
KÖTÜ BIR HABER VERMENIN EN AKILLICA YOLU NEDIR?...
Istanbul'da üniversitede okuyan genç kiz Ankara'daki babasina telefon etmis: "Baba, meraba. Ben Lale...." "Ooooo. Güzel kizim benim. N'abersin bakalim?..." "Hiç sorma babacigim. Hiç keyfim yok valla..." "Hayirdir? Bi sorun mu var?...Kiz aglamaya baslar; babasi ise üzüntü ve meraktan kafayi yemektedir: "N'ooldu kizim? Anlatsana..." "Murat evi terketti. Bosanmak istiyormus..." "Ne evi lan? Ne bosanmasi? Sen ne zaman evlendin de bosaniyorsun?..." "Hani senin hiç hoslanmadigin esrarkes çocuk vardi ya. Ben onunla evlendim." "Iyi halt ettin, zilli. Neyse, artik yapacak bi sey yok. Versin mahkemeye, hemen bosanin..." "Bosanalim ama benden 10 milyar istiyor. Eger vermezsem, iyi zamanlarimizda çektigi çiplak fotograflarimi Internetten herkese yollayacakmis...." "Püüh. Rezil... Çiplak fotograf çektirdin, öyle mi?" "Ama babacigim. O benim kocamdi. Ne biliyim böyle bir pustluk yapacagini." "Peki. Olan olmus artik. Yarin havale ederim parayi...Ögleden sonra Bankaya gidip çekersin; sonra da alip yakarsin o kahrolasi fotograflari..." "Sagol baba. Eeee. Sey...Bi de kürtaj için 2 milyara ihtiyacim var..." Adam artik iyice fenalasir. Boguk bir sesle konusur: "Kürtaj mi? Bi de hamile mi kaldin o çocuktan sen?..." "Aslinda ondan degil... Zenci bi çocuk vardi...Zaten o yüzden ayriliyoruz ya...." Adam bayilmak üzeredir. Nabzi yükselir, tansiyonu düser, artik inleyerek konusmaktadir: " Biz seni oraya okumaya yollamistik. Sen ne haltlar çevirmissin. Allahim. Nedir bu basimiza gelenler...Okulu bititir bitirmez Ankara'ya dönüyorsun, yoksa kirarim bacaklarini..." "Istersen hemen dönebilirim babacigim. Ben geçen yil okuldan atildim çünkü..." Adam masanin üzerindeki soguk su dolu sürahiyi basindan asagiya devirir ve ancak bu sekilde konusmasini sürdürebilir: "Okuldan mi atildin? Hani birlikte avukatlik yapacaktik, zilli?...Eh ulan? Sen hele bi gel buraya. Ben sana yapacagimi bilirim. Evden disariya adim attirmiycam sana. Ilk isteyenle de evlendiricem...." "O is zor be baba. Biliyorsun, moda oldu, artik evlenmeden önce esler birbirlerinden saglik raporu istiyorlar... Pek iyi bi rapor sunacagimi zannetmiyorum ben..." "Allahim, çildiracagim... Bir de cinsel hastaliklar haaa.....Kesin o zencidendir..." "Çok pis arkadaslari vardi. Bilmem artik hangisinden kapmisimdir..." Güm diye bir ses duyulur. Adam kisa bir süre için kendinden geçmistir; ancak hemen kendisini toparlayip tekrar telefonu alir. "Hemen bu aksam dayini yolluyorum oraya. Seni alip gelecek. Adresini ver bakiyim..." " Mahmutpasa Karakolu'ndayim... Gelirken kefalet için de biraz para getirsin yaninda..." "Karakol mu?...Bi de karakola mi düstün layyynnn? Ne yaptin?...." "Dün kafam çok bozuktu, çok içmisim. Araba kiralayip dolasmaya çiktim. O kafayla Arnavutköy'de kokoreççi dükkanina girdim. Ama neyse ki kimse ölmedi. Dükkan sahibiyle kiralik araba firmasina biraz para vermek gerekir sanirim..." Adam artik iyice fenalasmistir. Hatta fenalasmak ne kelime; adeta kahrolmustur. Telefonda kisa bir sessizlik olur. Kiz tekrar konusmaya baslar: "Babacigim. Sakin üzülme. Bütün bunlar bir sakaydi. Ben sadece sinifta kaldigimi söylemek için aramistim..." Bunun üzerine adam sevinçle ve mutlulukla haykirir: "Canin sagolsun be güzelim, bosveeerrr. Okul da neymis? Hiç mühim degil, tatli canin sagolsun senin...."
-
AFRIKA
Bir adam ucagiyla Afrika'nin uzerinde gezerken birden ucagi arizalanir ve ormanlik bir alana duser. Adam ne yapayim ne yapayim diye dusunurken birden bir Afrika kabilesinin ona dogru yaklastigini gorur. Adam icinden "Iste simdi boku yedik" der. O anda dusuncesinde Nur yuzlu dedenin sesini duyar. Hayir evladim boku yemedin. Peki ne yapmam gerek. Suradaki mizragi goruyor musun? Evet. Al onu ondeki renkli giysili adamin tam kalbine batir. Adam mizragi alir ve adamin tam kalbine batirir. Evladim iste simdi boku yedin.

NASIL DÜNYAYA GELDIM?
Ali babasina sormus: Baba ben nasil dünyaya geldim? Gece annenle yatmaya gittigimizde yatagin çevresine seker koyduk. Sabah kalktigimizda sen gelmistin. Bu fikir Ali'nin ilgisini çekmis ve denemeye karar vermis. Yatarken yataginin çevresine seker koymus. Sabah bütün karinca, böcekler, vs yatagin çevresindeymis. Ali: Ulan demis, simdi size elimin tersiyle bir korum. Ama baba yüregi iste!

NE GİYERSEN GİY!
Adamı, vergi dairesine çağırmışlar.. Yanında bütün defterlerini ve hesaplarını da getirmesini istemişler.. Adam korku içinde, mali danışmanına gitmiş.. Sormuş: Vergi dairesine giderken nasıl giyineyim?. Ne tür bir izlenim bırakırsam, bana daha az vergi cezası keserler? Mali danışman öğüt vermiş: En eski elbiselerini giy.. Yoksul, muhtaç bir görüntü ver ki, sana az ceza kessinler.. Adam güvenemeyip, bir de avukatına danışmış.. Avukat, mali müşavirin tam tersi bir öğüt vermiş: En yeni, en pahalı elbiseni giy.. Güvenli, kendinden emin bir görüntü ver ki, az ceza kessinler vergiciler.. Adamı bu öğütler tatmin etmemiş.. Aklına güvendiği, filozof bir arkadaşına aynı soruyu sormuş.. Bu akıllı arkadaş bir hikaye anlatmış.. Şöyle demiş: Bir gelin, zifaf gecesi ne giymesi gerektiğini bir arkadaşına sorar.. O da, gırtlağa kadar kapalı, koyu renk bir gecelik giymesini tavsiye eder.. Bir başka arkadaşı ise, dekolte, şeffaf bir gecelik giymesini söyler.. Vergi dairesine giderken ne tür bir elbise giymesi için arkadaşından öğüt bekleyen adam, bu hikayeyi dinledikten sonra, sorar: Zifaf gecesi ne giyeceğini bilemeyen gelinle, vergi dairesine giderken ne giyileceğini soran benim aramda ne gibi bir ortak yan var ki? Adamın akıllı arkadaşı gülerek, izah eder: Ne giyersen giy, başına gelecek şey aynıdır..

4 MÜHENDİSLER
Bir makine mühendisi, bir elektrik mühendisi ve bir de bilgisayar mühendisi binmişler bir arabaya gidiyolar. Yolun yarısına geldiklerinde araba bozuluyor ve makine mühendisi 'ben hallederim' deyip yatıyor arabanın altına, bi kaç yere çekiç vuruyo, vida sıkıyo falan, biniyorlar arabaya, hala bozuk. Bu sefer elektrik mühendisi hemen atlıyo, 'bana bırakın' diye. Kabloları kontrol ediyo, elektrik aksamına bakıyo, biniyolar arabaya ama tık yok gene. Makina ve elektrik mühendisi bilgisayar mühendisine dönüyorlar. sıranın kendisine geldiğini anlayan bilgisayar mühendisi: -eee..şey...arabadan çıkıp bi daha girsek? Bu sırada elemanlarla ilgili gözlemlerini sürdüren endüstri mühendisi, etüd çalışmaları sonucunda her üç elemanın da verimsiz çalıştığına kanaat getirerek üçünü de arabadan indirir ve direksiyona geçerek diğerlerine arabayı ittirir.
-
OĞLUM BENİM
Genç bir adam süpermarkette dolaşırken yaşlı bir kadının kendisini izlediğini fark eder. Fazla umursamadan alışverişine devam eder. Bir şeyler alır ve kasaya gelir. Bu sırada yaşlı kadın adama: "Size bakmamdan rahatsız oldunuz ama yeni ölen oğluma çok benziyorsunuz bu yüzden size bakıyorum" der. Bunun üzerine adam üzülerek: "Oğlunuzu kaybetmenize çok üzüldüm. Yapabileceğim bir şey varsa çekinmeyin söyleyin." Der Yaşlı kadında "Marketten çıkarken bana güle güle anne derseniz bu beni çok mutlu eder." Ve kadın marketten çıkar. Adam da ona "Güle güle anne" diyerek veda eder. Kasadaki tezgahtar alışverişinin 100 milyon tuttuğunu söyler. Adam şaşırır ve "Ama nasıl olur ben sadece bir kaç ufak şey aldım." diye çıkışır. Bunun üzerine tezgahtar kız "Anneniz onun aldıklarını da sizin ödeyeceğini söyledi."

3 ARKADAŞ
Adanali Cemal, Kayserili Kemal ve Temel bu uc arkadas Bogaz Koprusunde tamir yapiyorlarmis ve karilarida bunlara yemeleri icin bir seyler hazirliyormus. Ama hep ayni seyler. Kayserili yemek torbasini aciyor pastirmali ekmek. Adanali aciyor kofte ekmek. Temel aciyor ekmek arasi hamsi. Bu hep boyle devam ediyormus. Neyse gunlerden birgun bunlarin canina tak etmis ve demisler yine ayni seyleri hazirladilarsa kendimizi kopruden atalim. Adanali bakmis ekmege kofteli hop assaga atlamis, Kayserilininki de pastirmali,oda atlamis asagi. Temel bakmis hamsili, o da dayanamamis ve atlamis.Bunlarin evlerinde de agit yakiliyormus. Adanalinin karisi: Vah zavalli kocacigim kofte ekmegi ne cok severdi hep kendi ellerimle hazirlardim. Kayserili Vah zavalli kocacigim pastirmali ekmegi ne cok severdi hep kendi ellerimle hazirlardim Karadenizli ise Vah zavalli kocacigim hamsi + ekmegi ne cok severdi her sabah kalkip kendi hazirlardi..

KARISIKLIK
Temel oksurukten Dursun da kabizliktan sikayetcidir. Beraber doktora giderler. Doktor Temel'e oksuruk surubu Dursun'a da mushil verir. Bunlar ilaclari karistirirlar. Bir hafta sonra doktor Temel'e: Nasil oldu? Hala oksuruyor musun? oksurmeye cesaret bile edemiyorum doktor bey.
-
NEDEN
Genc deve annesine sormus , anne niye bizim ayaklarimiz bu kadar büyük? Anne cevap vermis , çölde kuma batmamak için.. Genç deve tekrar sormus , peki kipiklerimiz niye bu kadar gür. Anne tekrar cevap vermis , çölde kum firtinalarinda kum kaçmasin diye. Meraki yatismamis olan genç deve bir soru daha sormus, bizim niye hörgüçlerimiz var. Anne deve sabirla yanitlamis , çölde çok uzun süre susuz idare edebilme için suyu hörgüçlerimizde depolariz. Sonunda dayanamayan genç deve sormus , Peki biz Ankara Devlet Hayvanat Bahçesinde ne bok yiyoruz???
-

HOMOSEKSÜELLİK
Temel 20 senedir Almanya'da yasiyormus. Bir gun gocmen burosuna gidip Almanya'dan kesin donus yapacagini soylemis. Gocmen burosundaki Almanlar Temel'i taniyorlar, seviyorlar. Sormuslar; "Niye donuyorsun" diye. Temel "homoseksueller yuzunden" demis. Burodakiler sasirmis ; "Seni rahatsiz filan ediyorlarsa hemen bir sikayette bulun, geregini yapariz. Buradan bu yuzden ayrilmana degmez demisler" Temel ; "Beni rahatsiz etmiyorlar" demis. Burodakiler yine sasirmis ; "Peki neden gidiyorsun?" Temel cevaplamis : "Burada 20 yil once homoseksuellik yasakti, 10 yil once serbest oldu, 5 yil oncede evlenmelerine izin cikti. Homoseksuellik MECBUR olmadan donmek istiyorum."
-
BULMACA
Temel uçağa binerken merdivende bir bakmış önünde Sharon Stone haltetmiş bir dilber..Muhteşem de bir mini..Temel içini çekerken bir bakmış, yeri dilberin tam yanı..Oturmuşlar.. Uçak havalanmış. Dilber çantasına uzanmış. İçinden bir bulmaca dergisi, bir kurşun kalem çıkarmış. Başlamış çapraz bulmacayı çözmeye..Temel heveslenmiş.."Şimdi bir yerde takılır, bana sorar, böylece muhabbete başlarız" diye..Beş dakika geçmeden dilber Temel'e dönmüş, gerçekten..Kısık, seksi bir sesle sormuş: "Beş harfli bir kelime. Sonu arak..Başına bir harf koyarsanız kadınların en sevdiği alet olurmuş, biliyor musunuz?" diye.."Aman Tanrım" demiş Temel, Amerikan filmlerindeki gibi.."Aman Tanrım.. Bu güzel kadına o kelimeyi nasıl söylerim ben..Mutlak bir başka kelime olmalı.." Başlamış düşünmeye..Beş dakika sonra jöton "Dank" diye düşmüş.. Kadına dönmüş: "Tarak olabilir mi, hanımefendi?..Tarak!.." "Harikasınız" demiş dilber.."Silginiz var mı acaba?

MİGROS
Temel tarikata girmek icin muracaat etmis, tarikat seyhi "Bize katilmak icin sinavlardan gecmen gerek. Ilk sinavin.. Kadinlara uc hafta yaklasma..Dayanabilirsen, uc hafta sonra gel goruselim!" demis...Temel uc hafta sonra gelmis seyhin onune.. Suklum, puklum.."Ilk hafta kolay gecti" demis, "Ikinci hafta biraz zorlandim, son hafta Fadime ile Migros'a gittik...Fadime ust raftaki konservelere uzaninca icim gitti..Konserve yere dusup Fadime yere egilince de kendimi tutamadim..""Yoo" demis seyh "Bu durumda seni tarikata katiyyen alamam..""Yahu! Ne Tarikati. Ben ondan coktan vazgectim" demis Temel "Beni Migros'a almiyorlar artik!.. Derdim o!.."

GÜVENSİZLİK
Büyük bir kasa soygunundan sonra çalıntı otomobille yol alan üç soyguncu, kent dışında otomobilden inip tarlalar arasında geldikleri yöne doğru hızla ilerlediler. Uzun süren bu iz kaybettirme yürüyüşünden sonra ıssız bir yer bulup oturdular. İçlerinden biri: Haydi sayalım artık, dedi. Kaç milyon kaldırdığımızı merak ediyorum. İkincisi elini şöyle bir salladı: Yorgunluktan öldük yahu! Şimdi o kadar parayı saymakla ne diye uğraşalım. Yarın gazetelerde okur, biz de öğreniriz kaç milyon kaldırdığımızı. Üçüncüsü öfkeyle yerinden fırladı: Deli misin be! Yarın her gazete ayrı bir rakam verir, biz de birbirimize gireriz!

SOGAN
Temel eczacilik fakultesini bitirmis.fakat eczane acacak parasi yok, Girmis bir eczaneye: Beyefendi sizde sogan var mi? Adam Temel'i basindan savmis. Temel bu durur mu? Hergun yeni sacma sorularla geliyormus.Birgun eczaci Temel'e: Kardesim senin derdin ne? Burayi bana sat. Eczaci kurtulmak icin eczaneyi satmis,birkac gun sonra Eczaneyi satan adam iceri girmis,Temel'e: Siz de sogan varmi? demis... Temel adama: Bizde sogan var ama senin receten var mi? demis...

MANTIK
Temel birgün yolda giderken arkadaşın prof. idrise rastlar idrisin kolunun altında kalın kalın bi sürü kitap temel idrise sorar ula idris o kitaplar ne kitabudur? MANTIK KİTABUDUR. mantık ne demek valla temel sana nasıl anlatayım. senin evde akvaryum var mı? var. o zaman sen balıkları seversin çok severim. balıkları çok sevdiğine göre balık tutmayı ve yemeyi de seversin. bayulurum özellikle hamsiye balık sevdiğine göre balıkta bol miktarda fosfor azot vs bulunur bunlarda bir erkek olarak seni çok kuvvetlendirir dolayısıyla sen tam bir erkeksin işte mantık ilmi bunu açıklar. bu cevap temelin çok hoşuna gider hemen kitapçıya koşar bir sürü mantık kitabı alır ve okumaya başlar tabi okuduğundan pek bişey anlamaz ama yine devam eder bir gün kolunun altında bisürü kitapla dursun temeli görür. ula temel o kitaplar nedir. temel kasılarak cevap verir mantik kitabudur ula temel mantik ta ne oliyi valla sana nasıl anlatayım ula dursun senin evde akvaryum varmı? yook. temel şaşkınlıkla dursuna bakmış, ve ula dursun yoksa sen i.nemisin?

KİM VERECEK?
Paris'in ünlü müzikholüne gitti, müdürün karşısına çıktı: Efendim ben, masaj uzmanıyım. Bu alanda benim gibi bir uzman daha bulamazsınız. Memnun oldum. Bize niye geldiniz? Ayda onikibin frank karşılığında, müzikholünüzde çalışan bayan sanatçılara masaj yapmayı öneriyorum. Müdür gülümsedi: Onikibin frankı peşin verirseniz, hemen başlayabilirsiniz!

KARA BULUTLAR
Öğretmen Hayat Bilgisi dersinde bulutların yeryüzündeki suların buharlaşmasından oluştuğunu uzun uzun anlattıktan sonra ön sıralarda oturan öğrencilerden birine şu soruyu sordu : Söyle bakalım oğlum, kara bulutlar neden olur? Çocuk düşündü , yutkundu, birşey diyemedi.Onun yanında oturan küçük kız çocuğu parmak kaldırarak şu cevabı verdi : Kirli sulardan olur öğretmenim!..

GÜZELLİK
Meliha, komşusu Zülbiye'ye: Sabah sana uğradım, dedi. Evde yoktun. Güzellik salonundaydım Melihacım. Meliha, Zülbiye'nin yüzünü dikkatle inceledikten sonra dudak büktü: Demek bu kadar bekledim, hala sıra gelmedi.

BELEDİYE DAMGASI
Çok mutaasıp bir aile çocuğu yine kendi gibi mutaasıp eline el değmemiş bir kız bulur ve onunla evlenmeye karar verir, kız da kaşarmı kaşar, yatıp kalkmadığı erkek kalmamış. Delikanlının ailesi ne hikmettirse tutturmuş kızlık muayenesi yaptıracağız diye, kız kendinden emin değil ama zoraki kabul etmiş ve kara kara düşünmeye başlamış ben ne diyeceğim diye, en samimi arkadaşına durumu anlatmış oda "canım bundan kolay ne var,git kasaba rica et herhangi bir etin üzerindeki zarı soyup sana versin,tanıdık bir doktor var,ona rica ederiz sana bir kızlık zarı yaparız" demiş. Kızda dediğini aynen yapmış,artık içi rahat muayene olmaya gitmiş.Delikanlı orda, ailesi orda, doktor "uzan kızım demiş "kız uzanmış, doktor birden kafasını kaldırıp ordakilere bakmış "allah allah "demiş. Ordakiler "ne oldu" demiş, "bir problemmi var doktor "doktor" bir dakika deyip raftan ansiklopedileri indirmiş bakmış bakmış sürekli şaşkın şaşkın kıza bakıp "allah allah" deyip duruyormuş. Delikanlı dayanamayıp sormuş "doktor bey yoksa kız değilmi? "Doktor" kız olmasına kız ama benim anlayamadığım belediyenin damgasının burda ne işi var?"

TANRI
Zengin bir is adaminin kizi, kendisiyle evlenmek isteyen erkek arkadasini anne ve babasiyla tanistirmak icin evlerine yemege cagirdi. Yemekten sonra zengin is adami damat adayiyla basbasa konusmak istedi ve onu calisma odasina goturdu. Senle söyle erkek erkege konusalim yavrum, dedi. vlendikten sonra aileni gecindirmek icin ne is yapmayi düsünüyorsun? Damat adayi duraksamadan yanit verdi: Aslinda benim elimden her is gelir efendim, evlendikten sonra bir yerde kesinlikle bir is bulurum. Sonra da nasil olsa, Tanri yardim eder. Damat adayinin bu yanitini kuskuyla karsilayan is adami, bu kez daha somut bir soru sordu: Peki icinde kizimi oturtabilecegin bir eve nasil sahip olmayi düsünüyorsun? Damat adayi yine duraksamadan cevap verdi: Ben aslinda cok caliskan bir insanimdir, dedi. Gece gündüz demez calisir, para biriktiririm. Sonra da nasil olsa Tanri yardim eder, bizde bir ev sahibi oluruz. Kız babasinin nesesi iyice kacti. Bu kez sesini yükselterek sordu: Peki oglum ilerde cocuklariniz olunca onlara nasil bakacaksiniz? Damat adayi o soruyu da yanitladi: Biraz önce söyledim ya, gece gündüz calisir kazandigim tüm parayi biriktiririm. Sonrada nasil olsa Tanri'nin yardimiyla cocuklarimizi büyütürüz. Damat gittikten sonra kizi kosarak babasinin yanina geldi: Damadini begendigini gözlerinden anliyorum babacigim, lütfen söylermisin onun en cok neyini begendin? Babasi kizinin yüzüne dik dik bakti: Onun en cok hosuma giden yani benim hakkimdaki görüsü, dedi ve ekledi: Beni Tanri saniyor!


MİGROS
Temel tarikata girmek icin muracaat etmis, tarikat seyhi "Bize katilmak icin sinavlardan gecmen gerek. Ilk sinavin.. Kadinlara uc hafta yaklasma..Dayanabilirsen, uc hafta sonra gel goruselim!" demis...Temel uc hafta sonra gelmis seyhin onune.. Suklum, puklum.."Ilk hafta kolay gecti" demis, "Ikinci hafta biraz zorlandim, son hafta Fadime ile Migros'a gittik...Fadime ust raftaki konservelere uzaninca icim gitti..Konserve yere dusup Fadime yere egilince de kendimi tutamadim.." "Yoo" demis seyh "Bu durumda seni tarikata katiyyen alamam.." "Yahu! Ne Tarikati. Ben ondan coktan vazgectim" demis Temel "Beni Migros'a almiyorlar artik!.. Derdim o!.."

OLACAKSA OLSUN
İki Laz birer turist tavlamışlar ve bir tenhaya çekilmitler. Tam birlikte olacakları sırada iki kızda Lazlardan prezervatif kullanmalarını istemiş ve çıkarıp birer tane vermişler.
Lazlar ilk defa gördükleri prezervatiflere bakarak : Ne yani, şimdi bunları takınca çocuk olmayacak mı ? Evet Bunun üzerine Lazlar kabul etmişler ve prezervatifleri takmışlar. Aradan bir altı ay geçtikten sonra bir gün tarlada çalışan iki Lazdan biri aniden elindeki kazmayı yere atarak : Yeter daa ! Ben çıkartıyorum artık, çocuk olacaksa olsun !

ARARSA
Hafif meşrep kadina sorarlar: Sevişirken kocanizla konuşur musunuz? Kadin siritarak cevap verir: Ararsa neden konuşmayayim?

BALONLA CENNETE YOLCULUK
Johny annesiyle birlikte banyo yaparken,gögüslerini göstererek sorar; "Anne,bunlar nedir?" Nasil cevaplayacagini bilmeyen annesi, "yarin kahvaltida babana sorarsin" der -unutmasini umud ederek- Ama johny unutmaz ve ertesi gün kahvaltida babasina sorar, Babasi söyle yanitlar, "Onlar balon çocugum, annen öldügü zaman o balonlari sisirecegiz ve annende cennete uçacak". Birkaç hafta sonra johny'nin babasi eve birkaç saat erken gelir. Johhny aglayarak babasinin yanina kosar. - "Baba kos annem ölüyor." Babasi çocugu sakinlestirmeye çalisirken sorar, "Neden annenin öldügünü düsünüyorsun?" Çocuk aglamaya devam ederken anlatir, "Harry Amca annemin balonlarini sisiriyordu, ve annem de söyle bagiriyordu," "Tanrim geliyorum"

VİCDANININ SESİ
Doktor John hastasıyla ateşli bir seks yaptıktan sonra, oturup düşünmüş: "Keşke yapmasaydım ama olsun.. Tüm doktorlar meslek hayatında hastasıyla yatmıştır" Der ve kendini avutmaya çalışır. O sırada vicdanından bir ses gelir: "Ama John sen bir veterinersin."

İKİ DENİZCİ
Iki denizci oturmus sohbet ediyorlar; Sana iki haberim var, biri iyi, digeri kotu. Once kotusunu soyle. Biz seninle zamanimizin cogunlugunu seferde gecirirken karilarimizin dostlugu cigrindan cikti, ikiside lezbiyen oldu!. Vay canina!, Peki iyi haberin nedir?. Senden hoslaniyorum!...

MİNİ ETEK
Temel Dursun'a arabasinin öyküsünü anlatiyordu: "Bir gün otostop yapiyordum ki önümde, bu arabayla, mini etekli güzel bir bayan durdu ve beni arabasina aldi. Bir süre gittikten sonra kadin arabayi kuytu bir köseye çekti. Mini etegini iyice yukari çekip, Benden ne istersen alabilirsin' dedi, ben de arabasini aldim. Dursun : "İyi etmişsin Temel, zaten mini etek sana hiç yakismazdi."

LASTİK
Belediye otobusu agzina kadar dolu, yasli bir adamcagiz ayakta. Elindeki bastonu otobusun her kalkisinda ve durusunda kayiyor ve adamcagiz dusmemek icin olanca gucunu harciyor. Bu sirada oturmakta olan genclerden biri kustahca akil veriyor:
Baba, baba, bastonunun ucuna lastik taksan kaymaz! Ah oglum, demis yasli adam, senin baban o lastigi zamaninda taksaydi ben simdi bu otobuste oturacak yer bulurdum!


YÜZÜNÜ KAPAT
Temel bir gun denize girmis ama cirilciplak. Koyun cocuklari saka olsun diye Temel'in butun elbiselerini alip kacmis, zavalli Temel de denizde oylece kalakalmis. Beklemis gelen yok giden yok. Yardim edecek kimse de yok. Hava biraz kararinca ne yapsin bizim Temel cikmis denizden. Hemen az ilerdeki otlarin arasindan usulca koyune dogru gitmeye baslamis. Otlak bitince evine de az kaldigi icin on tarafini eliyle kapatarak evine dogru kosmaya baslamis. O sirada O'nu goren babasi bagirmis: "Ula salak usak orani kapayacagina yuzunu kapasana, kim taniycak orani?"

LEZBİYEN
Temel bara gitmis. Yanindaki kadinla sohbet ederken kadin: "Ben lezbiyenim" demis. Temel lezbiyenin ne oldugunu sorunca kadin: "Ben yalnizca kadinlarla beraber olurum" demis. Temel' in hosuna gitmis. "Pen ta sizin cibu lezbiyenum" demis.

GOZLUK
Adamın teki bi bara girer, yaslanır bara ve elini vurarak Bana 3 viski" der Barmen viskileri verir adam arka arkaya tak tak tak götürür viskileri, hadi bana ii günler der bardan çıkmaya hazırlanır. "Hoopp kardeşim nereyee" diye seslenen barmene "Param yok" diye yanıt verir ve barmeni şöyle bi süzüp "Ama sana bi teklifim var, bak şimdi cebimde 20 santim boyunda bir piyanist var eğer istersen sana ne istersen çalar biz de ödeşiriz" der. Şaşıran barmen merak ederek "Göster bakalım" der, adam cebinden çıkartır, gerçekten de 20 santim boyunda bi adamcık, geçer piyanonun başına, barmeni iyice eğlendirir. Barmenin çok hoşuna gider bu ve bu piyanisti nereden bulduğunu sorar adama.. Bunun üzerine adam ona piyanisti veren "cin"i çağırır. Barmen bi bakar cinin ahı gitmiş vahı kalmış, yaşlııı, eğilmişşş, bemmbeyaz sakallı bi dede.. Bastonuna dayanmış zar zor ayakta duruyor. "Dile benden ne dilersen" demiş cin ve barmen yanıt vermiş: Yıllardır bu barda sigara, içki ciğerlerim mahvoldu bana iki yeni ciğer ver" demiş. Kulağını daha da barmene yaklaştıran cin "Ha??" diye sormuş, barmen bağırmış "iki yeni ciğer!!!" "Ha peki" demiş cin ve parmaklarını şıklatmış, hoppp barmenin arkasında zebella gibi iri yarı, parabıyıklı, kılıçlı cengaver. "Yahu ben yeni ciğer dedim.. yeniçeri demedim ki!!" diye isyan etmiş barmen.. Adam da gülmüş: "Hah sanki ben de 20 santimlik piyanist istedim!!!"

3 KIZ
Üç kiz ölmüs, cennetin kapisinda siraya girmisler. En büyük melek, kizlari karsilamis ve sormus: "Cennetin kapisinidan girmeden önce size küçük bir sorum var. Hayattayken iyi kizlar miydiniz?" Ilk kiz atilmis: "Sayin melek hazretleri! Inanin ben daima iyi bir kiz oldum. Evlenmeden önce kimseyle olmadim gibi evlendikten sonra da olmadim" Büyük melek yardimcisina donmus: "Tamam bu kiza altin anahtari verin" Ikinci kiz; "Sayin melek hazretleri! Ben evlenmeden kimseyle olmadim ama evlendikten sonra dayanamadim!" "Bu kiza da gümüs anahtari verin" demis melek hazretleri. Sira üçüncü kiza gelmis; "Sayin melek ben her önüme gelen erkekle evlenmeden önce ve sonra doyasiya birlikte oldum" demis... Büyük melek söyle bir saginaa ve soluna baktiktan sonra yardimcisina fisildamis: "Buna da benim odanin anahtarini verin"

DİLE BENDEN NE DİLERSEN
Yaslica bir bayan evindeki koltugunda oturup uzun gecmis hayatini gozden gecirirken birden bir peri karsisina cikiverir ve ona 3 dilekte bulunabilecegini soyler. Peki der yasli kadin "Zengin olmak istiyorum" Peri bir el hareketiyle kadinin koltugunu som altina ceviriverir. "Ikinci olarak ta sanirim guzel ve genc bir prenses olmak istiyorum" der. Birden basinda paha bicilemez bir taci olan dunya guzeli bir prenses oluverir. "Ucuncu ve son olarak olarak ne istersin ?" diye sorar peri. O sirada yasli kopegi agir bir sekilde kafasini kaldiriverir ve zayif bir "hav" sesi cikartir. Prenses cok sevdigi kopegine bakar ve soyle der "Kopegimi yakisikli bir prense donusturebilirmisin?" Tam o anda, simdi guzel bir prenses olan yasli kadinin onunde dunyada hic kimsenin gormedigi kadar yakisikli bir prense donusur kopek. Hic kimsenin hayal bile edemeyecegi kadar yakisiklidir bu prens. Kadin ona buyuk bir hayranlikla bakar ve o anda ona asik oluverir. Prens ona dogru yaklastiginda kadinin heyecandan dizleri titremeye baslar. Prens ona dogru egilir ve dudaklari neredeyse kadinin kulagina degecek sekilde soyle fisildar: "Eminim simdi, zamaninda beni hadım ettirdigine cok pismansin."

DON MESELESİ
Temel ile Fadime lunaparka giderler. Dolasirlarken bir ara Fadime donme dolaba binmek ister. Temel karsi cikar, "olmaz, donun gozukur" der. Fadime susar. Az sonra Temel balonlara tufek atarken Fadime caktirmadan yanindan ayrilir. On dakika sonra Temel'in yanina doner. Temel sorar: "Neredeydin?" "Donme dolaba bindim" deyince Temel sinirlenir. Ben sana binme donun gozukur demedim mi? Dedin ama gozukmedi. Cikardim oni?..

KAHRAMAN ER
Erler sabah yoklamasında, çavuş içlerinden birine soruyor; Söyle bakalım nerdensin Maraş'lıyım komutanım.. Çavuş sinirleniyor ve askere okkalı bir tokat atıyor. Ardından tekrar soruyor bir daha söyle bakalım nerdensin ? Maraş'lıyım komutanım.. Çavuş bu sefer iyice hiddetleniyor ve askere okkalı bir tokat daha atıyor. Ardından tekrar soruyor ulan sona son defa soruyorum nerelisin ? Kahramanmaraş'lıyım komutanım.. Hah şimdi oldu diyor çavuş ve yanındakine soruyor, Oğlum sen nerelisin ? Kahramansinop'luyum komutanım !

AYSE BALKONDA
Kari-koca tatil gunu evde televizyon seyretmekten SIKILMIS, yatak odasina gecmeye karar vermisler.. Ama ne mumkun..7 yasindaki oglan evde. Oglum, hadi biraz sokaga cik, gez, oyna! Ihhhhh. Israr faydasiz. Afacanin sokakta gozu yok. Oyleyse, diyor baba, annenle ben odamiza gecelim, sen de balkona. Etrafta neler olup bitiyor, yuksek sesle bize rapor et ! Oglan biraz miziklanmakla birlikte caresiz balkona geciyor. Bizimkiler de yataga. Ve afacan canli yayina basliyor: Su an bizim sitenin otoparkina yabanci bir arac park etti. Simdi de Aygaz arabasi sokaga giris yapti. Yasli bir kadin markete giriyor.....Kisa bir sessizlik...Ve rapora devam: Yan komsumuz Ahmet Bey amcayla karisi Necla teyze yatak odasinda sevisiyorlar. Yataktakiler sok vaziyette. Baba sesleniyor: Oglum, nereden cikardin simdi bunu ? Hicc. Kucuk kizlari Ayse balkonda dikiliyor da.

ALTIN ANAHTARLI TAKSİCİ
iki adam ölür ve cennetin kapisina gelirler. Cennetin kapisinda Aziz Peter beklemektedir. Aziz Peter ilk adama sorar: - Hayattayken ne is yapardin?- Ben rahiptim, ömrümü Tanri'ya verdim, karima sadiktim, her gün dua ettim, insanlara yardim ettim, çocuklari sevdim, der. - Çok iyi, der Aziz Peter, al sana cennetin gümüs anahtari. Ikinci adama sorar: - Hayattayken ne is yapardin? - New Yorkta taksi soförüydüm, der adam. Çok iyi, al sana cennetin altin anahtari. Rahip bunu görünce öfkelenir. - Aziz Peter, nasil olur bu? Ben ömrümü Tanri' ya adamis bir insanim, bana gümüs anahtari bu taksi soförüne de altin anahtari uygun gorüyorsunuz? Aziz Peter gülerek: - Oglum, der. Sen vaaz verirken herkes uyuyordu, bu adam araba kullanirken herkes dua ediyordu.

İNATÇILIK ŞAMPİYONASI
Karadeniz sahilinde bir kahvede inatçilik sampiyonasi düzenlenmis. Üç müsabik ortaya çikmis, baslarindan çikan birer olayi anlatip, kahve sakinlerinden sampiyonu seçmesini istemisler. Birinci müsabik: "Bir aksam isten eve döndüm, kapiyi çaldim, hanim kim o dedi, kim olacak bu saatte, kapiyi baska kim çalar ki! Kizdim. Kapiyi ben çaldim, hanim israrla kim o dedi. Bu sabaha kadar böyle devam etti. Sabah oldu ise gittim." Ikinci müsabik: "Agriyan disimi çektirmek için disçiye gittim. Disçi hangi disin agriyor diye bana sordu. Madem koskocaman disçi, agriyan disimi o bulsun diye inat ettim. Disçi bütün dislerimi çekti. Sira agriyan disime gelince, yine agriyor demedim ve agzimdaki bu tek dis inadimdan kaldi." Üçüncü müsabik: "Evlendigim ilk gece hanim bana dokunma dedi. Ben de inadim tuttu. Aradan 17 yil geçti, hala dokunmadim." Bu arada jüri baskani "Ama senin üç tane kocaman çocugun var, nasil olur?" diye sorunca: "Inadimdan onlarin bile nasil oldugunu sormadim."



VAHŞİ PUMA
Kizilderili kabilesinin liderinin küçük oğlu babasina çekinerek sordu: neden bizim isimlerimiz beyazlarin isimleri gibi değil? reis "bizim isimlerimizin birer hikayesi vardir. bu bir gelenektir" dedi oğlan: "nasil yani" dedi reis "sana bir kaç tane örnek vereyim" diyerek açiklamaya başladi. "mesela ben doğduğumda çadirimizin etrafinda vahşi bir puma dolaşiyormuş benim adimi vahşi puma koymuşlar. ağabeyin doğduğu anda gök gürledi adini gök gürültüsü koyduk. ablan doğduğunda ay dolunaydaydi. adini dolunay koyduk. kardeşin doğduğunda gökkuşaği çikmişti. adini gökkuşaği koyduk. anladin mi şimdi patlak prezervatif"

MEDYA
Laz hamama peştemal yerine gazete sarınmış olarak girmiş. Bunu görenler: - Ne lan bu halin ? - Medya herseyi büyütüyormuş.

GOZLUK
Temel Uzak Dogu'ya gider. 250 $ verip bakinca insanlari ciplak gosteren gozluklerden alir. Takar bakar ciplak, cikarir bakar giyinik. Cok hosuna gider. Ikide bir takip, cikarir. Eve gozunde gozluk gider, bakar Fadime'yle sutcu ciplak. Gozlugu cikarir bakar ciplak.
Takar bakar ciplak. Muthis cani sikilir ve Fadime'ye der ki: - Ula Fadime 250$ verdim hemen bozuldu..!!!!
KAYSERİLİ

Taksinin yokusta frenleri patlamis, muthis bir hizla asagi iniyor. Kayseri'li musteri bagirmis.. - "Durdur su arabayi.." Sofor panik icinde haykirmis..- "Durduramiyorum!.." - "O zaman taksimetreyi durdur hic degilse" demis, Kayserili.

KAZA
Bir araba yasli Temel'e çarpar. Arabanin soförü bagirir, - Suç sende ben 20 yillik soförüm!..Temel karsilik verir, - Pen de 80 yildir yüreyrum!

SERİNLEMEK İÇİN
Bir sarisin, bir kizil saçli ve bir esmer kadin çölün ortasinda arabayla yol almaktadirlar. Hava korkunç sicaktir. Arabanin motoru birden stop eder. Inip baktiklarinda, motoru tekrar çalistiramayacaklarini anlarlar. Mecburen çölde uzunca bir yürüyüs yapmalari gerektiginden, her biri arabadan birseyler alir. Esmer, bir sise su; kizil sacli bir paket bisküvi ve sarisin da arabanin kapisini söküp alir. Çölde yürümeye baslarlar ve bir süre sonra dinlenmek için mola verirler. Mola sirasinda sarisin ve esmer kadinlar kizil saçliya döner ve niye bir paket bisküvi aldigini sorarlar. - "Acikirsam yerim, diye düsündüm" cevabini verir kizil saçli "..çölde ne kadar yürüyecegimiz belli degil.." Hepsi de bunun çok mantikli oldugunu düsünür. Ve sonra sarisin kadinla kizil saçli olani esmere döner ve niye yanina bir sise su aldigini sorarlar. - "Eger susarsam, yanimda içecek birseyim olmasi gerektigini düsündüm.." diye cevaplar esmer kadin. Evet, bu çok akillica bir fikir, diye düsünür diger ikisi. En sonunda esmer ve kizil saçli kadinlar sarisina dönerler ve arabanin kapisini niçin söküp aldigini sorarlar. - Seyy.." der sarisin "..çok sicak olursa pencereyi açip serinlerim diye düsündüm de.."

UZUN BACAKLI PİLİÇ
Adam bara gitmis tam arkasinda bir devekusu..- "Bir bira..!" demis adam.. - "Ben de..!" demis devekusu. Barmen servisi yapmis.. - "Hesap üç dolar kirkiki!" demis. Adam elini cebine sokmus bir avuç para çikarip bara koymus. Saymis barmen.. Kurusu kurusuna 3 dolar 42!.. Ertesi gün - "Viski!" demis adam. - "Ben de!" demis, devekusu. - "Yedi dolar ondört!" demis Barmen..Yine elini cebine atmis adam.. Pat!. Çikartmis parayi. Tami tamina 7 dolar 14.. Günlerce devam etmis bara gelisler.. Içki.. Aynisi devekusuna.. Aynen cepten para.. Merak etmis barmen sonunda..- "Kuzum nedir bunlar..Parayi saymadan tami tamina çikariyorsun cebinden.." - "Ben sihirli bir lamba buldum" demis adam.. - "Ne alirsam.. Bir bardak su veya bir Rolls Royce cebimde kurusu kurusuna parasini buluyorum..!" - "Peki.. Peki bu devekusu?" diye sormus Barmen.. - "Haa o mu?!" demis adam.. "Bir de benimle ayni zevkleri paylasan uzun bacakli bir piliç dilemistim..!"
EŞEK BORSASI
Bizim koylu Ahmet esegini satmaya karar vermis. Kiymeti tas catlasa 50 milyon lira eden esek icin pazarlik payini da ekleyerek 100 milyon lira fiyat koymus. Komsu koyden acilen esege ihtiyaci olan Mehmet 100 milyon odeyip almaya razi olmus. Koylu Ahmet esegini satmis ama aksam da uykusu kacmis. Dusunup durmus, - "Mehmet 50 milyon liralik esege niye 100 milyon lira verdi?" diye. ici rahat etmeyince ertesi gun esegini geri almaya karar vermis. Pazara gittiginde Mehmet'in esegi 200 milyon liradan satisa cikardigini gormus. Sonunda 200 milyon liraya almak zorunda kalmis. Ayni olay bu kez Mehmet'in basina gelmis. O da ertesi gun esegi geri almaya karar vermis. Bu alisveris hergun fiyat arta arta devam etmis. Birkac gun sonra pazara bir baska koyden Huseyin gelmis. Huseyin pazardaki kalabaligin arasina dalinca bir de ne gorsun: - "Al, al, al, sat, sat , sat" bagrismalari arasinda bir yasli esek ve bu esegin 1 milyar liralik satis fiyati....! Yanindakine sormus - "Hemserim, bu yasli esek 1 milyar lira eder mi yahu?" Adam hemen yanitlamis; - "Valla grafikler ortada. Bu esegin fiyati 50 milyon liradan basladi, 950 milyon liraya geldi. Soyle bir teknigine bakarsan gorursun. Esegin fiyati 1 milyardaki direncini kirarsa, 1.5 milyara kadar yolu var. "

KARIM BENİ ALDATIYOR
Üç karadenizli bir aksam meyhanede acaip dertli bir sekilde kafa çekiyorlar. Kafalar kiyaklasinca Idris basliyor "Karim nasil beni aldatir ? Hem de bir yazarla " diye söylenmeye. "Nereden anladin bir yazarla aldattigini?" diye sorunca digerleri "Nereden olucak bir aksam eve geldigimde yatagin altinda bir roman buldum" der. Biraz sonra Dursun bir of çeker ve o da baslar derdini anlatmaya "Benim kari da beni bir ahci ile aldatiyor." "Nasil anladin?" diye sorunca digerleri. Dursun "Gecen gün gündüz vakti eve geldigimde bizim yatagin altinda bir kepçe buldum" der. Bunlari dinleyen bizim Temel öyle bir of ceker ki masayi titretir. Hayrola der digerleri. Temel:
"Sormayin arkadaslar sizi dinleyince benim derdim on kat daha artti." der. Digerleri buna bir anlam veremez "Nasil yani?" diye sorarlar. Temel "Uzun zamandir bizim karidan supheleneydum. Gecen gun gunduz vakti eve bir baskin yapayim dedim. Bi baktim yatagin altinda bir jokey var. Demekkim bu kari beni bir at ile aldatayi."

SÜTANNE
Adam evlenir, 10 sene geçer çocuğu olmaz. Yurtdışına göreve gider. Hanımından gelen mektupta hamile olduğu yazılıdır. Yurda döndüğünde ise hanımı doğurmuştur ama çocuk zencidir. Hanımına sorar: "Hanım ne sizin sülâlede ne de bizim sülâlede zenci değil, esmer bile yok; bu iş nasıl oldu?" Hanım "Çocuğu doğurduktan sonra sütüm gelmedi mecburen bir sütannesi tuttuk, onun sütünü emdi. Sütanne zenciydi herhalde bu yüzden böyle oldu" der. Adam ikna olmuşa benzer ama içinde yine de ufak bir kuşku vardır ve "bunu bilse bilse annem bilir" düşüncesiyle annesine sorar.
Anne "Olmaz olur mu oğlum, tabii ki olur" der. Seni doğurduğumda benim de sütüm gelmemişti ve inek sütüyle beslemiştim. Bak boynuzların çıkmaya başlamış bile!"

ÖNCE SEN BAŞLATTIN
Adamin biri isbasvurusunda bulunmus. Görüsmeye çagirmisler; görüsme sonuna dogru ortalama bir tip olan adama yöneticisi sormus; Peki beklentilerin ne? seni ne tatmin eder? Arkadas saymaya baslamis; Öncelikli olarak bir araba istiyorum, ayrica su anda bulundugum dairenin kirasi biraz fazla onu da sirketin karsilamasi iyi olur, maas olarak da 3000$ dan asagi calismam. Sirket yöneticisi, dinler ve ; Biz sana son model bir Cherokee ve Tarabya'da bir villa verecegiz, ayrica bizim bu pozisyonumuz için planladigimiz maas 6000$'di, demis. Bizim elemanin gozleri firlamis; Saka yapiyorsunuz, demis. Sirket Yoneticisi yapistirmis; Önce siz baslattiniz...

II DÜNYA SAVAŞI BİTTİ Mİ?
Yasli Italyan, kasabanin papazina günah çıkarmaya gitmisti.Ihtiyar adam itiraflarina basladi: "Ikinci Dünya savasinin ilk günlerinde bir güzel kiz kapimi çalip kendisini Almanlardan saklamami istedi. Onu bodruma sakladim.Ve Onu asla bulamadilar. "Bu harika birsey" dedi, papaz.. "Devami var" dedi ihtiyar.. "Ben zayif karakterli bir adamim.Birgün ondan, kendisini saklamamin bedelini bazi arzularimi gidererek " odemesini istedim." Papaz bir süre düsündü,sonra.. "Himmm..Savas yillari. Zor günler.. O kosullarda böyle bir zaaf affedilebilir.çok büyük bir riski göze almissiniz.. Kaldi ki, kiz Almanlarin eline düsse, basina çok daha kötü seyler gelirdi. Allah anlayisli, hos görülü ve affedicidir. Yaptiginiz iyilik ve kötülükleri tartar, sizi sefkatle yargilar.." "Tesekkür ederim peder" dedi, yasli adam.. "Simdi içim rahatlamisken, bir soru daha sorabilir miyim?." "Tabii sorabilirsin oglum" dedi, papaz.."Ona savasin bittigini söylemem gerekiyor mu?.."

SIRANI BEKLE
Temel, bir haftaligina gittigi memleketten, haber vermeden erken donunce karisini evde baska bir erkekle bulur. Derhal belinde tasidigi tabancasina davranan Temel, yatakta yakaladigi adami alninin ortasindan vurur. Tabancayi tam kendi kafasina dogrultmusken, karisi haykirarak uzerine atlar: Dur Temel'im, kiyma kendine! Temel, sinirden titreyerek haykirir: Sus, sira sana da gelecek!..

NAZİK HANIM
Istanbul'a gurbete giden Erzurumlu, dönüste karisina istanbul'lu hanimlarin, aksam eve dönen kocalarini, kapida nasil karsiladiklarini "Hos geldin kocacigim, üsümüssün, yorulmussun!" gibi kibar, nazik laflar ettiklerini anlatmis. Belli ki o da karisinin kendisini öyle karsilamasini istiyor....Aksam eve gelmis, kar, tipi, soguk, karisi kapiyi açmis : Uy kocacigim, it gibi titriyisen...

KAMPANYA: 3 ZİNA 100 DOLAR
Papaz her pazar oglen kasabadaki ahalinin gunah cikartmasini dinler ve de onlara yol gosterirmis. Olur ya rahibi baska bir kasabadan bir davet icin hafta sonu icin cagirmislar. Papaz hem gitmek istiyor hem kiliseyi kime birakacagini bulamiyormus. Sonunda kilisenin tam karsisindaki sinagoga gidip durumu kasabanin hahamina anlatmis. Haham nasil olur ben sizin kurallari hic bilmem ki dese de papaz ben vaaz verdikten sonra sana ogretirim cok kolay bir iki kere beraber gunah cikartanlara nasil cevap verdigimi gorsen hemen anlarsin demis. Hahamda Tanri katinda bir din adamina yardim edecegi icin boynu bukuk kabul etmis. Pazar gunu gelmis papaz ile haham birlikte odaya girip gunah cikartmaya gelen birinci kadini dinlemisler: - Muhterem peder - Evet yavrum demis papaz. hahamda dinlemede. - Muhterem peder. ben tam uc kez zina isledim. Ama cok pismanim. bana bir yol goster de bu gunahtan arinayim. - Yavrum kudus tarafina don ve Kutsal bakire meryem ana ile ilgili bir dua oku cikarken de kumbaraya 100 dolar at gunahindan arinmis olursun. Ve kadin papazin dedigini yapmaya gider. Derken bir baska kadin gelir. - Muhterem peder. - Efendim kizim. haham bu sefer de sesiz dinliyor. - Muhterem peder. ben tam uc kez zina isledim. Ama cok pismanim. bana bir yol goster de bu suclardan arinayim. - Himmmm. Yavrum Kudus tarafina don ve Kutsal bakire meryem ana ile ilgili bir dua oku cikarkende kumbaraya 100 dolar at gunahindan arinmis olursun. der Kadin tesekkur edip papaz in dedigini yaparken Papaz da hahama doner ve anladin dimi der ve bir kosu arabaya binip yola cikar. Bizim haham odada bir baska gunahkar beklerken bir kizin geldigini duyar. - Muhterem peder. Haham ogrendigi gibi - evet yavrum der...- Muhterem peder. ben tam iki kez zina isledim. Ama cok pismanim. bana bir yol goster de bu suclardan arinayim. Cok utaniyorum der. haham dusunur ve cevap verir. - Yavrum uzulme. Su anda bir kampanyamiz var. Sen git bir zina daha yap.sonra gel kudus tarafina don ve Kutsal bakire meryem ana ile ilgili bir dua oku cikarkende kumbaraya 100 dolar at gunahindan arinmis olursun.

NOŞUT
Temel Afrika'ya safariye gitmiş. İlk günün sonunda gece otelin lobisinde avcılar konuşuyormuş. İngiliz ben bugün 1 gergedan vurdum demiş. Fransız ben de 1 aslan vurdum demiş. Temel de ben de 1 noşut vurdum demiş. İngilizle Fransız anlamamış ama cehaletleri belli olmasın diye de sormamışlar. Ertesi gün yine ava gidilmiş gece yine toplanmışlar. İngiliz ben 2 kaplan vurdum demiş. Fransız ben de 1 fil vurdum demiş. Temel ben 4 noşut vurdum demiş. İngiliz dayanamamış sormuş: "Kusura bakma ama noşut nasıl birşeydir? Bunca yıllık avcıyım hiç duymadım." Temel de "Ben de ilk defa burda gördüm. Kara kara birşeyler insana benziyorlar. ellerini kaldırıp noşut noşut diye bağırıyorlar demiş.



EKMEK VAR MI?
Ördek bara girer ve barmen'e: - ekmek var mi - yok - ekmek var mi - yok - ekmek var mi - yok - ekmek var mi - yok dedik ya - ekmek var mi - eger bir daha sorarsan seni duvara civilerim - civi var mi - yok - ekmek var mi

YALANCI POLİS
Adam trafikte "alcaktan ucarak" giderken polise yakalanir...kenara ceker arabadan iner: Buyrun Memur Bey Beyefendi a$iri hiz yaptiginiz icin sizi durdurmak zorundayim,ehliyetiniz lutfen? Ehliyetim yok, son yaptigim kazada ehliyetime el koydular memur bey Peki aracinizin ruhsatini gorebilir miyim? Araba benim diil memur bey caldim ben bu arabayi Anlamadim nasil yani, siz bu arabayi caldiniz oyle mi??? Evet memur bey, aa durun bi dakka torpido gozunde ruhsat olucakti, silahimi oraya koyarken ruhsat gibi bisi gordum galiba... Polis iyice sasirir: Torpido gozunde silah mi var?!?!?!!?!?!? Evet memur bey, bu arabanin sahibi kadini vurduktan sonra cesedi bagaja koydum silahi da torpido gozune koydum... BI DE BAGAJDA CESET MI VAR?!?!? Evet memur bey..Trafik polisi bunu duyar duymaz amirini arar, arabanin etrafi bir anda polislerle dolar ve adami sorguya alirlar...Ekipler amiri adamin ehliyetini ister, adam ehliyetini cikarir ki ehliyet gecerli temiz hicbir anormallik yok.. bunun uzerine adamin ruhsatini ister, adam cikartir ruhsati da verir, ekipler amiri yine bakar ki araba adama ait.. derken adamdan torpido gozunu acmasini ister, adam acinca ortaya cikar ki orada da silah falan yok... ekipler amiri bir de bagaja bakmak ister adam bagaji acar orada da ne ceset ne bisi yok.. bunun uzerine ekipler amiri "Cok garip" der...."sizi durduran memurun anlattigina gore bu arabanin bi kadina ait oldugunu soylemissiniz, kadini öldürüp cesedi bagaja silahi da torpido gozune koymussunuz..." Adam guler: Inanamiyorum..o simdi benim icin "asiri hizli gidiyodu" da demistir....

TEMEL'İN İNEĞİ
Temel'in inegi hastalanmis. Komsusu Cemal'e gitmis. - Ula inegun hastalandugunda ne vermistun? - Tuz ruhi... - Eyi...... Temel ertesi gun kosa kosa geri donmus... - Ula inegum oldi... - O zaman benimci de olmisti...

ÇEKİYORUM GÜLÜMSE
Savci, morgdaki uc ceseti incelemek uzere gelmisti. Birinci ceset siritiyordu. Savci nedenini sordu. "Milli piyangoda buyuk ikramiyeyi kazandi, sevincine dayanamadi, kalp krizi gecirdi ve oldu", dediler. Ikinci ceset de siritiyordu. Savci sordu; -Bu neden siritiyor? "Bunun da oglu dogmustu. Sevincten kalbine yenik dustu" diye acikladilar. Ucuncu ceset Temel'in komur halindeki cesediydi. O da siritiyordu. "Bu neden oldu?" diye sordu savci. "Efendim, buna yildirim carpti" dediler. -Peki neden siritiyordu? -Fotografini cekiyorlar sanmis.

ANLAMSIZ EVLİLİK
Cocuk babasina: - Babacigim,annem ile nasil evlendin? Adam esine donuyor: - Goruyormusun,cocuk bile anlam veremiyor.

KİM DUYMUYOR
Adam doktora gider : -Doktor bey, galiba karimda isitme kaybi basladi. Ne yapabiliriz? Doktor : -Eve gittiginiz zaman, karinizin arkasinda, biraz uzakta durun. Normal bir sesle ona soru sorun. Eger sizi duymazsa biraz daha yaklasin ve sorunuzu tekrarlayin. Hangi mesafede duydugunu tesbit edelim, ona göre bir tedavi uygulariz. Adam eve döner. Karisi mutfakta yemekle ugrasmaktadir. Adam mutfagin kapisinda durur ve normal bir sesle : - Hayatim, ne yiyoruz bu aksam? diye sorar. Karisi cevap vermez. Adam bir iki adim atar ve bir kez daha sorar : - Hayatim, ne yiyoruz bu aksam? Karisi yine cevap vermez. Adam kadinin dibine kadar gelir ve tekrarlar : - Hayatim, ne yiyoruz bu aksam? Karisi öfkeyle dönerek cevap verir : - Üçtür köfte diyorum ya!

SUDA KALMA YARIŞMASI
Temel, Dursun, Cemal suyun altında en çok kalma yarışması yapıyorlarmış. Dursun 15 dakika, Cemal 10 dakika durmuş çıkmışlar. 10 saat olmuş 20 saat olmuş Temel in cesadi karaya vurmuş.Dha sonra Fadimeye baş sağlığı dilemişler. - "Üzülme" diye tesellietmek istemişler.Fadime: - "Önenli değil yarışı kazandı ya önemli olan o"demiş.

PARASUT
Temel ile Dursun parasut kursuna yazilir ve hafta sonlari egitim gormektedirler.Aradan aylar gecer ve egitim tamamlanir. Yapilacak bir gosteri icin prova yapmaktadirlar.Ucaktan atlarlar lakin Dursunun parasutu acilmaz, Temel sorar "Dursun, parasutun acilmadi ne dusunuyorsun?". Dursun : "Ula önemli degul ya demis,gercek degul ki prova yapayruz.".

YILAN
Iki laz yilan olan Temel le Idris yolda gidiyorlarmis. Birden Temel Idris'e donup : - Ula Idris biz zehirli miydik yoksa zehirsiz mu diye sormus. Idris sasirmis - Ula ne oldu gene demis. Temel de : - Ula piraz once dilumi isirdim da,demis

SARIŞIN DEDEKTİFLER
Üç sarisin detektif olmak üzere polis teskilatina müracaat etmisler. Yapilmasi icap eden bir sürü imtihandan birini idare etmek de Komiser Kâzim'a düsmüs. Komiser Kâzim birinci kiza bes saniye müddetle bir dosyadan çikarttigi bir resmi göstermis ve "Söyle kizim" demis "Bu bir suçlunun resmi, bu adamin bariz ne özelligi var? Bunu ileride nasil tanirsin?" Kiz söyle bir durmus ve "Çok kolay" demis "Adam tek gözlü" Komiser Kâzim resime bakmis ve "Kizim bu resim profilden, yani yandan çekilmis. Tabi tek göz göreceksin..." demis ve ayni resimi ikinci kiza gösterip ayni suali sormus ve "Bana bak" diye ilave etmis "Dogru dürüst bir cevap ver" Ikinci kiz "Bu adami tanimak çok kolay" demis "Çünkü adamin tek kulagi var" Komiser Kâzim "Kizim" diye bagirmis "Bu resim profilden dedik yaa!...Adamin suratinin öbür yanini göremiyoruz. Onun için kaç gözü, kaç kulagi oldugunu bilemeyiz..." Kâzim üçüncü kiza "Kizim lütfen akilli bir cevap vermeye çalis. Beni çildirtma. Bu adamin bariz özelligi nedir, bu adami ileride nasil tanirsin?" diye sormus Kiz "Bu adam lens takiyor" diye cevap vermis. Komiser Kâzim saskin, saskin resime bakmis ama adamin lens takip takmadigini bir türlü anlayamamis. Merak etmis adamin dosyasini açip okumus, dosyadaki bilgiye göre hakikaten adam lens takiyormus. Komiser Kâzim üçüncü kiza hayranlik içinde "Aferin be kizim" demis "Dogru bilmisin. Simdi söyle bakalim bu adamin lens taktigini resimden nasil anlayabildin?" Kiz "Çok kolay" diye cevap vermis: "Tek gözlü, tekkulakli bir adamin gözlük takacak hali yok ya !!"

BU KIŞ ÇOK SOĞUK OLMAK
Beyaz gocmen Kanada'nin ucsuz bucaksiz ormanlarinda bir kulube yapmis, kisa hazirlaniyordu. Tam odun keserken bir kizilderili gecti. "Hey kizilderili", diye seslendi, "Kis nasil olacak?" "Soguk" dedi kizilderili ve yoluna devam etti. Yerlilerin doga bilgisine buyuk guven duyan gocmen epey endiselendi ve her ihtimale karsi daha fazla odun kesti. Aksam kizilderili tekrar gecerken "Hey arkadas", diye beyaz gocmen bir kez daha seslendi. "Kis gercekten cok mu soguk gececek?" "Cok hem de cok soguk", dedi kizilerili ve yoluna devam etti. Gocmen artik fena halde korkmustu. Cilginlar gibi odun kesip istifledi. Ertesi sabah kizilderili seslendi, gecerken: "Bu kis, insan oglunun yasayamayacagi kadar soguk olmak!" "Nereden biliyorsun?" diye nefes nefese butun gece odun durmadan odun kesip bitkin dusen gocmen sordu. "Eski bir kizilderili sozu var, beyaz adam cok odun kesmek, kis cok cok soguk olmak"

KUMARBAZIN ÖLÜMÜ
Cemal çok kumarbazmış, bir gün kahvede ölmüş. Karısına anlatacaklar. Temel bu görevi üstlenmiş. - Cemal kayıp, demiş Cemalcin Karısına - Cehennemin tipine citsun, demiş Cemalcin karısı. Temel gayet sakin: - Cittu, demiş.

ELYAZISI
Laz niye yazı yazarken eldiven takar ? - Elyazısı tanınmasın diye.

BOYA KOVASI
Laza karayollarını boyama işi vermişler. Laz başlamış çalışmaya. İlk gün tam 200 metre boyamış. İkinci gün 100 metre, üçüncü gün 50 metre. Artık dördüncü gün 10 metre boyayınca amiri Lazı çağırmış: - Hayırdır evladım iyi çalışıyordun ? - Ben yine iyi çalışıyorum - İyi ama dün 50 metre bugün de 10 metre boyamışsın. - E... haliyle. İlk günlerde boya kovasına gidip gelmek kolaydı, sonraları çok vakit almaya basladı.

AMERİKA SEYAHATİ
Lazlar Amerika'ya gitmeye karar vermitler ama bir türlü vize alamamışlar Bunun üzerine yüzerek gitmeye karar vererek Karadeniz sahillerinden atlamışlar denize. Aradan aylar geçmiş ve bir gün nihayet Amerikan Özgürlük Heykeli gözükmüş ufukta. Tam o anda içlerinden biri : - Siz devam edin. Ben kesildim, dönüyorum.

TOTOCHE KIM
Birkac Fransiz kantinde gevezelik ederken iclerinden biri sorar : -Gutenberg kim. Biliyormusunuz? -Hayir, der otekiler. -Guzel, sizde benim gibi gece kurslarina gitseydiniz, Gutenberg'in basim makinasini bulan kisi oldugunu bilecektiniz...Ya Panmentier'i? -Hayir, der otekiler. -Guzel, sizde benim gibi gece kurslarina gitseydiniz, Panmentier'in patatesi bulan kisi oldugunu bilecektiniz.Eger gece kurslarina gitmezseniz yasam boyunca...Iste ozaman, aralarinda lehimci olani ofkelenip patlar : -Oldu, anlastik! Gutenberg'i, Panmentier'i bilmiyoruz. Sen Totoche kim biliyormusun? -Hayir! -Peki oyle iste ogren! Totoche, sen gece kurslarina giderken karinla yatan heriftir!

BARBİE BOŞANDI
Adam kizina Barbie almak ister ve bir oyuncakciya girer. Vitrindeki Barbie bebek kac para ? diye sorar. Satici Hangisi beyim ? ve devam eder : Barbie spora gidiyor 19.95 usd Barbie alisverisde 19.95 usd Barbie discoda 19.95 usd Barbie plajda 19.95 usd Barbie bosandi 265 usd Adam sasirir. Neden hepsi 19.95 de bosanmis olan 265 usd ? Satici cevaplar :
Cok basit Bosanmis Barbie ile birlikte ; Ken'in evini, arabasini, mobilyalarini da aliyorsunuz.

MAÇ VAR KALECİ KİM?
İki yaşlı dost 70'li yaşlarına gelmiş iki adam, bir ömür boyu birbirlerinin en iyi dostu olmuşlardı... Derken birgün bir tanesi ağır hasta oldu.. Ölüm döşeğindeyken yanında yine en iyi dostu vardı ve ona fısıldadı. "Bana bir iyilik yap olur mu... Cennete gittikten sonra orda futbol oynanıyorsa lütfen bir şekilde bana haber ver.." Öteki "Tamam..."dedi.. "Bütün hayatım boyunca en iyi dostum sendin, bunu senin için yapıcam.." Ve birkaç dakika sonra da adam öldü.... Bir hafta sonra adam uyurken birden arkadaşının sesini duydu "Dostum..... sana bir iyi bir de kötü haberim var..."
Öteki hemen sordu. "İyi haber nedir?" "Cennette futbol oynanıyor....." "BU HARİKA...!!! )) Peki kötü haber nedir???" "Yarınki maçta kalede sen varsın..." ))))))))

YANINA NE ALIRDIN?
Üç mahkum cezaevi yolundadır. Herbirine, hapiste gecirecekleri gunler icin yanlarında tek bir eşya getirmelerine izin verilmistir. Otobuste, biri digerine doner ve sorar: Eeee sen ne getirdin ? Diger mahkum bir boya kutusu cikarir ve bununla her şeyi boyayabilecegini soyler. Ikinci mahkum bir deste iskambil kagidi cikarir Bunlarla poker oynayabilir, fal bakabilir veya herhangi bir kagit oyunu oynayabilirim. Ucuncu mahkuma merakla sorarlar: Sen ne getirdin ? Adı Temel olan üçüncü mahkum bir kutu çıkarır ve gülerek : Bu orkidleri getirdim. der. Diger iki mahkumun kafasi karışır. Merakla sorarlar : Bunlarla ne yapabilirsin ki ? Temel sırıtır ve elindeki kutuyu göstererek, Kutuda yazdığına göre, bunlarla Ata binebilir, Yuzmeye gidebilir, hatta paten kayabilirmişim.

BUNLARI DUNYADA BIR TEK TURKLER YAPIYOR
"Nerelisin?" sorusuna cevap aldiktan sonra otomatikman "içinden mi?" diye sormak. Amca, hala, dayi, teyze, görümce, kayinço, eniste, elti, bacanak, kaynana, kayinpeder, baldız, yenge, amcaoglu, halaoglu, dayıoğlu, vb. gibi akrabalik terimleri. Sigarayı çoraba veya kulak arkasına koymak. Dügünlerde, eglencelerde, toplantilarda, vb. içip içip olay çıkartmak. Yabancı dil ögrenirken önce küfürleri ögrenmek, yabancılara Türkçe ögretirken önce küfürleri ögretmek. Yolculuk esnasinda yanındakine "Yolculuk nere hemserim?" diye sorarak muhabbete baslamak. Mektuplarda "büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden" öpüp, "kestane kebap, acele cevap" beklemek. Kendini tanıttıktan sonra digğr yarışmacı arkadaşlara başarılar dilemek.
Japonları kastederek "Adamlar yapmıs abi!" demek. Ortaokul ve lisedeki anı - hatıra defterlerine yazarken "bana kalbin kadar temiz bu sayfayı ayırdığın için..." diye baslamak. "Bizim askerdeyken bir çavus vardı..." diye baslayan askerlik anılari.
"Kim o?" sorusuna "Ben!" diye cevap vermek. Telefonu açan kisiye kendini tanıtmadan "Orası neresi?" veya "Sen kimsin?" gibi sorular sormak. Neredeyse herkese, herseye takma isim bulmak. Misafir gelince hemen çay suyu koymak. "Senin paran burda gecmez!" deyip karsıdakinin eline sarılmak. Dügün, lokanta, vb. gibi yerlerde masaları birlestirerek oturmak. Dügünlerdeki takı merasimleri. Otobüs, uçak, hastane, vb. gibi cep telefonu kullanmanın yasak oldugu yerlerde gizli gizli cep telefonu ile konusmak. Yüzsüzce rüsvet istedikten sonra abartıp "Helal et!" demek. Daha neleeer neler.... Biz, bizi tanıyormuyuz ?

SHERLOCK HOLMES
Sherlock Holmes ile Dr. Watson kampa giderler. Güzel bir yemek yiyip bir sise de sarabi devirdikten sonra uykuya dalarlar. Birkaç saat sonra Holmes uyanir ve arkadasini dürtükler. "Watson, yukariya bak ve bana ne gördügünü söyle". Watson cevap verir: "Milyonlarca yildiz görüyorum." Holmes sorar: "Bu sana neyi gösteriyor?" Watson bir an düsünür ve yanitlar: "Astronomik olarak milyonlarca galaksinin ve dolayisiyla milyarlarca gezegenin varligini görüyorum. Yildizlarin konumuna bakarak saatin 3'üçeyrek geçtigini çikariyorum. Teolojik olarak tanrinin kudretini ve kendi acizligimizi görüyorum. Meteorolojik açidan da bugün havanin çok güzel olacagini tahmin ediyorum. Neden sordun? Sana ne gösteriyor?" Holmes arkadasini sabirla dinlemistir ama artik dayanamaz: "Ulan hiyar, çadirimizi araklamislar!"

TOYOTA KRİKO
Japon"un biri Rize"de bir kahveye girmis ve herkese kafa tutmus: - Var mi aranizda delikanli, varsa ciksin disari! Tahmin edeceginiz uzere Temel kapiya dogru yurumus. - Cikiyorum ulan, gorelim bakalim erkekligini! Birkac dakika sonra Temel agzi burnu dagilmis kahveye geri donmus. Pesinden de Japon kasilarak iceri girmis. Temel'i gosterek soylenmis: - Ona ejderin kuyruk sallamasiyla vurdum.. Ertesi gun Japon yine gelmis. Yine meydan okuma. Yine Temel'den rest. Ve birkac dakika sonra kapida yine agzi burnu dagilmis bir Temel! Ve pesinden kasilarak yaptigi oyunu aciklayan Japon: - Ona ejderin yakasusi teknigiyle vurdum Ertesi gun yine ayni hikaye: dayak yemekten ayakta duramaz hale gelmis Temel ve hergun degisik bir stil kullanan Japon: - ona ejderin kimanto teknigiyle vurdum Ve bir sonraki gun Japon yine kahveye gelip, yine herkese kafa tutmus. Japonun restini goren yine Temel olmus. Birkac dakika sonra herkes surati dagilmis bir Temel beklerken bu defa Japon her tarafi kanlar icinde kapida belirmis! Temel de hemen arkasindan gelmis, Japon"u gosterek gulumsemis: - Ona Toyota'nin krikosuyla vurdum...

UCAK
Amerikalilar yeni bir ucak gelistirmisler. Ve bu ucagi denemek icin Arabistan'a gotururler. Bir arap pilotunu ucaga bindirirler ve ucak havalanir. Arap pilotu ucagi kullanirken 4 motordan biri patlar. Gostergelerde "Don't panic.This is American technology" yazisi gorulur. Pilot rahatlar. Daha sonra bir motor daha patlar ve gostergede ayni yazi gorulur. Biraz sonra iki motor ayni anda patlar ve hic motor kalmayinca arap pilot panikler. Tam bu esnada gostergelerde "Don't panic. This is American technology" yazisi gorulur ve ucak kendi kendine rahat bir sekilde yere iner.
Araplar sasirir ve kendileride boyle bir ucak yapmaya karar verirler. Yaptiklari ucagi Amerikalilara denetmek icin bir Amerikan pilotunu ucaga bindirirler. Ucak kalktiktan birkac dakika sonra bir motor patlar. Gostergelerde "Don't panic.This is Arabic technology" yazisi gorulur. Birkac dakika sonra 2. Motorun patlamasiyla ayni yazi gostergede gorununce pilot "Ulan bizim ucagin aynisini taklit etmisler. Ne taklitci adam yav bunlar" dedikten sonra kalan 2 motorda patlayinca ucagin kendiliginden yere inecegini dusunen pilot gostergede su yaziyi gorur. "Don't panic.This is Arabic technology. Please repeat after me; Eshedu enla ilahe İllallah, ve eshedu..."


İMAM OSURURSA
Bir köyün imami ögle namazini köylüye kildiriyor tam secdeye giderken imam osuruyor.. Tabii bunu bütün köylü duyuyor. İmam bu olayi kendine yediremiyor, köyden ayrilma karari aliyor ve köyden ayriliyor. Aradan 15 sene geçiyor, köyünü özlüyor ve geri dönüyor. Köyün girisinde 18 yaslarinda bir çocukla karsilasiyor : "Sen kimlerdensin?", diyor, cocuk söylüyor. İmam : -"Peki sen kaç yasindasin?" diye soruyor. Genç çocuk: -"Valla pak emin degilim ama imam osurdugunda 3 yasindaymisim"

BU BİR
Cocuk dedesine sormus: - Dede, nenem ile kac yildir evlisiniz? - 40 yildir evlat.demis dede. - Peki ama dede, ben sizi hic kavga ederken gormedim bunun sirri nedir? - Otur evlat anlatayim. Evlat biz ninen ile evlendigimizde elde avucta bir sey yok, kimsemde yoktu. Ben neneni bizden oldukca uzaktaki koyden aldim, nikahimiz kiyildi, benim at arabasina nenenin uc bes esyasini attik ve bizim koyun yolunu tuttuk. Yolda benim atin ayagi surctu ve tokezledi. Ben "Bu bir" dedim. Devam ederken bir daha tokezledi, ben yine "Bu iki" dedim. Koye de daha epey yolumuz vardi, bizim atin ayagi bir daha tokezleyince "Bu uc" dedim ve cektim belimden pistovu, ati orada vurdum. Ben ati vurunca nenen basladi bana soylenmeye. "Biz simdi nasil gidicez, niye durup dururken ati vurdun. Sende hic akil yok mu. Bu esyalari nasil goturucegiz" Ben de dondum nenene "bu bir" dedim. O gun bugundur, gul gibi gecinip gidiyoruz

SİGARA SAĞLIĞA ZARARLIDIR
Temel savasta büyük çatismanin hemen ardindan gecenin sessizliginde bir sigara yakar. Arkadasi bagirir, - Ne yapiyorsun bu çok tehlikeli !.. Temel sakin, - Merak etme içime çekmeyrum.

KÜPE
Adamin biri ofiste bir bakmis yan masadaki calisma arkadasi'nin (erkek) tek kulaginda kupe var... Adam bir anlam verememis cunku arkadasi aslinda cok tutucu ve silik bir tipmis.. o yuzden de dayanamayip sormus: "Hey Joe.. kupelere ilgin oldugunu bilmiyordum..???" "Aaaa abarticak bisey yok, sadece bir kupe iste..." "Sanirim ben yeni farkediyorum.. ne zamandir takiyosun o kupeyi??" "Karim onu yatagimizin icinde buldugundan beri"

ANNECİĞİM EVLENİYORUM
Genç adam heyecanla eve gelmiş annesinin yanına giderek; "Anneciğim, evlenmeye karar verdim ve hayalimdeki kadını buldum. Ancak senin de aynı fikirde olup olmayacağını merak ediyorum. Eğlence olsun diye yarın sana üç tane hanım arkadaşımı getireceğim. Bakalım hangisi ile evleneceğimi bulabilecek misin?" Anne merakla kabul etmiş, getir bakalım, demiş. Ertesi gün, genç adam yanında üç tane güzel hanımla eve gelmiş. Hep beraber oturmuşlar, sohbet etmeye baslamışlar. Bu arada anne çay, pasta servisi yaparken, sorular soruyormuş. Akşam olunca hanımlar izin isteyip, kalkmışlar. Genç, annesine dönerek; "Tahmin et bakalım. Hangisiyle evleneceğim?" Anne, büyük bir kararlılıkla; "Kızıl saçlı olanla evleneceksin" Genç çok şaşırmış; "Nasıl olur, nasıl tahmin ettin? Tam isabet" "İçlerinden bir tek onu sevmedim"

BİLETİ OLAN VAR MI?
Mecidiyekoy-I.U Avcilar kampusu otobusune ara duraklarda yasli bir Teyze bindi. Yasli teyze: -Evladim biletim yok bir sonraki durakta inip bilet alabilirmiyim. Sofor: -Tamam ama once iceriye bir sorun. Teyze arkasini doner ve arkaya dogru yuksek sesle: -Pardon acaba bundan sonraki durakta inip bilet alabilirmiyim?

HOMOSEKSUEL
Temel'e sormuslar, "bir homoseksuelin aklini nasil karistirirsin?" Temel uzun sure dusundukten sonra "58 rakami ile" demis. "O da ne demek hicbirsey anlamadik" denildigi zaman "Bak nasil akliniz karisti sizi homolar sizi"

ADVANCED ENGLISH
Chicken translation: Pilic cevirme Leave the door december: Kapiyi aralik birak Where is this waiter who I put?: Nerede bu kodumun garsonu? Clean family girl: Temiz aile kizi. Your hand is on the job your eye is on playing: Elin iste gozun oynasta Sensitive meat ball: icli kofte. Urinate quickly, satan mixes: Acele ise seytan karisir There is no saturation to her observations: Onun gozlemelerine doyum olmaz Man doesn't become from you: Senden adam olmaz Enter the desk: Siraya gir Look my ram, I'm an Anatolian child, if I put, you sit.: Bak kocum ben Anadolu cocuguyum bir koyarsam oturursun Aeroplane out of the fart, say hi to that sweetheart: Osuruktanteyyare, selam söyle o yare Master !! do something burning-turning in the middle: Usta !! Ortaya yanardoner bisi yapsana Exploded egypt has escaped to my bosphorus: Bogazima patlamis mısır kacti In every job there is a no: Her iste bir hayir vardir She is such a mother's eye girl: Cok anasinin gozu bir kiz Don't die my donkey, don't die: Olme esegim olme Don't make me number: Bana numara yapma I will sew fig tree to your January! : Ocagina incir agaci dikecegim.

HERKESİ UYGUN BİR İŞ VARDIR
Adamin biri is ariyormus. Calismak istedigi firma ile gorusmeye girmis. Sorular... sinavlar... adam berbat,hic bir iste calismasi mumkun degil. Ama torpili yuzunden bir oneri getirmeleri de sart!!! "Marketing dusunur musunuz?" diye sormuslar. "Nee?!!" demis adam, "daha iyi birsey yok mu?!" "Peki, satis sorumlusu olur musunuz?" "Olmaz" demis, "daha nitelikli birsey isterim." "Finans isleriyle ilgilenseniz?" "Yok daha neler, hayatta yapmam; daha iyi birsey, daha iyi birsey!!!" diye sizlanmis bu sefer. "Peki o zaman" demisler. "size icinde hem seyahat hem seks olan bir sey onerelim." "Hah!"diye bagirmis adam "aynen boyle birsey ariyorum. Nedir o?" "Siktir git."

SEN BENİ NE SANDIN?
Adamin biri cok lüks bir restorana girmiş..yemegini ismarlamiş gelmesini beklerken bi bakmiş yan masada sarişin, iri goguslu uzun bacakli bi fistik..Bir sure agzi 5 kariş acik vaziyette baktiktan sonra dayanamamiş garsonu cagirmiş: "Yan masadaki şu nefis yaratigi goruyo musun...ona en pahali şarabinizdan ismarlamak istiyorum" Boylece garson restorandaki en pahali şaraptan 1 şişeyi bizim fistiga goturmuş..kadin bi şişeye bakmiş bi adama bakmiş ve cantasindan bi kagit cikarip bişiler yazmiş, adama goturmesi icin garsona vermiş.... Garson kagidi adama vermiş adam bi bakmiş ki şoyle yaziyor: "Bayim, eger garajinizda son model bir BMW, banka hesabinizda 10 milyon ve bacaklarinizin arasinda da 20 cm.lik bişeyiniz varsa gonderdiginiz şişeyi zevkle kabul ederim..." Adam bunlari okuduktan sonra bi an durmuş, o da bi kagit cikarip bişiler karalamiş ve garsona vermiş "bayana gotur bunu" demiş.. garson notu goturmuş sarişin afet kagidi acmiş ve aynen şoyle yaziyor: "Sadece bilmeni istedim benim garajimda bir Ferrari Testarosa, bir BMW 850iL ve bir de Mercedes 560SEL var, banka hesabimda ise tam 30 milyon dolar.. ama senin gibi muhteşem bi kadin icin bile 3 cm. kestirmeye hic niyetim yok onun icin ŞİŞEYİ GERİ GÖNDER...."

HADİ BİRLİKTE ARAYALIM
İki adam Akmerkez'de karılarını kaybetmiş hararetle arıyorlarmış. Ortada koşuşturup dururken birbirlerine çarpmışlar. Ne oluyor birader demeye kalmamış,birisi: Kardeş kusura bakma karımı kaybettim de onu arıyorum demiş. Diğeri sende kusura bakma ama bende karımı arıyorum demiş. Adamlardan birinin aklına bir fikir gelmiş ve demiş ki: Arkadaşım madem ikimizde karılarımızı arıyoruz, karılarımızın tipini birbirimize tarif edelim ve ayrı ayrı yerlerde aramaya başlayalım. Eğer rastlarsak saat 12 'de Mac Donalds 'ın önüne gitmesini söyleriz demiş. Diğeri tamam demiş ve başlamış karısını tarif etmeye: - Benim karım sarışın, mavi gözlü, 21 yaşında, 1.75 boyunda, 60 kg, topuklu beyaz ayakkabı ve kırmızı mini etekli tek parça elbise giyiyor demiş. Ve diğer adama "Senin karın nasıl biri ?" diye sormuş. Diğer adam: - S....et benimkini seninkini arıyalım...

SINEK
Dokuz yasindaki oglan cocugu elinde sineklik, gozunu pencere camina konmus ciftlesmekte olan sineklere dikmis.. - "Anneee!!" diye bagirmis.. "Sineklerin erkegi olur mu?" Anne bu masum sorudan kuskulanmadigi icin "Olur yavrum.." cevabini verince, oglan sorusunu ikilemis: - "Peki sinegin disisi olur mu?" Kadin o zaman sorularin cetrefilli bir yere gidecegini sezip, yan cizmis: - "Olmaz evladim.." Oglan aradigi cevaplari alinca elindeki sinekligi hirsla sineklerin uzerine yapıstırmıs| "Homolar!"
AMERİKALILARA UYARILAR
Bunlar, cesitli urunlerin uzerindeki kullanma talimatlarindan alinmis cumleler ve espri olsun diye degil, ciddi ciddi yazilmis. Saç kurutma makinesinin uzerindeki talimat: "Uyurken kullanmayin"..Kizarmis patates torbasinin üzerinde: "Kazanan siz olabilirsiniz.. Üstelik, satin almaniz da sart degil.. Ayrintili bilgi torbanin içinde".. Dial sabunlarinin kutusunda: "Kullanim sekli: Normal sabun gibi"..DonmuŞ yemek kutusunda: "Öneri: Buzunu çözün"..Otellerde verilen dus basliginin kutusunda "Icine bir tek baş sığar." Marks/ Spencer'e ait bir puding kutusunda: "Atesin üzerine koyarsaniz isinir." Bir uyku ilacinin uzerinde.."Uyuklamaya sebep olabilir." Roventa ütü kutusunda: "Giysilerinizi uzerinizde utulemeyin".. Ingiltere'nin unlu eczane zinciri Boots'un cocuklar icin hazirladigi oksuruk surubu kutusunda: "Icince Araba kullanmayin".. Çin mali Noel agaci ışıklı süslemelerinde: "Sadece iceride ve disarida kullanilabilir".. Japon mali mutfak robotunun uzerinde: "Baska amacla kullanilmaz." Findik paketinin uzerinde: "Dikkat: Icinde findik var." American Airlines Sirketi'ne ait fistik paketinin uzerinde: "Talimat: Paketi acin, fistiklari yiyin.." Bir elektrikli testerenin üzerinde: "Çalışırken elinizle durdurmaya tesebbüs etmeyin

ALDATIYORSAM SEBEBİ VAR
Alışveristen sonra evine dönen kadın, kocasını yatakta genc ve guzel bir kadınla yakalayinca dehşete düşer. Ortalığı dagıtmaya kalkışacağı sırada kocası onu durdurur. "..Şöyle aciklayabilirim..." der.. "Eve donerken bu zavalli kizi gordum. Cok yorulmustu. Onu arabama aldım. Karnı da acıkmıştı, o yüzden onu eve getirdim ve senin buzdolabında unuttugun rostoyu pisirdim. Kızın ayakkabıları delinmişti. Modası gecti diye artik giymedigin ayakkabılarından bir cift verdim ona. Üşümüştü, o yüzden sana dogum gününde aldıgım fakat rengini begenmedigin icin hic giymedigin suveteri ona verdim. Kizin pantolonu parca parca olmustu, artık senin kalçalarının sıgğmadıgı bir pantolonunu da verdim. Tam çıkmak uzereyken bana "Karınızın artık kullanmadıgı baska birsey var mi bu evde?" diye sordu.. ve işte buradayız..'

PİYANİST
Piyanist büyük konser için Viyana'dadır. Çok güzel bir konser sonrası soyunma odasına giderken yolda bir adam çiçeklerle yanına gelir ve : - Bravo hemşerim Karadeniz seninle gurur duyuyor. Piyanist bunun üzerine çok şaşırır ve sorar : - Sen nereden bildim benim Karadenizli olduğumu ? - Valla genelde piyanonun başına oturan piyanist, taburesini piyanoya doğru çeker. Sen piyanoyu kendine doğru çekince anladım.

ÇİM BİÇME MAKİNESİ
Supermarkete bir eleman aranmaktadır. Elemanın süper tezgahtarlık bilgisine sahip olması on koşuldan biridir. Bunun için her gelen adaya bir de uygulama yaptırılarak performansına bakılmaktadır. Bir gün içeri bir aday daha girer ve işe talip olduğunu söyler. Bunun üzerine oradaki deneyimli tezgahtarlardan biri gelerek sınamak için,
- "Evlat şimdi beni iyi izle" der. İlk gelen müsteri "Bir paket çim tohumu istiyorum" der. Bunun üzerine tezgahtar yeşil, sarı, uzun, kısa, çabukbüyüyen, kalın, ince bir sürü çesit çim tohumunu ballandıra ballandır anlatır ve adam sonunda "Bana yeşil ve ince olanından bir paket lütfen" der ve tam parayı ödeyip çikacak bizim kurt tezgahtar,
- "Beyefendi bir dakika. Size bir de çim biçme makinesi verelim" diyerek söze girer ve onlarca çesit çim biçme makinesini avantajlarını, ödeme kolaylıklarını, bir daha böyle bir fırsat bulamayacağını adama gene ballandıra ballandıra anlatır ve sonunda adam çim biçme makinesini de alarak mağazadan ayrılır. Bizim kurt "Hadi evlat bi de seni görelim" der ve evlat tezgaha geçer.
Yeni gelen bay müşteri bizim adaydan orkid ister. Bunun uzerine eleman bayağı ateşli bir şekilde orkid çesitlerini, renklerini, kalınlıklarını vs. vs. bizim kurt tezgahtardan hiçte aşağı kalmayacak biçimde anlatır. Müşteri en sonunda bilmemne renkte orkidden bir düzine kadar alır. Parayı ödeyip çikacakken bizim aday,
- "Beyefendi size bir de çim biçme makinesi satalım" der. Adam,
- "Hoppalaaa, niye ki?" diye sorunca bizimki,
- "Beyefendi hafta sonu bi iş yapamiyacaksiniz, bari çimleri biçin !"



MÜESSESE
Temel'in eczanesine genç ve güzel bir kadin girmis. Tartinin üzerine çikip parayi atmis. Begenmemis, manto ve ceketini çikarmis ve para atip tekrar tartilmis. Yine sıkılmış, etegini çikarinca temel atilmis, parayi atmis,- Tevam edin puntan sonrasi müesseseden.

İNEK ÇİFTLİĞİ
Laz bir inek çiftliği satın alır ve inekleriyle birlikte bir fotoğraf çektirerek ailesine yollar. Aile heyecanla zarfı açarlar ve fotoğrafı görürler. Fotoğrafın altında ise şu yazmaktadır : - Okla işaretli olan benim.

İŞ İLANI
Laz gazetedeki iş ilanı üzerine gelmiş ve sırası gelince görüşmeye girmiş. İş ilanında üniversite mezunu, iyi fransızca konuşan, pazarlama konusunda tecrübeli bir yönetici arandığı yazıyormuş.- Hoşgeldiniz, hemen başlayalım. Hangi üniversite mezunusunuz? - Üniversite mezunu değilim. - Öyle mi? O zaman yabancı dilinize güveniyor olmalısınız. - Yabancı dil bilmem. - Demek bilmiyorsunuz. O zaman tecrübenize güvenerek geldiniz. - Pazarlama konusundan anlamam. - O zaman niye geldiniz canım kardeşim ? - Bu işte bana güvenmeyin. Onu demeye geldim.

BİR TANE DAHA
Laz sahilde yürürken bir şişe bulur. Merak edip mantarını çıkarınca birden içinden bir cin çıkar ve : - Beni kurtardın. Üç dilek hakkın var. - Cebimde param hiç bitmesin. Cin parmağını şıklatır. Laz elini cebine atar, para doludur. Bütün parayı çıkarıp tekrar sokar, yine para doludur. Laz ikinci isteğini düşünür : - Bir şişe rakım olsun ama hiç bitmesin Cin parmağını şıklatır ve Laz'ın önünde bir şişe rakı belirir. Laz şişeyi açar ve yere döker ama şişeyi doğrultur doğrultmaz yine dolmuştur. Bir daha döker ve şişe yine dolar. Bunun üzerine: - Bu şişeyi çok sevdim. Bir tane daha istiyorum.

KEDİ
Adam iş için kasabaya giderken bakmış derenin kenarında Laz komşusu bir kedi yıkıyor. Adam Laza : - Bak o kediyi yıkıyorsun ama sonra hayvanı öldürürsün. - Birşey olmaz merak etme. Adam bunun üzerine kasabaya devam etmiş. Birkaç saat sonra dönüş yolunda bakmış ki Laz komşusu toprağa birşeyler gömüyor. Adam dayanamamış ve : - Demiştim ben. Yıkaya yıkaya öldürdün hayvancağızı değil mi ? - Hayır hayır yıkarken değil, sıkarken öldü.

TELAFFUZ
Belediyeye soför alinacakmis, hiç karadenizli almamislar. Sebebi sorulunca: Bizim otobüsler kalabalik olur , "sıkışın" diye bagirmak gerekir. Dogru söyleyebilen bir karadenizli bulamadik.

SİGARA
Laz her balık dönüşünde paçaları ıslak vaziyette kayıktan iniyormuş. Bir gün arkadaşları sormuş paçalarını, o da: - Valla oltayı atıp balığı beklerken sıkılıyorum ve bir sigara yakıyorum. Sigaram bitince de sigarayı denize atıyorum, ondan sonrada ayağımla söndürüyorum.

KAYIK
Balığa çıkacak olan Lazlar konuşuyorlarmış : - Dün balık avladığımız yeri işaretledin mi? - Evet kayığa işaret koydum - Aptal! Ya bugün başka kayıkla balığa çıkarsak?!

SHAKESPEARE
Temel kütüphaneye gider. Shakespeare'nin bir kitabini ödünç almak ister. Memur sorar, - Hangisini? Bir süre sessizlikten sonra, - Vilyum.

DUL KADIN
Jack ve arkadasi Bob, kayak yapmaya Kuzeye gitmisler. Bir kaç saat yol aldiktan sonra korkunç bir kar firtinasina yakalanmislar. Yakindaki bir çiftlik evine arabalarini çekmisler ve evin çekici hanimindan geceyi orada geçirmek için izin istemisler. - "Dul bir kadinim ben" diye açiklamis hanim, - "Eger evimde kalmaniza izin verirsem komsular dedikodu yaparlar."- "Endiselenmeyin" demis Jack, "ahirda da rahat edebiliriz." Bir sene sonra Jack, dulun avukatindan bir mektup almis. Arkadasi Bob'u çagirarak sormus:- "Bob, su çiftliginde kaldigimiz çekici dul kadini hatirliyor musun?"
- "Evet, hatirliyorum." - "O gece geç vakit eve gidip, o kadinla yattin mi?" - "Evet, itiraf etmeliyim ki bunu yaptim." - "Ona kendi adin yerine benimkini verdin mi peki?"
Bob yüzü kizararak cevap verir: - "Evet, korkarim öyle yaptim." - "Eh, sana çok tesekkür borçluyum dostum. Kadin ölmüs ve çiftligini de bana birakmis."

MECNUN
Temel Fadime'yle tiyatro gişesine gitmiş: - Pize içi pilet lütfen. - Leyla ile Mecnun için mi? - Hayir Fadime'yle penum için.

ASTRONOT
Dallas'daki NASA uzay ussunde, us komutani, George ve Bob adindaki astronotlari yanina cagirip, ertesi gun cikacaklari Mars yolculugu hakkinda son talimatlari verir ve bu zor yolculugun oncesinde uyumak uzere evlerine gitmelerini soyler. Her iki astronot da, talimata uyup evlerine giderler. George tam uyumak uzereyken telefon gelir. Arayan Bob'dur. "Alo, George. Ben Bob. Uyudun mu?" "Henuz degil." "Ben cok heyecanliyim. Uyku tutmadi. Sana da uyarsa, benimle birlikte icmeye ne dersin? Uzun sure icki icemiyecegiz..." "Ok." Bir saat sonra George ve Bob bulusurlar, bir bara girip icki soylerler. Barmen tam ickiyi verirken ikisine de dikkatlice bakar. "Hey men. Sizi tanidim. Yarin Mars'a gidecek astronotlarsiniz. Size icki verdigim ortaya cikarsa bir daha Dallas'ta ekmek yiyemem ben. Kusura bakmayin." George ve Bob barmenle tartismalarina ragmen o barda icki icemezler. Baska barlarda sanslarini denerler; ama TV programlarini surekli izleyen barmenler onlari her seferinde tanirlar ve icki vermeyi reddederler. Marketlerde kapalidir. Tam eve donmeye karar verdiklerinde Bob'un aklina bir fikir gelir. "Yahu George'cugum. Bizim uzay roketine koyduklari yakitin kokusunu hatirliyor musun. Ayni viski gibiydi. Istiyorsan ondan icelim." Birlikte uzay ussune girerler. Kontrol etmek bahanesiyle yakit tankinin yanina gelirler. Kimse suphelenmez. Onlara guvenmeyip te kime guveneceklerdir ki zaten. Ertesi sabah fuzeye binecek olanlar onlardir. George ve Bob yakit tankindan aldiklari yakittan birer kadeh icerler; sonra da evlerine giderler. George tam uyumak uzereyken telefon calar. Arayan yine Bob'dur. "Alo George. Yine ben. Rahatsiz ettim ama kusura bakma. Sana birsey sormak istiyorum. Karnin agriyor mu?" "Evet Bob. Hem de cok." "Peki. O zaman sakin gaz çıkarayım deme. Ben seni TOKYO'dan ariyorum..."

ÇOK ZEHİRLİ
İki laz yılan olan Temel'le Idris yolda gidiyorlarmis. Birden Temel Idris'e donup: "Ula Idris biz zehirli miydik yoksa zehirsiz mu?" diye sormus. Idris sasirmis "Ula ne oldu gene" demis. Temel de: "Ula biraz once dilimi isirdim da," demis...

AYNI ŞEY
Minik oglan bahçede oynarken, babasinin arabasiyla sokaktan geçip, ormana dogru gittigini görmüs. Merak bu ya. O da arabayi izleyerek ormana gitmis. Bir de ne görsün. Babasi ile teyzesi arabanin yaninda durmus öpüsüyorlar. Çocuk bu ya, gördügünden etkilenmis durumda kosarak eve dönmüs, nefes nefese heyecanli bir sekilde annesine, "Anne, anne. Biraz önce babami ormanda" derken annesi sözünü kesmis ve "Dur biraz. Nefes al. Sakinles. Öyle anlat" demis. Oglan sakinlestikten sonra devam etmis, "Bahçede oynarken babamin arabasiyla ormana dogru gittigini gördüm. Ben de ormana gittim. Orada babami teyzemle öpüsürlerken gördüm. Bir süre sonra babam ceketini, teyzemde gömlegini çikardi. Sonra arabanin arka koltuguna geçtiler". Anne çocuga dönmüs, "Dur bakalim, ne kadar ilginç bir öykü bu. Devamini anlatma, sakla. Aksam yemeginde babanla beraberken bitirirsin. Sen bu öyküyü bitirirken babanin suratini görmek istiyorum". Aksam olmus, yemege oturmuslar. Anne çocuga dönmüs; "Bu gün neler yaptigini bize anlatsana" demis. Oglan baslamis; "Bahçede oynarken babamin arabasiyla ormana dogru gittigini gördüm. Ben de ormana gittim. Orada babami teyzemle öpüsürlerken gördüm. Bir süre sonra babam ceketini, teyzemde gömlegini çikardi. Sonra arabanin arka koltuguna geçtiler. Ardindan geçen sene babam seyahatteykenn senin Amcamla yaptigin seyden yaptilar".

REÇETE
Lazın eczanesine eli silahlı, yüzü kadın çoraplı iki soyguncu girmiş ve ellerindeki silahi Laza doğrultup: - Çabuk kasadaki herşeyi ver ! - Özür dilerim, reçetesiz hiçbirşey vermiyoruz.

PATRON VE SEKRETER
Soguk ve karli bir gecede tipiden yolunu kaybeden bir isadami ve sekreteri arabalarini terketmek zorunda kalirlar ve uzun bir yuruyusten sonra usumus ve islanmis durumdayken bir kulube bulurlar. Kulubede bir yatak, bir uyku tulumu ve bir suru battaniye bulunmaktadir. Geceyi gecirmeye hazirlanirlar ve isadami bir centilmen olarak, yatagi sekreterine verir, "Ben yerde uyku tulumunda uyurum" der. Sekreter yatagina yatar, adam uyku tulumunun icine girerek fermuari ceker. Bir sure sonra tam uyumak uzereyken, sekreterinin sesini duyar; "Efendim, ben cok usuyorum." Adam fermuari acar, uyku tulumundan cikar, bir battaniye alip kadinin uzerine orter, tekrar uyku tulumuna girer, tam uyumak uzereyken yine sekreterinin sesini duyar; "Efendim, ben hala cok usuyorum." Adam yine fermuari indirir, tulumdan cikar, bir battaniye daha alip kadinin ustune orter, uyku tulumuna girerek fermuari ceker. Tam uykuya dalacagi sirada yine duyar; "Ben yine coooook usuyorum". Adam yattigi yerden; "Bir fikrim var." der, "Burasi issiz bir yer. Neler oldugunu kimse goremez, istersen evliymisiz gibi davranabiliriz." Genc kadin kikirdar; "Tamam, bana gore hava hos." Adam yattigi yerden avazi ciktigi kadar bagirir;
"OYLEYSE KALK VE KAHROLASI BATTANIYEYI KENDIN AL!!!!!"

TÖREN
Adamın biri yine Karadeniz'i gezerken bakmış bir tepenin üzerinde Lazlar dansediyor ve ara sıra aralarından birini tepeden aşağı atıyorlar. Adam korka korka Lazların yanına yaklaşıp sorar : - Pardon ama ne yapıyorsunuz ? - Körmüsün daa, Temel atma töreni yapıyoruz.

İSTANBUL'DAYIM
Laz alacaklılardan kaçmak için kapısının üzerine "İstanbul'dayım" yazmış ve her kapı çaldığında tavan arasına kaçıyormuş. Yine kapı çaldıktan sonra bu kez büyük bir gürültü ile kapı kırılmış ve eve giren birkaç kişi lazın eşyalarını dışarı taşımaya başlamışlar. Bu durumu tavan arasından seyreden laz:Ulan şimdi İstanbul'da olmasam size gösterirdim.

KAPLUMBAĞA
Dort kaplumbaga piknige cikmaya karar veriyorlar. Erzaklari hazirlayip yola koyuluyorlar. Bir yil, iki yil, bes, on yil derken 30 yil sonra piknik yerine variyorlar. Hemen erzaklari cikariyorlar, gazozlar, yiyecekler, hersey ortaya cikiyor. Gazozlar da sise gazoz. Ve acacak YOK! Tek cozum, birinin eve gidip acacagi alip getirmesi. Dogal olarak en genc kaplumbagayi seciyorlar. Genc eleman: - "Giderim, ama bir sartim var." der ve ekler. - "Buradaki yiyeceklerin hicbirine ben gelinceye kadar dokunulmayacak." Digerleri de bunu kabul eder. Elemanimiz yola cikar. Aradan bir, iki, on, yirmi yil gecer. Bu arada yasli kaplumbagalardan birisi fenalasir, ölmek uzeredir. Arkadaslari ne yapsa faydasiz. Kaplumbaga'nin son dilegi olup olmadigini sorarlar. O da: - "Gerci genc kaplumbagaya soz verdik ama, suradaki sarmalardan bir tanesini yesem olur mu?" der. Digerleri de kiramaz ve: - "Elbette!" diyerek, sarmalardan birini verirler. Tam agzina atacagi sirada genc kaplumbaga calilarin arasindan firlar ve:
- "Gitmiyorum iste, gitmiyorum!"

TEMEL'IN KAYNANASI
Temel bi gun kahveye girmis. Ustu basi yirtikmis. N'oldu diye sormuslar. Temel: "Kaynanami gomduk." Kahvedekiler: "Iyi de bu halin ne?" Temel: "Biraz direndi de."

BİR CİNAYET DAVASI
Mahkemede bir cinayet davasi goruluyordu. Adamin katil oldugu hemen hemen kesindi, bunu goren davali avukatinin aklina bir seytanlik geldi. "Bayanlar baylar... hepinize bir surprizim var" diyerek saatine bakti..."Tam bir dakika sonra, muvekkilim tarafindan olduruldugu iddia edilen kisi bu mahkeme salonundan iceri girecek..." Bunun uzerine hakim, seyirciler, butun kafalar mahkeme salonunun kapisina dondu... 1 dakika gecti... Hicbirsey olmadi... Bunun ardindan avukat: "Bakin..." dedi.." Ortaya bu iddiayi attim ve hepiniz heyecan icinde kapiya bakip 1 dakika boyunca beklediniz. Bu gosteriyor ki gercekten ortada bir olu olduguna ve dolayisiyla muvekkilimin katil olduguna sizler tamamiyle inanmis degilsiniz..." Bu sozun ardindan hakim kararini acikladi ve adami suclu buldu... Avukat şok içinde: "Ama nasıl olur? Az onceki gosteriden hepiniz etkilendiniz... Hepinizin kapiya baktigini gordum!" Hakim: "Evet dogru... hepimiz baktik" dedi... "Ama muvekkiliniz bakmamisti!"

ŞANS
Laz kola otomatiğine gitmiş, para atıp düğmeye basmış ve kolasını almış. Bir para daha atmış, yine düğmeye basmış ve yine kolasını almış. Bunun üzerine heyecanla arkadaşlarının yanına gitmiş ve : - Çabuk bütün bozuk paralarınızı verin, bugün şansım çok iyi!

HEYKELLER
Yillarca, iki kahraman heykeli, biri erkek, biri disi, birbirlerine bakar durumda parkta dururlarmis, bir gun bir melek cennetten gelene kadar..."Sizler iyi ve ornek heykel oldunuz, bu yuzden ben de size ozel bir hediye verecegim. Yarim saat icin sizi canlandiracagim, siz de bu sure icinde ne isterseniz yapabileceksiniz!" demis. Ve melek ellerini cirpar cirpmaz heykeller canlanmis, birbirlerine biraz utanarak yaklasmislar, ama sonra hizla parktaki caliliklarin arkasina kosmuslar. Kisa bir sure sonra caliliklarin arkasindan kikirdesmeler, kahkahalar duyulmus, calilar sallanmis. Onbes dakika sonra, caliliklardan cikmislar, ikisinin de yuzunde genis bir tebessum varmis. "Onbes dakikaniz daha var!" demis melek, gozlerini anlamli anlamli kirparak... Disi heykelin yuzundeki tebessum biraz daha yayilmis ve erkek heykele donmus:
"Harika! Ama bu sefer guvercini sen tut, ben siccam kafasina !..."

PARMAK
Lazların atölyesinde bir iş kazası olmuş ve bir Lazın parmağı kopmuş. Lazlar hemen ilk yardım yaparak kopan parmağı bir buz torbası içinde hastaneye yetiştirmişler. Koşarak cerraha parmağı vermişler. Parmağı alan cerrah : - Güzel, parmağa birşey olmamış. Hasta nerde? - Ne hastası? Onu da mı getirmemiz gerekiyordu?

10 ZENCİ
Koleler ciftlikten kacarken sihirli lamba bulmuslar ve cini lambadan cikarmislar. Cin 10 zenciye sormus: Dileyin benden ne dilerseniz. Birer dilek dileme hakkInIz var. 1. zenci 'beyaz olmak istiyorum' demis, olmus. 10. zenci tebessum etmeye baslamIs. 2. zenci de beyaz olmak istedigini soylemis, olmus. 10. zenci sIrItmaya devam etmi?. 3. zenci de beyaz olmus diledigi dilegiyle...10. zenci kIkIrdamaya baslamIs. 4. zencinin de istegi aynI... 10. zenci gulmeye devam...5,6,7,8 derkeeen 9. zenci de beyaz olma yonunde istegini kullanmIs. sIra 10. zenciye gelmis ama adam yerlerde... Gulmekten geberiyor. Cin istegini sormus... Adam nefes almaya fIrsat buldugu bi ara istegini garip bir bogurtu ile belirtmis: "HEPSİNİ ZENCİ YAP!".

GÜZEL DUL
Temel'e hani sen güzel bir dulla evlenecektin, ne oldu diye sormuslar. Kocasinun ölmesinu pekleyrum , demiş.

HERKESİ TANIYAN KADIN
Bir mahkeme saLonu düsünün... Bir davada tanIkLIk etmesi için kürsüye yasLI bir teyzeyi çagIrIrLar.. KadIn yerine oturur ve davaLInIn avukatI kadIna yakLasIr. - "Bayan Jones.. Beni tanIyor musunuz?" YasLI teyze cevap verir: - "Ah evet Bay WiLLiams sizi çocukLugunuzdan beri tanIyorum.. siz taa o zamanLar biLe aiLeniz için tam bir bas beLasIydInIz.. sürekLi yaLan söyLüyorsunuz, karInIzI komsunuzLa aLdatIyorsunuz, en yakInIm dediginiz insanLarIn arkasIndan konusuyorsunuz, 2 doLar fazLa kazanmak için herkesi satarsInIz..." DavaLInIn avukatI basta oLmak üzere bütün saLon sok oLur.. Adam ne yapacagInI biLemez bir haLde kadIna tekrar sorar: - "Peki Bayan WiLLiams, ya karşI tarafIn avukatInI tanIyor musunuz?" KadIn yine cevapLar:- "ELbette tanIyorum.. çocukLugunda ona dadiLik yapmIstIm.. TembeL, ödLek ve aLkoLik adamIn tekidir.. etrafInda bir tek dostu yoktur ve herkes onun haLa geceLeri aLtIna kaçIrdIgInI söyLüyor.." Yine herkes sokta.. bütün saLonu bir gürüLtü kapLar.. hakim kürsüye tak tak tak vurup herkesi susturur ve her iki tarafIn avukatInI da kürsüye çagIrIr.. Ve ikisine de egiLmeLerini söyLerek kuLakLarIna sunu fIsILdar...- "Eger bu kadIna beni tanIyIp tanImadIgInI sorarsanIz ikinizi de harcarIm.

ŞARAP
Temel çok para kazanmis. Ailece en lüks lokantaya gitmisler. En pahali sarabi seçip ismarlamis. Garson : - Hangi yıl tercih ederdiniz, diye sorunca, - Pi mahzuru yoksa hemen isteyrum.

İSTİKAMET
Temel trene binmiş, Kontrol gelmiş, biletinin İstanbul'a olduğunu, trenin Ankara'ya gittiğini söylemiş. Temel kendinden emin: - Peçi maçinist yanlış istikamete cittiğini piliy mi?

ÜÇ DİL
Temel ile Dursun Sultanahmette gezinirken bir turist gelip kendilerine bir adres sorar. Turist ingilizce, almanca ve fransızca sorar fakat bizim lazlar anlamaz...- Ula dursun bir yabancı dil öğrenemedik gitti- Ula neye yarayacakki bak adam üç dil biliyor yine derdini anlatamıyo...

OTELCİ TEMEL
Otelci Temel'in kapısını bir gece bir İspanyol asilzedesi çalmış. - Odanız var mı? Kimsunuz? - Jose de Santana de Monte Cristo de Santa Cruzo. - Haa, pu katar uşağu alacak yerum yok!

YARATICI AVUKAT
Avukat hırsızlıkla suçlanan müvekkilini yaratıcı bir savunma ile hapisten kurtarmak istemektedir. Avukat Yargıca hitaben; - "Müvekkilim, arabanın camından içeri sadece kolunu sokup çantayı almıştır. Müvekkilimin kolu, muvekkilimin bizzat kendisi değildir. Sadece bir kol tarafından işlenen bir suç için niye bütün bir kişiyi cezalandırıyorsunuz." der... Yargıç , gülümseyerek; - "Peki o zaman aynı mantıkla gidiyorum ve müvekkilinizin kolunu 1 yıl hapse mahküm ediyorum. Müvekkiliniz isterse ona eşlik edebilir." der...Müvekkil gülümser. Avukatın yardımıyla müvekkilin takma kolunu çıkartırlar ve dönüp giderler...

BİLGİSAYAR MÜHENDİSİ
Bir makine mühendisi, bir eLektrik mühendisi ve bir de biLgisayar mühendisi binmisLer bir arabaya gidiyoLar. YoLun yarIsIna geLdikLerinde araba bozuLuyor ve makine mühendisi;- "ben haLLederim" deyip yatIyor arabanIn aLtIna, bi kaç yere çekiç vuruyo, vida sIkIyo faLan, biniyorLar arabaya, haLa bozuk. Bu sefer eLektrik mühendisi hemen atLIyo, - "Bana bIrakIn" diye... KabLoLarI kontroL ediyo, eLektrik aksamIna bakIyo, biniyoLar arabaya ama tIk yok gene. Makina ve eLektrik mühendisi biLgisayar mühendisine dönüyorLar. sIranIn kendisine geLdigini anLayan biLgisayar mühendisi: - "eee.. şey... arabadan çIkIp bi daha girsek?"

TRAMPLEN
Lazlar havuzlardan konuşurlarken bir tanesi: - Ben geçen gün bir lüks otelin havuzuna gittim ama kovuldum. - Niye ? - Çünkü havuza işedim. - Amaan, herkes işiyor...- Ama ben tramplenden işedim...

MUAYENE
Adam karısı ile birlikte doktora muayene olmaya gider. Muayene biter ve doktor odasından çıkarak kadının yanına gelir ve Kocanızın ölmemesini istiyorsanız şu kağıda yazdıklarımı uygulayacaksınız der: 1- Sabahları güler yüzle güzel bir kahvaltı hazırlayın ve ise mutlu gitmesini sağlayın 2- Ögleleri eve geldiğinde güler yüzle karşılayın ve güzel bir öğle yemeği ile takdir edildiğini hissettirin, böylece günün geri kalan kısmını da iyi geçirmesine yardım edin. 3- Akşamları eve geldiğinde yemek özellikle güzel olmalı. Eve gelince eline bir kadeh içki verin dinlenmesini sağlayın. 4- Haftada en az üç kere birlikte olun, eğer isterse daha fazla birlikte olun. Ve tamamıyla tatmin olduğundan emin olun. - "Eger bu dediklerimi harfiyyen uygularsanız kocanızın sağlık yönünden hiçbir problemi olmayacak" der doktor. Eve geldiklerinde adam karısına sorar, - "Ne dedi doktor sana?" - "... ölecekmişsin.."

KAHVALTI
Küçük temel annesine sorar, - Anne hepimiz laz miyuz? - Öyle - Dedem de laz miydu?
- Lazidi. - Onun babasi?- Hepisi lazidi.- Öyle te olsa artik sabah kahvaltilarinda hamsi yemek istemeyrum.

TECAVÜZ
Genç rahibelerden biri koşarak gelir ve başrahibenin önünde diz çökerek; - "Değerli hemşire, sormayın başıma neler geldi ..." - "Neler geldi kızım "- "Arka bahçede çiçek topluyordum, nerden geldi bahçivanın oğlu ortaya çıktı ve maalesef bana,,,,,"- "Tecavüz mü etti?" - "Evet..."- "Hımmmm, peki kızım sen şimdi git, mutfaktan bir limon al, kes ve suyunu iç.." - "Aaa, limon hamileliği önler mi " - "Hamileliği önlemez de, en azından sırıtmanı engeller..."

KAŞINTI
Adam melon şapkasının üzerinden kafasının kaşımaya çalışan bir başka adam görmüş ve yanına giderek:- Afedersiniz, siz Laz mısınız?- Evet, neden sordun? - Şapkanızın üzerinden kafanızı kaşımaya çalışıyordunuz da. Ne olmuş yani?! Sen kıçın kaşınınca pantalonunu mu çıkarıyorsun?

MOTOR
Dünyanın en ünlü kalp doktoru De Bakey'ın arabası bozulmuş, arabasını tamire götürmüş. Tamirci arabasının kaputunu açmış ve De Bakey'e dönerek: - "Size birşey soracağım neredeyse ben ve siz aynı işleri yapıyoruz. Mesela ben şimdi itina ile kaputu açacağım bir bakışta problemin nerde olduğunu anlayacağım, kapakçıkları temizleyeceğim, gerekirse kabloları, motor yağını değiştireceğim, hatta çok gerekli ise motoru çıkarıp yerine yenisini takacağım!!. Söylesenize nasıl oluyorda siz milyon dolarlar kazanıyorsunuz ama ben meteliğe kurşun atıyorum?" Bunun üzerine De Bakey tamircinin kulağına eğilmiş ve şöyle demiş:
- "BUNLARIN HEPSİNİ MOTOR ÇALIŞIYORKEN YAPMAYI DENESENİZE!!!"

SUÇLU
Bir suçlu yurt çapında aranıyormuş. Bütün emniyet müdürlüklerine suçlunun bir adet cepheden ve iki adet profilden resmi dağıtılmış. İki gün sonra Trabzon Emniyet Müdürlüğü'nden bir fax gelmiş:- Suçlulardan ikisini yakaladık. Üçüncüsünün yakalanması an meselesi

BALE
Temel ilk kez baleye gitmiş. Parmaklarının uçlarında dans eden kızlara bakmış, bakmış VE: - "Taha uzun poylu kizlaru seçselerdu ya!" demiş...

ÇILGIN ÇOCUK
Yaşlı bir amca parkta bir banka çökmüş etrafı seyrediyormuş... derken yanına bir delikanli gelmiş ki saçları kırmızı, turuncu, mavi, sarı renk boyalı... Adam çocuğa bakakalmış... Çocuk da küstah bir sesle: - "Ne var moruk, sen hayatında hiç çılgınca bişey yapmadın mı!" demiş... Adam gülümsemiş: - "Yaptım.. bir seferinde çok sarhoştum ve bir papağanı becermiştim.. Şimdi de acaba sen benim oğlum musun diye merak ediyorum..."

ÇOK ÖZEL
Temel birgün keçinin boynuna tasma takmış gezdiriyormuş. Arkadaşı Dursun yolda onu görüp: - Ula Temel Napiysin ?.- Ula cörmiymisin Çöpeğimi cezdurayrum Dursun kardeşim.- Ula Temel bunun boynuzlari var.- Valla ben onin özel hayatina karişmayrum.

İKİ KERE İKİ
Lazın oğlu yüzünde üzgün bir ifade ile okuldan gelmiş. Babası durumu görünce sormuş: - Ne oldu ? - Matematik dersinden zayıf aldım. - Niye ? - Öğretmen 2 kere 2 kaç eder dedi, bende 6 dedim. - E oğlum, 2 kere 2 dört eder, hadi bilemedin beş eder. 6 nerden çıktı?

BUZ TUTAN GÖL
Temel dünya turuna çıkar ve yolu Canada'ya da düşer. Kırk yılda bir Karadeniz'de hamsi avlamaktan daha değişik bir fırsat çıktığını düşünerek buz tutmuş bir gölde, buzu kırıp balık tutmaya özenir ve işe koyulur. Tam buzu kıracakken, insanın içini titreten bir ses duyulur: - Oğlum burada balık yok! Temel az öteye gidip tekrar buzu kıracakken ses yine gürler, - Burada balık yok dedim sana...Temel'in eli ayağı titreyerek seslenir: - Tanrım, sen misun yoksa? Ses yeniden duyulur, - Hayır oğlum, ben buz hokeyi stadının spikeriyim.

SPERM TESTİ
Bir gün 75 yaşında bir ihtiyar sperm testi yaptırmak için doktora gider. Doktor adama bir kavanoz verir ve:- "Bunu doldurup yarın bana getirin" der..Ertesi gün ihtiyar kavanozu getirip doktora verir. Doktor kavanoza bakar ve boş olduğunu görür ve sebebini sorar. İhtiyar anlatmaya başlar: - "Doktor bey, dün gece sağ elimle denedim olmadı, sol elimle denedim gene olmadı. Karımı çağırdım, o da sağ ve sol elleriyle denedi, ağzıyla denedi önce dişini çıkararak sonra dişini takarak denedi gene olmadı. Baktık olacak gibi değil komşunun karısını çağırdık o da iki elini ve ağzını denedi gene olmadı, deyince doktor kendini tutamamış:- "Naaptınız, komşunun karısını da mı çağırdınız" diye sormuş. İhtiyar yanıtlamış: - "Napalım, açamadık şu lanet kavanozu bir türlü."

BUZDOLABI
Temel bir gün kahvede otururken arkadaşlarından biri ona: - "Ula temel senin hanım seni aldatıyo" demiş. Bunu duyan temel hemen eve koşmuş, evi aramış taramış fakat kimseyi bulamayınca sevincinden oracıkta ölmüş. Öbür alemde dolaşırken bir anda arkadaşı Dursun'u karşısında görmüş ve şaşkınlıkla: - Ula dursun ben seni daha dün gördüydüm nasıl olduda ölüp buraya geldin. - Valla temel hiç sorma donarak öldüm, peki sen nası öldünde buraya geldin. - Dün kahvedeydim biri geldi bana senin hanım seni aldatıyo dedi bende hemen eve gittim aradım taradım ama kimseyi bulamayınca orada yığıldım kaldım.- Ula buzdolabına baksaydın ikimizde şimdi sağ olacaktık.

SERT KOVBOY
Üç kovboy Teksas'ta bir barda masaya oturmuş, kafayı çekiyorlar... Bir sarhoş girmiş içeri. Parmağı ile ortadakini işaret etmiş: - "Senin anan," demiş "Teksas'ın en çılgın seks manyağıdır" demiş..Masanın etrafı bir anda boşalmış.. Ama ortadaki adam duymazdan gelmiş, içkisine devam etmiş. Sarhoş çıkmış gitmiş.. 10 dakika sonra geri gelmiş. Gene aynı masanın başında dikilmiş..- "Senin o fahişe ananı az önce becerdim, harikaydı" demiş. Etraf masalar gene bir anda boşalmış.. Bizimki gene kılını kıpırdatmadan içmeye devam etmiş. Sarhoş çıkmış gitmiş.. 10 dakika sonra gene gelmiş..- "Senin anan var ya, senin anan" diye başlarken, kovboy nihayet lafını kesmiş: "Evine git de yat.. Gene zurna gibi içmissin, baba!.."

KADINLARA KARŞI ZAFER
Adam kitabevinden içeri girdi, tezgahta duran gence sordu: - Sizde "Kadınlara Karşı Zafer Kazanan Erkek" romanı var mı? Tezgahtar eliyle az ötesini işaret etti: - Var efendim, orada masal kitapları bölümünde bulabilirsiniz.

HERKES GÜVERTEYE
Okyanusta büyük bir gemi hızla ilerliyorken, bir an gemi kaptanı herkesi güverteye çağırmış. Herkes güverteye toplanınca: - "Size bir kötü bir de iyi haberim var" demiş. "Hangisi ile başlayayım?"- "İyi olanla" demiş yolcular.- "11 dalda oscar kazanacağız..."

ÖNCE KAÇANLAR
Akıl hastanesinden iki deliyi salıvereceklermiş. Doktorlar kendi aralarında, - "Şunlara son bir test yapalım da görelim akılları başlarına gelmiş mi." demişler...Bunun üzerine iki deliyi bir masa başına çağırmışlar. Masanın üzerine bir kavanoz dolusu siyah zeytin, bir kavanoz dolusu da canlı hamamböceği dökmüşler ve, - "Buyrun beyler, yiyiniz." demişler...Delilerden bir tanesi hemen zeytinlere saldırmış, ötekisi araya girmiş, - "Önce kaçanları yiyelim, öbürleri nasıl olsa duruyor!"

KADIN KULAĞI
Adamın biri kazada kulaklarını kaybetmiş. Araştırmaları sonucu iyi bir plastik cerrah bulmuş, ve girmiş ameliyata. Ameliyat sonrası bandajlar açıldıktan bir süre sonra: - "Aman Allahım Doktor! Bana kadın kulakları takmışsınız!" diye bağırmaya başlamış. - "Kulak kulaktır!" demiş Doktor... "Kadını erkeği olmaz!" - "Yanılıyorsunuz!" demiş hasta... "Herşeyi duyuyorum ama hiçbir sey anlamıyorum!"

MELEKLER UÇAR MI?
Anne kız konuşurlar. Küçük kız annesine sorar: - Anne melekler uçar mi? - Uçar. - Bütün melekler mi? - Evet. - Peki bizim hizmetçi kız neden uçmuyor? Annesi şaşırır: - Hizmetçi neden uçacakmış kızım? - Babam konusurken ona hep "Melegim!" diyor da. Anne öfkeyle fırlar: - Ya öyle mi, o halde az sonra hemen uçar.

FELÇLİ BABA
Adamın biri birgün felç olan bir arkadaşını ziyaret etmiş. Sohbet sırasında felçli arkadaşı adama: - "Terliklerim yukarıda kalmış onları bana getirir misin lütfen" diye rica etmiş...Adam yukarı çıkmış, bir de ne görsün; felçli arkadaşının afet gibi dipdiri iki kızı var! Hemen pratik zekasını çalıştırarak:- "Babanız beni sizinle yatmam için gönderdi" demiş... Kızlar: - "Nasıl olur!! İmkansız!" demişler.. Adam:- "İnanmıyorsanız soralım" demiş ve aşağıya seslenmiş: - "İKİSİNİ DE Mİİİİİİ!"... Felçli adam bağırmış:
- "İKİSİNİ DE! İKİSİNİ DEEEE!!"

HAPİS CEZASI
Kadın, gece yarısı yanından kaybolan kocasını bulmak için kalkar. Evde yalnızlık içinde, aşağıdan bir ses duyar. Aşağı iner ve tekrar dinlemeye başlar, ama kocasını bulamaz. Biraz daha aramak için aşağı depo'ya iner, orda kocasını dizleri üstüne çökmüş, duvara dönmüş ağladığını görür... Ve merakla sorar: - "Kocacığım, neyin var, ne oldu ?" Kocası:- "Hatırlıyor musun, Baban bizi beraber yakaladığında bir soru sormuştu, ya evlenirsin yada 20 yıl hapis çekersin."... Kadın şaşırarak: - "Eeee ne oldu?" Adam: - "Bugün, hapisten çıkmış olacaktımm"

BAŞIM AĞRIYOOO
Temel'le Fadime ormanda gezerlerken birkaç adam bunlara saldırır. Temel'i ağaca bağlayıp Fadime'yi başlarlar soymaya...Fadime bağırır: - "Temeeel bunlar galiba, gali-ba beni ...." Temel:- "Başım ağrıyo de, başım ağrıyo dee!!!"

İNSAN PSİKOLOJİSİ
Adam barda gördüğü güzel bayanla konuşmanın yollarını arıyordu. Sonunda cesaretini toplayarak kıza yaklaştı ve,- "Biraz konuşabilir miyiz, acaba?" dedi. Kız birden haykırdı: - "Terbiyesiz! Ben senin bildiğin kızlardan değilim!" Adam utancından yerin dibine girmişti. Herkes ona bakıyordu. Gitti ve masasına oturdu. Bir süre sonra kız ona yaklaştı. Gülümseyerek,-"Az önceki olay için özür dilerim. Ben psikoloji öğrencisiyim ve utandırıcı durumlarda insanların nasıl davrandiklarını inceliyordum..." dedi. Adam avaz avaz bağırarak cevap verdi:- "Nee? Gecesi 200 dolar mı? Deli misin sen?"

SAVAŞ
Karadenizliler ile Ruslar cephede uzunca bir müddet savaşmışlar. Günlerce siperin arkasından ateş edip durmuşlar, ama hiç ölen olmamış. Sonunda Rusların aklına bir kurnazlık gelmiş: - "Ünlü bir laz ismi bulalım hep birlikte bağıralım, onlar ayağa kalkar seslenirler, biz de öldürürüz." Olur mu Olur... Ne diyelim, ne diyelim derken TEMEL akıllarına gelmiş: - "Tamam Temel diyeceğiz... Bir, iki, üc: Temeeeeel!" Karadeniz cephesinde Temeller ayağa kalkmış: - "Ne vaaaaar!" Ruslar ayağa kalkan Temelleri öldürmüş. Ruslar: - "Güzel oldu, bu sefer DURSUN diyelim," demişler... "Bir, iki, üc: Dursuuuuun?" Dursunlar ayakta...- "Ne vaaaar?" Ruslar, ayağa kalkan Dursunları da öldürmüşler. - "Güzel bu sefer İDRİS diyelim," demişler... Bir, iki, üç: - "İdriiiiis!" İdrisler ayakta...- "Ne vaaaaar?" Ayağa kalkan İdrisleri de öldürmüşler... Karadenizliler cephesinde: - "Bu böyle olmaz hep azalıyoruz. Aynı oyunu biz de onlara oynayalım." - "Tamam oynayalım. Ne diyelim?" - "VLADEMIR diyelim." - "Tamam. Bir, iki, üç: - "Vlademiiiir!" çıt yok...- "Vlademiiiir!" çıt yok...Birazdan karşı cepheden: - "Kim seslendiiii?" Karadenizliler hep birlikte ayakta: - "Biiiz..."



HAVUZ
Yeni evli cift balayi icin bir otele gitmis. Ilk gece butun pozisyonlari denemisler.Ertesi gece kadin:-Tum pozisyonlari denedik degisik bir sey yapalim bu sefer demis Erkek biraz dusundukten sonra: -Buldum! Sen pencerenin onune git ,ben de kapinin onune, birbirimize dogru kosup birleselim demis. Kadin kabul etmis,yerlerini almislar. Erkek: -uce kadar sayiyorum, ucte kosmaya basla demis. -Biiirr, ikiiii ve uucccccc!!!!!!!! Velhasil erkek hizalayamamis ve otelin 2.kat penceresinden havuza dusmus. Havuzdan cikacak ama cirilciplak oldugu icin utaniyor.Bakmis havuz kenarindaki barin barmeni hala is basinda hemen seslenmis: -Arkadas ! Ordan bana bir masa ortusu uzatir misin? -Niye? diye sormus barmen -Pencereden dustum de..uzerinde hic bir sey yok,cikamiyorum havuzdan. -cikin cikin, hic kimse sizi farketmez. Nasil yani? -Oteldeki herkes 2.katta kapi koluna giren kadini kurtarmakla ugrasiyor.

PAPAGAN
Yalnizliktan bunalan adam papagan marketine gider. En güzel papagan en ucuzudur. Papagana sorar: Neden bu kadar ucuzsun? Görmüyormusun abi benim ayaklarim yok! der papagan. Peki nasil tünekte duruyosun??? Pipimi doluyorum abi der papagan. Adam papagani eve götürür. Ertesi gün eve geldiginde Papagan: Abi kiz arkadasin postaciya kapiyi açti Adam: E ne olacak onlar tanisirlar. Papagan: Adam içeri girer girmez kizin bluzunun dügmelerini açti! Adam: Sonra nooldu!!!!!!! Papagan: Göremedim abi tünekten düsmüsüm!

BENZİN POMPASI
İki uzaylı, Arizona'da çöle iniş yaparlar. Görebildikleri tek şey, terkedilmiş bir benzin istasyonudur. Dosdoğru benzin istasyonuna gelirler ve pompaya doğru konuşurlar, -Hey dünyalı, biz dostuz, bizi liderinize götür. Tabi pompadan ses gelmez...Biraz duran uzaylılar tekrar ederler.-Hey dünyalı, biz dostuz, bizi liderinize götür. Tabii pompadan yine tıs yok...Derken uzaylılardan birisi sinirlenir, çeker silahını, -Hey dünyalı, demek bizi duymazdan gelirsin ha, seni buharlaştırayım da gör galaksinin kaç bucak olduğunu....diye tetiğe asılır. Diğer uzaylı atılır, "Dur, sakın yapma çok tehlikeli..." ama artık çok geçtir. Artık ateş edilmiştir. Benzin pompası ve benzin istasyonu çok büyük bir gürültüyle havaya uçar. İki uzaylı yaklaşık 200 metre uçarak, gemileriyle iniş yaptıkları yere düşerler. Saatlerce baygın kaldıktan sonra, bir ara ayılır gibi olurlar. Ateş eden, diğerine "Vay be, ne biçim bir yaratıktı bu?!?! Neredeyse bizi öldürüyordu. Bu arada sen nereden bildin bunun bu kadar tehlikeli olabileceğini?" Öbürü haklı çıkmanın gururuyla cevap verir. -Bak evlat, sen daha toysun. Benim uzun ışıkyılları süren yolculuklarım oldu. Benim bu yolculuklarda öğrendiğim bir şey var. Eğer bir yaratık, penisini 2 defa gövdesinin etafına doladıktan sonra kulağına sokabiliyorsa, o yaratıktan uzak durmak gerek.

TAKSİM ŞİŞLİ
Kalabalik bir belediye otobüsünde kadinin biri haykirmis: Terbiyesiz adam ,yeter artik! Aman bayan ne oldu ki? Daha ne olacak geçtin arkama. Taksim den beri ayiptir be! Efendim yanlis anladiniz herhalde. Bugün aybasi. Maasimi aldim, cebimde o var. O dokunmus olacak. Iyi de, Taksim'den Sisli'ye gelene kadar maasina zam mi geldi?

TIK TIK
Ramazan vakti Temel karisi ile yatmamaya karar vermis. Fadime bu fikri begenmedigi halde kabul etmis ve Temele yardimci olacagina soz vermis. ilk iki hafta pek zor olmamis , Temel ile Fadime kendilerini kontrol edebilmisler. 15 gunden sonra artik Temel dayanmakta cok zorluk cekiyormus. Ama Fadime sozunden donmemis. Geceleri yataga eski, kirli elbiseleriyle giriyormus. Yatmadan evvelde bol bol sarmisak, sogan ve hamsi yiyormuski Temel igrensin diye. Son hafta cok zor olmuski Fadime yatak odasinin kapisina kilit takmak zorunda kalmis. Neyse bayram sabahi bizim zavalli divanda yatan Temel yatak odasinin kapisini TIKLAMAYA baslamis. TIK , TIK , TIK - kimim biliyormusun ? -tabiki biliyorum, sen Temelsin...demis Fadime. -ne istedigimi biliyormusun ? -ne istedigini biliyorum...-peki kapiyi neyle TIKLADIGIMI biliyormusun ?



MUAYENE
Kadin gögsünden rahatsizmis ve bir röntgen mütehassisina gitmis. Doktor soyunun lütfen.demis. Kadin -Beyefendi ben utanirim isiklari kapatabilirmisiniz acaba? diye sormus. Neyse doktor isiklari kapatmis bes dakika sonra kadin sormus: Doktor bey elbiselerimi nereye koyayim? Benimkilerin üzerine.

BULAŞIK
Adamin biri motosiklet almis. Satici adama bir kutu vazelin hediye ederek yagmurlu havalarda bunu metallere sur pas yapmaz demis ve adam motorunu gostermek uzere kiz arkadasina gitmis. Neyse aksama dogru kiz gel seni bize goturup ailemle tanistirayim hemde aksam yemegi yeriz.. demis ve bir hatirlatmada bulunmus: "Yalniz dikkat et bizim evde yemek yerken kimse konusmaz. Konusan bulasiklari yikar..." Adam 4 kisinin bulasigindan ne olacak diye dusunurken eve girdiklerinde bir de ne gorsun dag tas her yer bulasik... Uulan bir konusursak yandik demis... Yemek yerken aklina "Ulan ben simdi bu kizin elini tutsam kimse bir sey diyemez" fikri gelmis. Kizin elini tutmus kimseden cit yok. Bir de opeyim demis, Opmus gene cit yok...Ulan ben bununla bu isi burada pisireyim demis, herkesin gozu onunde o is olmus ama gene cit yok... Adam iyice piskinlige vurup yahu bunun anasi da guzelmis deyip onunla da yatmis... Gene cit yok... Tam bu sirada disarda gok gurleyip yagmur yagmaya baslamis. Bizimki motoru paslanmasin diye aldigi vazelini cebinden cikardigi anda kizin babasi bagirarak ayaga firlamis... "Tamam tamam koy onu yerine bulasiklari ben yikarim"

DÜRÜST TEMEL
Iki cift kagit oynuyorlarmis, Temel, Dursun ve karilari... Temel bir ara kagitlarini yere dusurmus, almak icin masanin altina egilince ne gorsun! Dursun' un karisi Fadime eteginin altina hicbir sey giymemis. Tabii Temel ufak capli bir sok yasamis. Bir sure sonra Temel mutfaga gittigi sirada Fadime arkasindan gelmis ve masanin altinda hosuna gidecek bir seyler gordun mu? demis. Temel, "Evet gordum!" "Eger istersen olur ama sana 50 milyona patlar." demis, Fadime ve eklemis, "Dursun cuma gunu evde yok, saat ikiden sonra gel!" Temel cuma gunu olunca dogruca Dursun' un evine gitmis, 50 milyonu verip dogruca yatak odasina Bir kac saat sonra Temel gitmis. Dursun eve saat alti gibi gelmis ve sormus, "Bugun ogleden sonra Temel buraya ugradi mi?" Fadime hafiften sesi titreyerek, "Evet bir kac dakikaligina ugradi." "Peki sana 50 milyon verdi mi?" Fadime, Dursun' un anladigini dusunerek basi onde, "Evet verdi" demis. Dursun, "Cok iyi, cok iyi! Bu sabah bana ugradi da, acil bir isi icin 50 milyon lazimmis, ogleden sonra sizin oradan gecerken eve birakirim dedi, bak ne durust cocukmus gordun mu!"

KISALTMA
Dilbilgisi dersinde ögretmen Sari saçli kiz ellerini pencerenin pervazina dayali halde disari bakti ve güldü' cümlesini kim bana kisaltip söyler ?''diye sorunca,Temel hemen ayaga kalkar ve söyle der 'Orospi'

DEDE
Temel ve dedesi otele gitmisler. Otelde tek bir yatak bosmus, dede torun birlikte yatmislar. Gece yarisi dede Temel'i dürtmüs "Temel bana kari bul". Temel "dede sakin ol yat. Biraz sonra dede ikinci defa - "Temel bana kari bul". Temel - "Dede sakin ol yat". Dede biraz sonra üçüncü defa "Temel bana kari bul" deyince en sonunda Temel isyan etmis. "Dede tuttuguna güveniyorsan o benimkidir."

BAKICI
Küçük afacan, mutfakta yemek pisiren annesinin yanina kostu: Anne, anne bakicim yataginda yabanci bir adamla yatiyor. Hem de çirilçiplak. Deme oglum, feci bir sey bu! Çocuk kahkahayi basti: Kandirdim seni anne. O adam yabaci degil, babam!

İDDİA
Genç adamin hayatindaki en büyük istegi bir rolls-royce sahibi olmakmis. Ailesinden kalan mülkleri satmis. Oldukça borçlanmis. ve sonunda biraz hirpalanmis ve eskice bir rolls-royce sahibi olabilmis. Arabasini alir almaz new york sokaklarinda turlamaya baslamis. Fakat sehirdeki onca güzel araba içinde kimse eski rolls'a bakmiyormus. Adam sehrin arka mahallelerine yollanmis. Yoksul insanlar gipta ile arabasina bakarken genç adam büyük bir zevkle arabasinin tadini çikarmaya baslamis. Sonra bir kavsagi döndügünde iki katli bir evin önünde park etmis üç tane rolls görmüs.Gözlerine inanamamis. Inmis yakindan bakmis. Dogru! üçü de rolls.Kendi kendine binbir zorlukla sahip oldugu otomobilden bu harap mahallede nasil olur da bir evde üç tane birden rolls olabildigini düsünürken, üst katin balkonundan biri kendisine seslenmis: Ne o arabalara mi bakiyorsun ? Adam yukari baktiginda 4-5 yaslarinda kisa pantalonlu bir çocuk görmüs - Evet,bütün bunlar senin mi? Evet Adam inanamamis, nasil olur ? deyince, çocuk: Iddiada kazandim istersen seninle de iddiaya girelim. Kazanirsan üç arabayi da alirsin. kaybedersen arabani alirim. Peki iddianin konusu ne? Çocuk gülmüs ve Yaptigim her seyi yapabilirmisin? demis. Adam bir an düsünmüs, sonra kendi kendine küçük bir çocugun yaptigi her seyi yapabilecegi kararini vermis, Evet demis. O zaman içeri gel demis çocuk, Içeri girmisler, çocuk ; artik yarisma basladi, bundan sonra ben ne yaparsam aynisini yapacaksin, yapamazsan arabani alirim, demis ve bulunduklari hole açilan tek kapiyi tiklatmis, adam da hemen kapiyi tiklatica içeri 95-65-95 ölçülerinde bir afet girmis. Çocuk; "ablam.." diye tanistirdiktan sonra kizin üzerindeki askili elbisenin bir askisini çözmüs, adam da hemen diger askiyi çözmüs çocuk sütyenin bir kopçasini çözmüs adam diger kopçayi. çocuk sütyenin bir askisini indirmis adam diger askiyi. Kiz odanin ortasinda yari çiplak bir durumda kalmis. bizimki artik arabayi, iddiayi birakmis nefesi kesilmis bir halde kizi izliyormus, kendi kendine; "ah diyormus su ufaklik olmasa da su kizi.." Ufaklik ablasinin üzerindeki son parçanin bir tarafini asagi dogru çekmis adam diger tarafi; sonuçta son parça da kizin ayaklarinin dibine düstügünde adam iddiayi artik tamamen unutmus ve kani damarlarinda delicesine dolasir bir durumda iken.. ufaklik adama "hey amca demis simdi gelelim iddiaya;" sortunu indirmis; ve pipisini tutup ikiye katlamis sonra da: - hadi, demis, yaptigimi yap bakalim !

JİNEKOLOG
Jinekologun biri lanet olsun der ve doktorlugu birakir. Niyeti araba tamircisi olmaktir. Gider ve sendikanin sinavina girer. Sonucta 100 uzerinden 150 alip gecer. Bunun uzerine bir sorusturma acilir. Mufettisler hocaya sorarlar bu is nasil oldu diye. Hoca : "Valla, yagi degistir dedim degistirdi. Filtreyi degistir dedim degistirdi. Bujileri temizle dedim temizledi." Mufettis : -"Iyi de neden 100 degil de 150" Hoca : -"Bunlarin hepsini egzozdan yapti."

MAYMUN
Adamın biri omzunda bir maymunla bara girmiş. Bilardo masasının yanında bara oturmuş. Tam içkisini içerken maymun birden masanın üzerine atlayıp bilardo topunu ağzına atıp topu tamamen yutmuş. Barın sahibi bunu görünce sinirli bir şekilde bağırmaya başlamış. "Allah kahretsin. Senin maymunun bilardo topunu yedi. Şimdi kimse bilardo oynayamayacak. Kahrolasıca maymununu al ve barımdan defol." Adam bu olayı gördükten ve onca küfür yedikten sonra : "Gerçekten çok özür dilerim. Bu maymunu daha bir kaç saat önce aldım. Böyle bir şey yapabileceğini tahmin etmiyordum. ", diyerek utana sıkıla bardan ayrılmış. İki hafta sonra aynı adam yine omzunda bir maymunla aynı bara gelmiş. Bu kez maymunda bir tasma takılıymış. Maymun adamın omzundan bara atlamış. Fıstık dolu kavonozun yanına gidip bir fıstık almış. Fıstığı götüne sokup çıkarmış sonra da ağzına atıp yemiş. Bu defa barın sahibi hayretle bağırmış: "Hey gördün mü senin maymun fıstığı götüne sokup çıkardı ondan sonrada fıstığı yedi." Adam : "Evet gördüm. Geçen olay olduğundan beri yiyeceği herşeyin ilk önce boyutlarını kontrol ediyor."

ÇARE YOK
Vaktin birinde bir doktorun yolu bir köye düşmüş..Bakmış köylüler dertli bir şekilde oturmuş düşünüyorlar, merak edip sormuş: "Ne var? Nedir derdiniz?" "Genç bir kadın var..Çok hasta..Ölüyor.." Doktor: "Bir de ben bakayım." demiş. Alıp doktoru genç kadının evine götürmüşler. Doktor hastanın odasına girmiş. Herkesi dışarı çıkarmış. Genç kadını muayene etmiş. Kadının hastalığı basit bir soğukalgınlığı. Ancak ateşi çok yükseldiği için baygın halde kendinde değil... Doktor hemen bir iğne yapmış. O sırada kadının bacakları açılmış. Güzel de bir kadın..Doktor dayanamayıp kadının koynuna girivermiş. Ama o sırada köylüler, pencereden doktoru seyrediyorlarmış. Bir süre sonra doktor kadının odasından çıkmış. "Yarın sabaha iyileşir." diye de köylüleri telkinde bulunmuş. Gerçekten kadın ertesi sabah iyileşmiş. Doktor da birkaç gün sonra köyden ayrılmış. Aradan bir yıl geçmiş doktorun yolu yine aynı köye düşmüş. Bakmış köylüler yine çok dertli. "Ne oldu? Ne var?" "Bizim ağanın karısı çok hasta ölüyor." Doktor hemen "Bir de ben bakayım." demiş. Köylüler umutsuzca başlarını sallamışlar. "Hiç zahmet etme doktor bey, bütün köyün erkeklerine ağa emir verdi. Hepimiz sıra ile senin yöntemlerini uyguladık, ama nafile iyileşmiyor."

ECZANE
Pansiyoncu kadının evinde genç bir erkekle genç bir bayan oturuyordu. Pansiyoncu kadın sabaha karşı genç bayanın odasında bir gürültü duydu. Kalkarak bayanın odasına gitti ve orda delikanlıyı yakaladı. Genç adamın üstünde sadece pijamasının üstü bulunuyordu. "Burada ne işin var?" diye sordu. Delikanlı boynunu bükerek yanıt verdi: "Buraya sadece ilaç getirmek için geldim. Bu bayanın başı ağrıyormuş da..." Pansiyoncu kadın yataktaki bayanı ve ayaktaki delikanlıyı yukarıdan aşağıya süzdükten sonra: "Peki" dedi. "Yalnız sokağa çıkmadan önce eczanenizi kapasanız iyi olur!"

REFLEKS
Temel Istanbul'da gezerken tam önünde bir genç kiz bisikletten düser.Bacaklari havaya kalkar,etegi açilir.Temel bu sahneyi büyük bir zevkle seyrederken genç kiz hemen toparlanir,kalkar ve durumu idare etmek için sorar: - 'Refleksimi gördünüz degil mi?' - 'Uy Istanpul'da öyle mi deysunuz ogaa?' -

YÜZ MARK
Üç fahişe, o gün başlarından geçenleri anlatıyorlar. Birincisi, "Mercedes'e bir girip çıktım, üçyüz mark aldım." İkincisi, "Bir Volkswagen'e girip çıktım, yüz mark kazandım." Üçüncüsü, "Beni de motosiklete bindirip yapı yeri barakasına götürdüler. Sırtıma tahta kıymıklar battı. Parayı da perşembeye verecekler."

TAK FİŞİ
Adam iş dönüşü evine geldiğinde karısını yatakta çırılçıplak uyurken gördü. Adamın cinsel arzuları bir anda uyandı. Yanına uzanıp göğüslerinin uçlarıyla oynamaya başladı. Kadın, uykulu bir sesle: "Kocacığım, ne yapıyorsun?" dedi. Adam: "Karıcığım, kısa dalgadan Çukurova radyosunu arıyorum." Kadın: "Kocacığım, fişi takmazsan radyo çalışır mı

SU YATAĞI
Durulmaya yüz tutmuş seks hayatlarını yeniden canlandırmakta, suyla doldurulan yatakların birebir olduğunu duymuştu adam."Yatağımıza uzandınız mı, fırtınaya yakalandınız demektir." deniliyordu su yataklarının reklamlarında..Hemen bir tane aldı. İki gün sonra da, sevinçle kendisi gibi orta yaşlı bir arkadaşının yanına koştu. "Bu su yatakları bir harika azizim." diye haykırdı. "İki gecedir yaşadığımız fırtınalı seksi, son iki yıldır yaşamamıştık. Sen de bir tane alsana.."Acı acı güldü arkadaşı.. "Marifet yatakta değil, senin karıda olsa gerek." dedi. "İki yıl önce aldığım yatak hala Ölü Deniz gibi..."

OTEL MÜŞTERİSİ
Temel, seyahate çıkmış. Uzun zaman evinden ayrı kalmış. Bir akşam bir kente gelip küçük bir otele inmiş. Odasına yerleştikten sonra, aşağıya telefon etmiş. Telefonu otelin sahibi açmış. Temel, ne istediğini söylemiş: "Bana bir fahişe bulup gönderin." Bunu söyledikten sonra telefonu kapatmış. Otelin sahibi şaşırmış. Yanında duran karısına dönmüş: "Demin gelen müşteri kadın istiyor.." Otelin sahibinin karısı öfkeden deliye dönmüş: "Terbiyesiz adam, ne zannediyor bizim otelimizi. Hemen git o müşteriye ağzının payını ver.." Otel sahibi, müşteriye ağzının payını verme fikrini pek tutmamış: "Adama ne söyleyeceğim karıcım, bir terbiyesizlik eder, başım derde girer..." Kadın çok sinirliymiş: "Sen gitmezsen, ben gider söylerim..." Ve, hışımla merdivenleri çıkıp Temel'in ağzının payını vermeye gitmiş. Kocası da aşağıda bekliyormuş. Yukardan gürültüler gelmeye başlamış. Onbeş yirmi dakika sonra Temel aşağıya inmiş. Üstü başı yırtılmış, yüzü tırmıklanmış... Otelcinin yanına gidip bir güzel çıkışmış: "Ne biçim kadın göndermişsin be. İstemem diye tutturdu. Becerene kadar anam ağladı."

SİYAH HAVYAR
Genç kız arkadaşına anlatıyordu. "Dün akşam çıktığım adam kelimenin tam anlamı ile kültürlü bir beyefendi. Adam yüksek sınıftan.." "Nereden anladın?" "Arabaya bindik... Kentin dışına doğru gitmeye başladık. Yol tenhalaşınca elini dizlerimin arasına uzattı. Sonra yukarı doğru çıkmaya başladı. Çıktı çıktı..." "Bunun nesi kültürlü? Erkeklerin hepsi böyle değil mi? Adi herif.." "Dur patlama. Sonra elini çekti. Parmağını burnuna yaklaştırdı ve 'Siyah havyar gibi koktuğumu' söyledi."

YAĞMA YOK
Genç nişanlılar ertesi gün evleniyorlardı. Erkek: "Sevgilim, sabrım tükendi. Ne olur odama gel. Nasıl olsa yarın evleneceğiz." Kız öfkeyle yanıt verdi: "Yağma yok öyle. Her seferinde böyle kandırdılar. Bir daha çürük tahtaya basmam."

RUS RULETI
Bir Afrika ulkesinin devlet baskani Rusya'ya Yeltsin'e ziyarette bulunur. Resmi gorusmeler derken Rus ruletini ogrenir ve cok begenir. Yeltsin'e de kendi ulkesine geldigi zaman Afrika ruleti ogretecegine soz verir. Bir zaman sonra Yeltsin bu ulkeye gider. Resmi gorusmelerden sonra "Sayin Baskanim, bana Afrika Ruleti ogreteceginizi soylemistiniz" der. Baskan: Tabi sayin Yeltsin. Yanlarina 6 tane birbirinden guzel (zenciler de guzeldir) ve ciplak kiz getirilir. Afrikali baskan: Iste Sayin Yeltsin bunlardan sectiginiz bir tanesi size oral seks yapacak. Yeltsin: Iyi ama heyecan bunun neresinde? Afrikali Baskan: -Sayin Yeltsin, bu kizlardan biri YAMYAM !...

CIPLAKLAR KAMPI
Yasli adam dul kaldiktan sonra, vakit gecirmek icin turla Avrupa seyahatine cikmis. Konakladiklari otelde yerel gazetede gordugu ciplaklar kampi ilani uzerine kampa gitmeye karar vermis. Tur operatorune hasta oldugunu soyleyerek 1 haftalik cevre illerine gezisine gidemeyecegini; donuste kendisini buradan almasini soyleyerek dogru ciplaklar kampinin yolunu tutmus. Bizim 60'lik ihtiyar kampin kapisindan iceri girmis, her taraf yemyesil, deniz masmavi, resepsiyonda iki tane ciplak harika kiz. Hosgeldiniz efendim...Hosbulduk yavrucugum...Ne kadar kalacaksiniz? 1 hafta. Kayitlar yapilmis bizim ihtiyar odasina yerlestikten sonra kurallar geregi soyunarak asagi inmis. Ancak utaniyor onunu, arkasini tutarak agaclarin arasinda gezerken uzakta ciplak bir esmer hatun gorunce bizim altmisligin yasli kusu havalanmaya baslamis. Tam o esnada calilarin arasindan sarisin bir afet cikmis. -Buyrun efendim beni cagirdiniz... cagirmadim...-cagirdiniz efendim,kus havalaninca ben gelirim..demis. Ve de ihtiyar oracikta isi bitirip bir de tesekkurden sonra uzaklasmis. Bizim ihtiyar inanamiyor cennette oldugunu zannederken cimlere uzanmis yorgunluk atiyor; iste o rehavetle zooorrrt diye bir gaz koyvermis. O anda calilarin arasindan NBA basketbolcusu gibi bir zenci cikmis kalin bir sesle; -Buyrun beni cagirdiniz...Kimseyi cagirmadim evladim...cagirdiniz efendim zooorrrt yapinca ben gelirim demis. Ve bizim morugu dort ayak yapip yumusakcalar kervanina dahil etmis. Bizim ihtiyar poposunu tuta tuta homurdanarak esyasini toplamis dogru resepsiyona hesabini kesmeye gelmis. Resepsiyondaki hatun...-Nereye gidiyorsunuz efendim daha geleli 2 saat oldu daha bircok surprizlerimiz var...-Kizim bana bak ben altmis yasindayim benim kus haftada bir kac defa havalanir ama ben gunde enaz 20 defa gaz cikaririm.!!!!!!

ATASOZU
Fadime , kocasi Temel olmadan ilk defa tatile cikar. Ilk mola yerinden cep telefonuyla Temel'i arar: Kocacim yolculugum cok iyi gidiyor, bir doktor beyle tanistik, cok hossohbet birisi" der. Ikinci molada tekrar arar: Yolculuk cok iyi gidiyor, su an doktorla yemekteyiz" .Sabah tatil yoresine varinca tekrar arar: Kocacim otelime geldim, tesaduf doktorla ayni oteldeyiz" .Temel olaydan killanir ama ne yapsin?.. Ogle vakti Temel Fadime'yi arar: -Tatil nasil gidiyor Karicim? -Cok iyi gidiyor, bizde doktorla yemek yiyorduk, cok egleniyoruz... Temel olaydan iyice killanmistir. ogleden sonra tekrar arar Fadime'yi: -Tatil nasil gidiyor...Iyi, bizde doktorla havuz basindayiz, bana gunesyagi suruyordu, birazdan havuza girecegiz...-Uzerinde su an ne var? der Temel. -Bikinim. Iyi ustunu cikart. -Niye? Cikartt!..-Simdide altini cikart. -Niye? -Cikart!..-Simdi de bacaklarini ac ve gunese dogru dondur. Tamam ama niye yaptim? -Gunes giren yere doktor girmez de ondan.

DAİRE
Bir gün adamin biri tele kizin birisi ile bes yüz dolara anlasirlar. Ve geceyi beraber geçirirler. Ancak sabah olup sira parayi ödemeye gelince, adam cebinde yeteri kadar para olmadigini anlar. Tele kiza parasi olmadigini, isyerine vardiktan sonra parayi zarfla gönderecegini söyler. Kiz da kabul eder. Adam zarfin üzerine daire kirasi yazacagini söyler. Adam isyerine vardiktan sonra parayi hazirlarken aslinda gecenin o kadar da iyi geçmedigini, bekledigi kadarda eglenmedigini düsünür. Ve kadina bes yüz dolar yerine iki yüz elli dolar göndermeye karar verir. Zarfin üzerine daire kirasi oldugunu belirttikten sonra içine de söyle bir not ilistirir. -Hanimefendi size bes yüz yerine iki yüz elli dolar yolluyorum. Çünkü ben; Dairenizin daha önce hiç kullanilmamis oldugunu düsünmüstüm, ve dairenizin daha küçük oldugunu saniyordum... Ayrica dairenizin isitma sistemini de hiç begenmedim. Daha sicak olmasini bekliyordum" der. Ve zarfi kurye ile yollar. Kadin zarfi açtiginda paranin eksik oldugunu ve yanina bir not ilistirilmis oldugunu görür. Notu okudugunda hemen cevap olarak sunu yazar. Beyefendi böylesi güzel bir dairenin daha önce kullanilmamis olabilecegini nasil düsünürsünüz, -Aslinda daire hiç de büyük degil. Sizin dairenin içini dolduracak kadar esyaniz olmadigi için size büyük gözükmüs olabilir. Ayrica isitma sistemi de iyidir ancak siz ateslemeyi beceremediyseniz ben ne yapabilirim.

PARA
Temel, Cemal'in evinin onunden gecerken onun karisini pencereden gormus. Cemal evde midur? Yok. Al penu iceru. - Peni orospi mi sandun? - Para verecegumu cim soyledu?

TIMARHANEDE İSYAN
Timarhanenin birinde bir gun isyan cikmis.Deliler salon gibi bir yerde toplanmis,sagi solu dagitiyorlarmis.Doktorlar filan,hic kimse yaklasamiyomus;deliya napcagi belli olmaz!Hastanenin bas hekimi bi sey yapmak lazim demis ve odaya dalmis,kitaplari karistirmaya baslamis.Bi sure sonra cikmis ve diger doktorlara soyle demis -Simdi doktorlardan biri soyunup kosa kosa delilerin yanina gidecek ve ben canli bombayim diye bagiracak,literature gore basaracagiz! Doktorlar kendi aralarinda birini secmisler ve cirilciplak soymuslar. Kapiyi acmislar ve "hadi simdi" demis bas hekim. Ciplak doktor baslamis kosmaya ve bagirmaya "ben canli bombayim, ben canli bombayim patlayacagim" Deliler bakmislar doktora sonra yakalayip pencereden asagiya atmislar.Eyvah demis bas hekim, literaturde yeniden denememiz lazim diyip baska bir doktoru soymuslar ve onuda yollamislar delilerin arasina.Oda torlak bi vaziyette dalmis delilerin yanina ben canli bombayim, patlayacagim demis. Onu da atmislar pencereden deliler. Bashekim bakmis olmuyor , ben gidiyorum demis.Oda soyunmus, digerleri gibi dalmis odaya. Deliler bir bakmislar ! Sonra hepsi odalarina kacismislar. Sasirmis tabi doktorlar.Sonra arastirma yapmislar onu neden pencereden atmadilar diye. Delilere sormuslar "digerlerini asagiya attiniz da onu neden atmadiniz?" Deliler cevap vermis: " Onun fitili kisaydi!"

DELİK
Biçkin ve ayni zamanda hovarda bir adam ölür ve cehenneme gider. Cehennemde birkaç gün kaldiktan sonra cennet görevlisi melek gelir ve seni cennete götürecegim der. Bizim biçkin halinden memnun görevli melekle cennetin yoluna koyulurlar. Cennetin kapisina yaklastiklarinda içeriden feryat figan sesler duyar ve melege döner, Sen beni cennete götürecektin der. Melek burasi cennet deyince, içerideki sesler nedir demis, melek : ha o sesler içerideki iyi insanlara kanat takilacak onun için sirtlarina delik açiliyor demis. Bizimki ürkmüs cennetin yolunda biraz daha ilerlemisler bu sefer geçenki seslerden daha aci ve yogun sesler gelmeye baslamis. Biçkin yine sormus; Simdi neler oluyor, neden sesler daha aci? Melek: Iyi insanlarin baslarina halka takilacak onun için baslarini deliyorlar. Bizimki iyice korkmus ve ben cehenneme gitmek istiyorum deyince melek :-iyi ama orada da sana kuyruk takacaklar demis. Biçkin: -olsun olsun nasil olsa onun deligi hazir.

CEVİZ
Yeni evli çift balayina Havai'ye gider. Yerlestikleri otel müdürü gece otelin kulübünde en önde yer ayirir. Gösteri baslar bir yerli yere 5-6 ceviz koyar sonra penisini çikarip "tak tak" cevizleri kirar. Gösteri çiftte oldukça etki birakir. 30. evlilik yildönümlerinde ayni otele giderler. Gece yine ayni kulübe giderler. Ayni yerli çikar bu kez 5-6 Hindistan cevizi dizer, penisini çikarir ve yine "Tak Tak" hindistan cevizlerini kirar. Bizimki hayretler içinde sorar "Beyefendi 30 yil önce ceviz simdi Hindistan Cevizi bunun sirri nedir?" Yerli cevap verir. "Artik yakini net göremiyorum onun için Hindistan Cevizi".


DIŞARI
Temel bir hayat kadini ile anlasir. Otel'e giderler. Odaya kapanirlar. Yarim saat sonra Temel elinde aletiyle Lobiden geçer, otelin döner kapisindan çikar ve köseyi döner. Resepsiyoncu saskin bakislarla olayi izler. Temel birkaç dakika sonra geriye döner. Odaya girer 15 dakika sonra gene aleti elinde tutarak otelin Kapisindan hizla disariya çikar. Resepsiyoncu gene bir anlam veremez. Temel gene birkaç dakika sonra odaya kapanir. Bu olay birkaç kez tekrarlanir. Temel gene aleti ihtisamli bir sekilde odadan disariya çikar. Bu sefer resepsiyoncu sorar beyefendi organiniz elinizde buradan kosarak neden otelin disina çikiyorsunuz ? "Ha o mu ?" der Temel; "bayanla disariya bosalacagima dair anlasmistim da.."

DOMUZ ÇİFTLİĞİ
Adamin birisi domuz ciftligi kurup yetistirip sonra da satarak zengin olmak icin 20 tane domuz alip yeni aldigi ciftlige getirmis....ama hicbirsey anlamadigi bu is hakkinda yardim etmesi icin bir de veteriner cagirmis...veteriner konusmus ta konusmus.... adam birsey anlamamis ama utancindan da caktirmamak icin "ha ha" diyip kafasini assagi yukari sallamis sonra da parayi avucuna sikistirip gule gule demis...Aradan bir kac gun gecmis ama domuzlarin birbirine karsi ilgisi sifir...ben bunlara herhalde birseyler gostersem iyi olacak deyip hepsini kamyona attigi gibi dogru ormana..hepsini bi guzel siradan gecirdikten sonra ciftlige geri getirmis..Sonraki bir kac gun bakmis domuzlarda gene tik yok...almis bir daha doldurmus kamyona gene ormana..bu sefer ikiser kez..siradan..almis geri getirmis ciftlige icinden de herhalde bu sefer olmustur, ne yapmalari gerektigini ogrenmislerdir diyerek...Ama hayvanlarda yine tik yok..hepsi camurun icinde yatiyor..kafasi iyice kizmis olan adam hepsini kufur ede ede kamyona bir kez daha atarak dogru ormanin yolunu tutmus..yapabildigi kadar yapmis, yorgunluktan olmek uzere olan adam hepsini kamyona atip, ciftligin yolunu tutmus...Ertesi gun oglene kadar uyuyan adam yataktan kalkamayacak kadar yorgun oldugundan karisini yanina cagirmis, "bak bakalim hanim domuzlarda hareket var mi, ne yapiyorlar?" diye sormus. karisi,perdeyi aralayip domuzlara baktiktan sonra adama donmus.."hepsi kamyona cikmis, birisi de kornaya basiyor...."

DELİKLER
Bir bayan bir gün golf sahasina gider ve tek basina golf oynamaya baslar o sirada ayni sahada bir de bay oyun oynamaktadir. Herikisi de bir süre oyun oynadiktan sonra kadin adama gider ve -"afedersiniz ben su an kaçinci delikteyim " diye sorar. Adam -"Ben 5 inci delikde olduguma göre sizde 6 inci deliktesiniz ?" der. Oyuna devam ederler bir müddet sonra kadin tekrar adama -"afedersiniz ben su an kaçinci delikteyim ?" der. Adam da -"Ben 8 inci delikde olduguma göre sizde 9 uncu deliktesiniz" der. Tekrar oynamaya devam ederler. Bir süre sonra yine kadin adama: -"afedersiniz ben su an kaçinci delikteyim " der, adam da -"ben 11 inci delikde olduguma göre sizde 12 inci deliktesiniz" der. Böylece oyun biter ve adam kadina -"Benimle biryerde birseyler içermisiniz" diye sorar. Kadinda kabul eder ve bir bara gidip beraber hem birseyler içer hem de sohbet ederler. O sirada adam kadina -"Afedersiniz siz ne is yapiyorsunuz" der. Kadin -"Söylerim ama gülmek yok" der. Adam kabul eder ve kadin: -"Ben orkid pazarliyorum" der. Bunu duyan adam gülmekten yerlere yatar. Kadin bayagi sinirlenir hani gülmeyecektiniz" der. Adam -"kusura bakmayin hanfendi ama kendimi tutamadim çünkü galiba ben sizi yine bir delik arkadan takip ediyorum ve tuvalet kagidi pazarliyorum!"

YENİ AYAKKABI
Muzur birisi geç saatlerde eve gelmis. Bakmis karisi yatiyor. Dur demis sunu bir uyandirayim. Hemen çirilçiplak soyunmus ve o gün yeni aldigi ayakkabilari giymis sadece. Karisini uyandirmis. Karisi mahmur gözlerle demiski: -Ne var beni gecenin bu saatinde niye uyandirdin ? Adam: -Bende bir degisiklik göruyormusun ? Karisindan cevap: -Yok demis hiç bir degisiklik görmüyorum. Iyi bak demis benimkinin gösterdigi yere bak. Karisi asagiya bakmis ve yeni ayakkabilari görmüs ve hayiflanarak demiski. -Madem beni bu saatte uyandirdin, keske kendine bir sapka alsaydin!




YEDİNCİ GECE
Temel askere gitmis, komutani askerleri toplamis. Simdi herkes sirayla evlendiginin ilk gecesini anlatsin demis. Ilk üç kisiden sonra sira temele gelince Temel Komutanim evlendigimin yedinci gecesi demis. Komutani ilk gece dedik oglum deyince Temel yine Komutanim evlendigimin yedinci gecesi demis. Komutan bu sefer temeli geçip herkese anlattirdiktan sonra tamam ne oldu ulan yedinci gece diye sormus. Temel : Komutanim Fadime dediki "Çikar oni iseyecegum!"

EMEKLİLİK
Bir adam son günlerini yasiyormus. Uzuvlari meleklerin huzuruna çikmislar. Göz saygiyla ayaga kalkmis, kibarca söze baslamis. Efendim... Sizden bir ricam var. Emekliye ayrilmak istiyorum. Yetmis yildir görmekten yoruldum. Sirayla kulaklar,ayaklar söz alip emekliliklerini istemis.Derken arkadan çok kisik bir ses duyulmus: Asil emeklilik benim hakkim! Melekler öfkeyle bagirmis. Ayaga kalkip konussana saygisiz. Ayaga kalkacak güçte olsam,emekliligimi ister miydim hiç?

VEJETARYAN
İki Ermeni kadın lokantaya gidiyor ...1. kadın kendine etli bir yemek söylüyor. Bunun üzerine 2. kadın şöyle bir konuşma başlatıyor. İnanırmısın ben vejeteryan oldum. " Nasıl yani? 10 yıldır vücuduma dirhem et girmemiştir . Ne yani Alex'in ki sebzediir ?

KUŞKU
Bir futbolcu, karısının takım arkadaşlarından biri ile yattığından şüphelenmektedir. Tam olarak anlayabilmek için karısının cinsel organına bit aşılar. Antreman sırasında hangi arkadaşı aletini kaşırsa, karısının onunla yattığını öğrenecektir. Antreman günü gelir çatar. Aletini kaşıyan yoktur. Antrenör bazı oyunculara düz koşu yaptırmakta, bazı oyunculara ise çift kale maç yaptırmaktadır. Bir yandan da bıyığını kaşımaktadır.

FELÇ
Temel çok hastalanmış. Hastanede, başında profesörler, doktorlar, asistanlar yığılı. Hoca; - "Dikkat ediniz, bu hasta çok yakında sol tarafından felç geçirmek üzere. Bütün emareler bunu gösteriyor." der. Bunu duyan Temel usulca yorgan altından çükünü sağa çekmiş.

JİNEKOLOG
Doktor, kadının bacakları arasına bakınca şaşırır: Böyle büyüğünü görmedim, böyle büyüğünü görmedim, böyle büyüğünü görmedim...Bunu duyan kadın: Büyük olduğunu biliyorum da, neden tekrarlıyorsun? - Benim tekrarladığım yok, yankı yapıyor.

DAHA BECERİKLİ
Genel müdür ve şoförü, Paris'te bir randevu evine giderler. Her ikisi de birer hatun alıp odalara çıkarlar. Dönüş yolunda genel müdür sorar: Dün geceden memnun kaldın mı? Evet, sayenizde efendim, ya siz? Ben mi? Doğrusunu söylemek gerekirse, karım o orospulardan daha tatlı ve daha becerikli! Soför kendini tutamayarak konuşur: Haklısınız efendim. Karınız, o kadınlardan bin kez daha tatlı ve becerikli.

GAZİ
Satış müdürü, iş isteyen satıcı adayına sorar: Askeri tatbikat gazisi misiniz? Evet, efendim. Geçmiş olsun. Nerenizden? Bir şarapnel parçası erkeklik organımı parçaladı. Satış müdürü, anlayışla başını sallayarak: Bu kadar yeter, işe alındınız. Burada mesai saat dokuzda başlar. Siz ise saat onda işbaşı yapabilirsiniz. Kendisinine ayrıcalık tanınmasından rahatsız olan satıcı adayı, sıkılarak sorar: Neden ben de diğer satıcı arkadaşlar gibi, saat dokuzda işe başlamıyorum? Satış müdürü, sakin bir şekilde cevap verir: Bunu hiç kafana takma, saat dokuzda burada olan diğer satıcılar, saat ona kadar olan zamanlarını senin kaybettiğin organı karıştırmakla geçiriyorlar.

VİAGRA
İki arkadaş konuşmaktadırlar. Biri: Duydun mu, adamın biri Viagra sertleşmesinden ölmüş. Diğeri: Hadi yaw, Viagra sertleşmesinden insan ölür mü? Viagrayı yutarken boğazına kaçırmış, nefes borusu sertleşmiş.
SİHİRBAZ
Teksas'ta kasabaya bir sihirbaz gelir. Sihirbazın marifeti "Hop" dediği zaman herhangi bir şeyi dimdik yapması, "Püf" deyince o şeyi eski haline getirmesidir. Gösterisi sırasında bir ipi "Hop" diyerek sertleştirir ve dimdik yapar. "Püf" diyerek eski haline getirir. Seyircilerden yaşlı bir adam, önünü işaret ederek: Evladım, yaptıkların marifet değil. Sen bunu sertleştir de görelim. Sihirbazın "Hop" demesiyle, adamın önü sertleşir. Yaşlı adam bunun üzerine, silahını çekerek: "Püf" diyeni vururum.

TABUT
Bir adam, ilk cinsel tecrübesini elli yaşında yaşar. Heyecana kapılıp vefat eder. Yüzündeki gülümseme üç günde geçer, tabutu kapatmaları da bir hafta sürer.

PANDA
Yurtdışına giden adam, döneceği zaman İstanbul'daki oğluna telefon eder: Oğlum, yarın Pan-Am uçağıyla geliyorum. Beni havaalanında karşıla. Oğlu iyi duyamaz ve sorar: Hangi uçakla geleceksin baba? Anlayamadım.. Baba: Pan-Am'la oğlum, Pan-Am'la. Anlayamadım baba. Kodlar mısın? Baba sinirlenerek cevap verir: Peki, pandanın "pan"ı, ananın "am"ı!!!

ARARSA
Hafifmeşrep kadına sorarlar: - Sevişirken kocanızla konuşur musunuz? Kadın sırıtarak cevap verir: - Ararsa neden konuşmayayım?

YETERLİ DEĞİL
Çapkının biri, plajda gözüne kestirdiği kadının yanına yaklaşarak dil dökmeye başlar: - Gözlerimi sizden alamıyorum. Bal rengi teniniz, simsiyah saçlarınız, yeşil gözleriniz, kırmızı dudaklarınız...- Çok güzel konuşuyorsunuz, ama bu pembeye ulaşabilmenize yetmeyecek.

ELLE YEMEK
Delikanlı, sevgilisi genç kıza iltifat yağdırmaktadır: Sen ne cici kızsın. Tenin şeftali gibi. Dudakların kirazdan farksız. Gözlerin sanki badem. Yemeli seni yemeli. Genç kız cevap verir: - Anlaşıldı sevgilim, yalnız ben elle yemek yiyenlerden hiç hoşlanmam. Bunu aklından hiç çıkarma olur mu?

MUTLU ETMEK
Uzun süredir ailelerinden habersiz beraber olmaktadırlar. Artık hayatlarını birleştirmeye ve bunu ailelerine açmaya karar verirler. Kızının çok genç ve mahcup olduğunu söyleyen kızın babası sorar: - Peki, oğlum kızımı mutlu edebileceğinden emin misin? Genç adam: - Aman efendim, daha dün gece kızınızın odamda ne kadar mutlu olup, haykırdığını duymanızı isterdim

GÖZÜ KAPALI
İki genç kız konuşmaktadırlar. Biri: - Bir daha sevgilimle öpüşürken gözlerimi kapatmayacağım. - Neden? - Son defasında hamile kalmıştım da.

ARILAR VE KUŞLAR
Kadın kocasına: Bizim oğlan büyüdü artık. Ona bazı şeyleri anlatmalısın. Bu senin görevin. Yahu, ben nasıl anlatayım, utanırım. Kolayı var, bu işin arılar ve kuşlarda da aynı olduğunu söylersin. Adam, oğlunu yanına çağırır ve anlatmaya başlar: Bak oğlum, geçenlerde annenle kavga etmiştim ya. Annen eşyalarını toplayıp annesine gitmişti. Evet baba, hatırladım. Baba devam eder: O gün bu olayı kutlamak için seninle birlikte gece klubüne gittik. İçerken iki bayanla tanıştık. İşi ilerlettik. Evet baba, hatırladım. Sonra bayanları klüpten çıkartıp bir otele götürdük. Sen seninkini, ben benimkini alıp odalarımıza çekildik. Evet baba, hatırladım. Hah, işte bu iş arılarda ve kuşlarda da böyledir.

MAHKEMECE
Gece yarısı parkın karanlık ve tenha yerlerinden birinde sevişen bir çift aşırı derece ileri gittiklerinden bekçi tarafından yakalanıp mahkemeye sevkedilirler. Semtin külhanbeylerinden biri olayı görmüştür. Mahkeme onun tanıklığına başvurur. Külhanbeyi konuşur: Sayın yargıç, bu karıyla çocuk ilkin bir park kanepesinde kendi hallerinde şeyy. Yani emişiyorlardı. Yargıç suratını asar: Oğlum, burası mahkeme öyle açık açık konuşma. Örneğin sevişiyorlardı de kafi. Eee, sonra? Sonra, yargıç bey, karının memelerini..Oğlum, şuna göğüslerini desene! Peki efendim, göğüslerini sevdikten sonra, karının külotunu çıkardı. Sonra? Sonra o biçim! Yargıç sorar: O biçim ne demek? Külhanbeyi boynunu bükerek cevap verir: Vallahi sayın yargıcım, kusura bakmayın, o biçimin mahkemecesini bilmiyorum.

SPORLAR
İki eşcinsel sohbet etmektedirler. Biri: Güreş sporuna bayılıyorum. Güreşçiler iri yarı oluyor. Hele iki puan aldıkları zaman bedensel temas müthiş oluyor. Seyretmeye bayılıyorum. Diğeri: Ben futbolu tercih ederim. Örneğin futbol oynuyorsun, top senin ayağında. Bütün rakipleri çalımla geçiyorsun ve kaleciyle karşı karşıyasın. Şutunu çekiyorsun ve topu auta atıyorsun. Bütün stadyun ayağa kalkmış bağırıyor ve tempo tutuyor: İbne, ibne, ibne...

ALKIŞ
Şampiyonluğun kutlandığı gecede bir aktris striptiz yapmaktadır. Her çıkardığı parça için müthiş alkış almaktadır. Sıra en son parçaya gelir. Onu da çıkarır ve fırlatıp atar. Salona bir ölüm sessizliği çökmüştür. Striptiz yapan kadın salonda bulunanlara seslenir: Futbolcu olacaksınız. Ne oldu gol yemiş takımın oyuncuları gibi süt dökmüş kediye döndünüz. Önde oturan bir oyuncu cevap verir: Tek elle alkışlanamaz ki.

GÖRÜNMÜYOR
Genç adam, trendeki boş koltuklardan birine oturur. Karşısında genç bir kız oturmaktadır. Genç kız, mini eteğinin içindekileri cömertçe sergilemektedir. Genç adam, bakışlarını kaçırmaya çalışsa da, bir süre sonra kendini çok rahatsız etmeye başlar ve genç kızı uyarır: Afedersiniz bayan, pozisyonunuz gerçekten fazlasıyla tahrik edici. Ben kadın değilim, kızım. Çok afedersiniz bayan, benim oturduğum yerden pek iyi görünmüyor da!

TAŞINMAK
Stadyumun yanındaki eve, stadyumdan seyircilerin sesleri gelmektedir: Üç, üç, üç..Evde karısıyla sevişen adam: Stadyumun yanındaki evden tanışacağım vallahi, insan gaza gelip ne yapacağını şaşırıyor.

HAKİM KARŞISI
Yargıç karşısına sanık olarak getirilen genç kıza nasihat etmektedir: Bak kızım, tam olarak hatırlamıyorum ama, son iki ay içinde tam on kezdir fuhuş suçuyla karşıma getiriliyorsun. Artık bu hayatı bırak, kendine doğru dürüst, aklı başında bir erkek bul. Genç kız gülümseyerek cevap verir: Sayın yargıç, ben ne zaman aklı başında bir erkekle karşılaşsam, kendimi hemen karşınızda buluyorum.

EN İYİ ARKADAŞ
Bir genç kızın hatıra defterinden: 15 OCAK: "Bugün yolda giderken bir delikanlı beni arabasına aldı. Sarkıntılık etmek isteyince arabadan hemen indim. En iyi iki arkadaşım, iki bacağım sayesinde yürüdüm ve eve geldim." 25 MART: "Bugün bindiğim arabadaki genç adam beni yemeğe davet edince derhal arabadan atladım. En iyi iki arkadaşım, iki bacağım sayesinde yürüdüm ve eve geldim." 29 NİSAN: "Bugün restaurantta yemek yerken arabasıyla beni eve bırakmayı öneren bir delikanlı ile çıktım. O da sonra bana elle dokunmaya başlayınca indim. En iyi iki arkadaşım, iki bacağım sayesinde yürüdüm ve eve geldim." 30 HAZİRAN: "Bu gece evlendim. En iyi iki arkadaşım arasına kara kedi girdi."

ELEKTRİK KESİNTİSİ
Geceleri elektriklerin sık sık kesildiği bir kentte, Elektrik Şirketi'ne şöyle bir telgraf gelir: "Çalışmalarımızı baltaladığınızdan dolayı sizi mahkemeye vermek zorunda kaldık. Bilgilerinize sunarız." İmza: Doğum Kontrol ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü



VOLKSWAGEN
Kadının biri, balayından yeni döndüğü halde mutlu görünmeyen arkadaşına sorar: Kuzum, senin neyin var? - Daha ne olsun? Balayım tam bir fiyasko ile neticelendi. Neden? - Evlendiğim adam, Volkswagen'e benziyor. Darılma ama, ben bu benzetmeden hiçbir şey anlamadım. Anlamayacak ne var. Arkasında egzostlu bir motor, önünde ise hiçbir şey yok.

OJE
Irza geçme davasında yargıç, davacı kadına sorar: Sanık üzerinize atıldı, elbiselerinizi yırttı ve şiddetle size saldırdı. Peki, kendinizi hiç savunmayı denemediniz mi? Kadın: Onu yapamadım sayın yargıç, tırnaklarımın ojesi henüz kurumamıştı.

PİYANİST
Kalabalık bir otobüste delikanlının biri, genç kızın dolgun kalçalarıyla meşgul olmakta ve onu rahatsız etmektedir. Genç kız, fazla dayanamaz delikanlıya çıkışır: Siz kim oluyorsunuz da, beni rahatsız ediyorsunuz? Ben ünlü bir piyanistim bayan. Belli belli. Çok marifetli parmaklarınız var.

DÖVME İZİ
Bir Amerikan üniversitesinde bir grup genç kız tıbbi muayeneye tabi tutulurlar. İlk önce muayene olan genç kızın göğsünde kocaman bir "H" harfi izi vardır. Doktor merakla sorar: - Bu ne? Genç kız kıpkırmızı bir şekilde cevaplar: Bir şey değil. Benim erkek arkadaşımın adı Harry. İsminin baş harfini vücuduna dövme yaptırmış. Öyle sanıyorum ki, sevişirken beni öyle sıkmış olacak ki, dövme benim vücuduma çıkmış. İkinci kız ilerler ve soyunur. Doktor bir bakar ki, onun da göğsünde kocaman "M" harfi vardır. Doktor gülerek mırıldanır: Bu dövme hikayesi de moda oldu herhalde? Ve devam ederek: - Delikanlının adı Mike mı? Martin mi? Genç kız cevap verir: Şeyy. Hayır, onun adı William.

ŞİKAYET
Delikanlı yanındaki genç kıza sorar: Neden istemiyorsun, sevgilim üç gün sonra nişanlanacak ve bir ay içinde evleneceğiz biliyorsun. Genç kız cevap verir: Üç nedenden istemiyorum. Birincisi uslu ve terbiyeli bir genç kız evlenmeden önce razı olmaz. İkincisi, annem yasak etti. Üçüncüsü sonradan oramda hep yanma oluyor.

BELGESEL
Genç kızla delikanlı bekar odasında şöminenin yanında video seyretmektedirler. Genç kız aşırı derece miyop olduğu halde, gözlük takmaktan hoşlanmamaktadır. Genç kız video kaset seyrederken aşırı derecede heyecanlanmaya başlar, farkında değilmiş gibi davranarak eteklerini ustaca açıp, kalçalarının yuvarlaklığını en iç gıcıklayıcı biçimde ortaya çıkarır. Bunun bir etki yapmadığını görünce, çok fazla sıcak varmış gibi bluzundan iki düğme açar. Ama delikanlı dalgın dalgın ekrandaki görüntüye bakmaya devam eder. Sonunda genç kız dayanamayıp kızgın bir tonda konuşur: Ne tür filmler seyrettiriyorsun bana. Niyetinden kuşkulanmaya başladım doğrusu. Bana baksana bunlar açıktan açığa seks yapıyorlar. Seks mi? Hayır canım, bu bir belgesel. Brigitte Bardot'u muz yerken gösteriyor.

İŞLER
İki otomobil galerisi sahibi dertleşmektedirler. Bir ara biri: İşler öyle kötü ki, sorma. Şu sıralar en azından bir araba satamazsam, popomu satmak zorunda kalacağım. Yanında oturan ve bu sözleri işiten sarışın dilberden özür diler. Bunun üzerine sarışın: Boş verin canım. Neler hissettiğinizi anlıyorum. Bizim işler de kötü. Şu sıralar ben de popomu satamazsam, arabamı satmak zorunda kalacağım.

POKER
Dört delikanlı poker oynamaktadırlar. Bir delikanlının yanında genç kız arkadaşı da bulunmaktadır. Delikanlının eli arasıra sevgilisinin bacaklarına inmektedir. Bunu farkeden diğer bir delikanlı: Aşağıda ne yaptığın bizi ilgilendirmez ama, oyun kağıtları birbirine yapışmaya başladı.



AVİZE
İki çapkın arkadaş yolda karşılaşırlar. Biri kaza geçirmiştir. Diğeri sorar: Dostum, kaza nasıl oldu? Evde sevgilimle halı üzerinde sevişiyorduk. Birden bire avize üstümüze düştü. Şanslısın. Duyduğum kadarıyla poponun üzerine düşmüş, bir iki ezikle kurtulmuşsun. Haklısın. İki dakika önce düşse beynimi dağıtırdı

MUTLULUK
Parkta oturan Hıristiyan delikanlı ve genç kız birbirleriyle konuşmamaktadırlar. Delikanlı, genç kıza giderek yaklaşmakta ve ellerini okşamaktadır. Uzun bir süre geçtikten sonra genç kız, dayanamaz ve sessizliği bozar: İncil'in ikinci bölümündeki onuncu satırı dikkatli oku. Delikanlı bozulur. Eve gelince hemen İncil'in adı geçen bölümünü bularak okumaya başlar: Mutluluk yalnız yukarda değildir, aşağıda da bulunur!

YÖNTEM
Çapkının biri, telaşlı bir şekilde eczaneye girip, eczacıya sorar: Prezervatif var mı? Evet. Adam bir kutuyu göstererek sorar: Şu kutuda kaç tane var? İki tane. Peki, şu kutuda? Yirmi adet. En büyük kutularda kaç tane var? Yüz tane. Bana onlardan verir misin? Adam prezervatif kutusunu alır ve eczaneden çıkar. Hayretler içinde kalan eczacı, adamı takip etmek için kapıyı açtığında, adamın prezervatifleri tek tek yere attığını ve lanetler yağdırarak, ayağının altına alıp ezip parçaladığını görür. Kendisini tutamayan eczacı adama yanaşır ve sorar: Allah aşkına, ne yapıyorsunuz? Adam başını kaldırarak cevap verir: Vallahi, ben sigarayı bu yöntemle bırakmıştım da!

SPOR STÜDYOSU
Adam futbol fanatiği çalışma arkadaşına sorar: Eşin futbolcuydu değil mi? Evet. Dostlukspor bayan futbol takımında oynuyor. Peki, seks yaşamın nasıl? O konuda herşey çok iyi. Haftada kaç kez seks yapıyorsunuz? - Üç kez. Cuma, cumartesi ve pazar günleri. - İlginç. Demek her şey bu kadar düzenli. Peki cinsel ilişki sırasında uyguladığınız pozisyon belli mi? Evet belli. Karım dört ayak üzerinde dururken ben de arkadan yaklaşıyorum. Adam hayretle: Neden hep aynı pozisyonu uyguluyorsunuz? Nedeni gayet basit. Bildiğin gibi karım futbolcu, ben de futbole meraklıyım. Bu pozisyonda iken cuma ve cumartesi günleri televizyonda naklen yayınlanan maçları ve pazar günü de maç yorumlarını keyifle izliyoruz.

PİŞMANLIK
Tanınmış bir film yıldızı, ruh doktoruna gider ve derdini anlatır: Ne zaman bir adamla yemeğe çıksam, gece onun yatağında son buluyor. Ben de günlerce pişmanlık ve utanç duyuyorum. Bana yardım ediniz. Doktor: Anlıyorum. Sizin iradenizi, teklifleri reddedecek kadar güçlendireceğiz. Film yıldızı: Yok yok, istediğim bu değil. Sonradan pişmanlık ve utanç duymamalıyım. Onu sağlayınız.

DUVAR YAZISI
Kızın babası erkek çocuğun babası ile konuşmaktadır: Sizin oğlan bizim duvara işemiş. Çocuktur, ne olur ki? İyi ama, çişiyle bizim kızın adını yazmış. Demek ki, bizim oğlan senin kızı seviyor. Kız babası hiddetlenerek: İyi ama birader, yazı bizim kızın el yazısı.

PASTACI
Evde elektrik tesisatı arızalanmıştır. Kadın kocasında rica etmesine rağmen, kocasının tesisatı tamir etmeye hiç niyeti yoktur. Karısına kızarak bağırır: Ben elektrikçi miyim? Bir müddet sonra evde su tesisatı problem yaratır. Kadın yine kocasına rica eder, fakat aldığı cevap aynıdır: Ben tamirci miyim? Adam, bir akşam eve döndüğünde, hem elektrik hem de su tesisatının yapıldığını görür ve merakla sorar: Kime yaptırdın? Üst kattaki komşuya. Ama ben sana para bırakmamıştım, nasıl yaptırdın? Kadın cevap verir: Bana iki şey teklif etti. "Ya benimle beraber olursun, ya da bana bir pasta yaparsın." dedi. Neli pasta yaptın? Ben pastacı mıyım?




KAMP
Otel odasından telefon eden kadın arkadaşı bayana: Kaldığım otele kamp yapmak üzere bir futbol takımı geldi. Telefonun diğer ucundaki kadın: Sen sekse düşkün bir kadınsın. Nasıl takımdan memnun musun? Henüz bir şey söyleyemem. Bu gece de solaçığı deneyeceğim.

YORGUN BİSİKLET
Adam, bir toplantıda tanıştığı genç, güzel ve sağlıklı dula sorar: Hangi sporu seversiniz? Bisiklete bayılırım. Günde en az sekiz saat bisiklete binerim. Bu söz üzerine adam takılır: Sekiz saat sonra bisikletiniz çok yorgun düşer. Kadın: Olabilir. Günde sekiz saat siz de bacaklarımın arasında kalsanız, yorgun düşmeyi bırakın ölürsünüz.

BAŞARILI ERKEK
Çapkınlıklarıyla ünlü iki erkek arkadaş yıllar sonra karşılaşırlar. Biri: Başarılı bir işadamı olduğunu duydum. Diğeri: Evet öyle. Bunu karıma borçluyum. Nasıl yani? Bildiğin gibi, her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır. Şimdi neden başarısız olduğumu anlıyorum. Neden? Çünkü o kadın, ya altımda ya önümde oldu da.

HAKLISIN
İki çocuk sohbet etmektedirler. Biri: Benim annem seninkinden iyidir. Diğeri onaylar: Haklısın, bunu babam da söylüyor

NÜDİST
Kapıdan kapıya satış yapan bir satıcı, bir evin zilini çalar. Kapıyı çıplak bir kadın açar. Satıcının şaşırdığını gören kadın: Lütfen şaşırmayın. Ben nüdistim. Satıcı rahatlar ve içeriye girer. Evin içinde birçok çocuk vardır. Satıcı çekinerek sorar: Bu çocukların hepsi sizin mi? Evet. Maşallah, kaç tane var? Yirmi. Satıcı gülümseyerek: Aman hanımefendi, siz nüdist falan değilsiniz. Anladığım kadarıyla siz giyinmeye fırsat bulamamışsınız

ÖZELLİKLER
Bir kadın evlilik yaşına gelmiş üç kızını da evlendirir. Ertesi gün gerdek gecelerinin nasıl geçtiğini merak eder. Bu merakını yenmek için önce büyük kızını arar ve sorar: Nasıldı kızım? Anneciğim, "More" sigarası gibiydi. Annesi bir şey anlamaz ve hemen "More" sigara fabrikasını arayarak, ürettikleri sigaranın özelliklerini sorar. Görevli, bu sigaraların en önemli özelliğinin ince ve uzun olduğunu söyler. Birkaç saat sonra da ortanca kızını arar ve aynı soruyu sorar: Nasıldı kızım? Anneciğim, "Fruko" gazozu şişesi gibiydi. Annesi gene bir şey anlamaz ve hemen gazoz fabrikasını arayarak, gazoz şişelerinin özelliğini sorar. Görevli, bu şişelerin ağız kısımlarının dar, alt kısımlarının da kalın olduğunu söyler. Küçük kızdan günlerce haber alamayınca meraklanan anne, dayanamayarak ona da telefon edip aynı soruyu sorar: Nasıldı kızım? Anneciğim, "Lufthansa" uçakları gibiydi. Bundan da bir şey anlamayan anne, hemen "Lufthansa" şirketini arar ve görevliye: - Sizin uçaklarınızın özelliği nedir? Görevli: - Tabi hanımefendi, hemen söyleyeyim. Uçaklarımızın en önemli özelliği her beş dakikada bir inip kalkmalarıdır.

GRUP SEKS
Temel, Almanya'da bulunduğu bir sırada Alman bir arkadaşına telefon eder: Bu akşam grup seks var. Gelir misin? Kimler var? Sen, ben ve senin karın.

ÇIPLAKLAR KAMPI
Dursun ve Temel plaj yakınlarında dolaşırlarken, kapısında "Çıplaklar Kampı" yazan bir levhayla karşılaşırlar. Kampın çevresi duvar ve tel örgülerle çevrilidir. Dursun yere doğru eğilir, Temel onun sırtına çıkıp duvar üzerinden iceriye bakar. Dursun sorar:- İçeride ne var? Temel: İnsanlar. Kadın mı, erkek mi? Nasıl anlayayım? Hiçbiri elbise giymemiş ki.

KÖROLASICA HERİF
Adamın biri, seks hayatındaki sorununa çare bulmak için doktora gider ve şikayetlerini anlatır: Doktor bey, bana bir şeyler oluyor. Sevişirken bir sıcak basıyor, terliyorum, bir soğuk basıyor, üşüyorum. Yapılan tahlillerde hiçbir şey çıkmaması üzerine, doktor kütüphanesindeki tüm tıp kitaplarına bakar ve benzer bir olguya rastlayamaz. Adama hitaben: Beyefendi, bir de eşinizi çağırıp onunla konuşalım. Ertesi gün, adamın eşi gelince doktor durumu kadına anlatır: Sevişirken eşiniz bir terliyormuş, bir üşüyormuş. Kadın: Aman körolasıca herif, bir Ağustosta sevişir, bir de Ocakta.

HAMİLE TEMEL
Midesi ağrıyan Temel, doktora gider. Tanıdık olan doktor, Temel ile biraz dalga geçmek için, kısa bir muayeneden sonra hemen teşhisi koyar: Temel, sen hamilesin. Temel, kendi kendine söylenir: Ne? Yaktın beni Fadime, sana kaç kere "Sevişirken üste çıkma" demiştim.

GOL KRALI
Çok asık bir suratla eve dönen koca, içeriye eve girer girmez, hışımla karısına: Adi kadın, beni aldattığını biliyorum. Beni kiminle aldattığını da biliyorum. Bir gol kralıyla..Bu bana yapılır mı? Karısı omuzlarını silkerek: Abartıyorsun kocacığım. İnsan, iki gol atan futbolcuya gol kralı der mi hiç?

KARŞI GELMEK
Yargıç, esmer kadına sorar: Sanık size üç kere tecavüz etmiş, buna karşı hiç bir şey yapmadınız mı? Genç kadın masum bir tavırla karşılık verir: Yapmaz olur muyum sayın yargıç, ilk seferinde karşı geldim.

OLAY YERİ
Tecavüze uğrayan genç kadın yakışıklı avukatına başından geçenleri anlattıktan sonra avukat sorar: Peki, ne yapmamı istiyorsunuz? Kadın şehvetli bir şekilde: Hele siz olay yerini bir inceleyin de...

İFADE
Yargıç: Altı kadın, sekiz çocuk olmak üzere toplam ondört kişiye tecavüz etmekle suçlanıyorsun. Bir diyeceğin var mı? Suçlu: İnsanları seviyorum, sayın yargıç.

GÖZLER
Genç kadın yargıç karşısında ağlamaktadır. Yargıç sorar: Size tecavüz eden adamı teşhis ettiniz mi? Gördünüz mü? Genç kadın: Hayır, sayın yargıç. O anda her zaman gözlerimi kaparım.

GÖKKUŞAĞI
Genç kız, birden fazla delikanlı ile flört etmektedir. Babası bu durumdan oldukça rahatsızdır. Bir gün karısına bir alet göstererek: Bizim kızı kontrol etmek için müthiş bir alet icat ettim. Bu aleti görüyor musun? Bizim kız, erkek arkadaşıyla gelip odaya kapandıklarında sadece şu düğmeye basmam yeterli. Delikanlı, bizim kızın elini tutarsa yeşil lamba yanacak, öperse kırmızı. Tamam mı? Alet yerleştirilir. Gece kızın erkek arkadaşı geldiğinde baba biraz kestirmek üzere kanepeye uzanır. Biraz sonra karısı onu sarsarak uyandırır: Hey, kalkıp baksana şu alete. Senin aletin perdesinde gökkuşağının yedi rengi belirmeye başladı. İçeride ne oluyor acaba?

SEKSÜEL SAAT
Müdürün sekreteri, masadaki takvim üzerinde "Seksüel saat" notunu okuyunca, soyunmaya başlar. O sırada paltosunu giyerek daireden çıkmaya hazırlanan müdür, soyunmakta olan sekreteri görünce, o notun ne anlama geldiğini açıklar: Biraz sonra teftiş kurulu toplanacak, orada benim anamı belleyecekler de.

ŞOK
Sekreterlik için müracaat eden kızlardan biri, patronun odasından içeri girip, üzerindekileri çıkarıp, sütyen ve kilotla kalınca, patron afallayarak sorar: Bu da ne? Ben sekreter arıyorum, film yıldızı olacak bir kız değil. Kız gayet pişkin: Biliyorum, benden referans istemeyecek misiniz? Evet. İşte ben de, referansımı siz istemeden önce sundum. Patron işi alaya vurur: O zaman sütyenle kilota ne gerek vardı? Kız: Bana kalsa, onları da giymeyecektim, ama sizin şoke olmanızdan korktum.



DÖVME
Hastaneye bir denizci getirirler. Bütün vücudu dövmelerle kaplıdır. Yaşlı hemşire şaşkın bir şekilde söylenmektedir: Hatta orasında bile "Opos" yazılı. Genç bir hemşire düzeltir: O yazı "Opos" değil, "Galigopos".

BAHŞİŞ
Çıplaklar kampında balo verilmektedir. Piyanist hafif müzik çalarken, bir garson da piyanistin içkisini tazelemektedir. Vakit ilerledikçe millet coşmakta, fakat garson gitgide bitkinleşmekte, yürürken tökezlemektedir. Bir ara piyanonun yanına içki tazelemeye geldiğinde, piyanist sorar: Neyin var senin yahu? Yürüyüşün bile değişti? Garson: Merak etmeyin, bir şeyim yok. Ama zor durumdayım. Hayrola? Beyim çıplaklar kampında, size de bu kadar bahşiş verilse siz ne yapardınız?

ÜÇTE İKİ
Düğün gecesi sabahı, kadın kocasını incelemektedir. Birden ağlamaya başlar. Karısının bu halini gören kocası sorar: Ağlama, neden ağlıyorsun? Kadın: Tabi ağlarım. Daha birinci gecede üçte ikisini harcamışız.

GÖRÜYORUM
Adam, çıplaklar kampında sevgilisi olan kadın ile konuşmaktadır: Seni çok seviyorum, hayatım. Kadın: - Görüyorum.

PASAPORT
Genç kız adama: Pasaportun yanında mı? Gecenin bu saatinde aklına böyle bir soru nereden geldi? - Şekerim, sınırı aşmaya başladın da...

HAVUÇ
Delikanlı fiziksel olarak yeterli olduğuna inanmıyordu. Hindistan'da doktorların bu işi çözümlediklerini duymuştu. Atladı uçağa..Hindistan'a bu işin en ünlü operatörüne gitti. Doktor "Bir yavru fil hortumunu organınızın yerine naklediyoruz. Oldukça güç, ama başarılı bir transplantasyon ameliyatı oluyor." dedi. Delikanlı yeterli bir organ için her şeye razıydı. Ameliyat yapıldı, başarıya ulaştı, delikanlı ülkesine döndü ve döndüğü akşam, kız arkadaşını kentin en lüks lokantasına davet etti. Genç kız, sakin sakin yemeğini yerken, birden masanın altından şimşek gibi bir şeyin uzandığını, masanın ortasındaki meyvalıkta duran kocaman bir havucu kaptığını ve aynı hızla kaybolduğunu gördü. Gördükleri onu şaşkına döndürmüş, hadi açık söyleyelim, bayağı da etkilemişti. Delikanlıya döndü: "Bir daha yapabilir misin?" dedi. "Tabi..." dedi,delikanlı. "Bundan kolay ne var..Yalnız arkam bir havuca daha dayanır mı bilemem..."

ECZANE
Pansiyoncu kadının evinde genç bir erkekle genç bir bayan oturuyordu. Pansiyoncu kadın sabaha karşı genç bayanın odasında bir gürültü duydu. Kalkarak bayanın odasına gitti ve orda delikanlıyı yakaladı. Genç adamın üstünde sadece pijamasının üstü bulunuyordu. "Burada ne işin var?" diye sordu. Delikanlı boynunu bükerek yanıt verdi: "Buraya sadece ilaç getirmek için geldim. Bu bayanın başı ağrıyormuş da..." Pansiyoncu kadın yataktaki bayanı ve ayaktaki delikanlıyı yukarıdan aşağıya süzdükten sonra: "Peki" dedi. "Yalnız sokağa çıkmadan önce eczanenizi kapasanız iyi olur!"

POMPA
Küçük Johnny münasebetsiz bir zamanda anne babasının yatak odasına dalmıştı.. "Baba ne oluyor?" diye sordu. "Karnım acıktı oğlum..Annen bana süt veriyor." "Ya, öbür yaptığın şey ne?" "Sütün tazyiki yetmiyor da, pompalıyorum."

YAKINDAN GÖREYİM
Sarışın bomba partinin en önemli kişisi oluverdi birden. Hemen tüm erkekler etrafına toplanıverdiler. Köşede bir kadın kocasının kulağına fısıldadı: "Anlamıyorum, erkekler onda ne buluyorlar?" "Ben de..." dedi adam. "Gidip bir yakından bakayım."

ÇARE YOK
Vaktin birinde bir doktorun yolu bir köye düşmüş... Bakmış köylüler dertli bir şekilde oturmuş düşünüyorlar, merak edip sormuş: "Ne var? Nedir derdiniz?" "Genç bir kadın var..Çok hasta..Ölüyor..." Doktor: "Bir de ben bakayım." demiş. Alıp doktoru genç kadının evine götürmüşler. Doktor hastanın odasına girmiş. Herkesi dışarı çıkarmış. Genç kadını muayene etmiş. Kadının hastalığı basit bir soğuk algınlığı. Ancak ateşi çok yükseldiği için baygın halde kendinde değil..Doktor hemen bir iğne yapmış. O sırada kadının bacakları açılmış. Güzel de bir kadın...Doktor dayanamayıp kadının koynuna girivermiş. Ama o sırada köylüler, pencereden doktoru seyrediyorlarmış. Bir süre sonra doktor kadının odasından çıkmış. "Yarın sabaha iyileşir." diye de köylüleri telkinde bulunmuş. Gerçekten kadın ertesi sabah iyileşmiş. Doktor da birkaç gün sonra köyden ayrılmış. Aradan bir yıl geçmiş doktorun yolu yine aynı köye düşmüş. Bakmış köylüler yine çok dertli. "Ne oldu? Ne var?" "Bizim ağanın karısı çok hasta ölüyor." Doktor hemen "Bir de ben bakayım." demiş. Köylüler umutsuzca başlarını sallamışlar. "Hiç zahmet etme doktor bey, bütün köyün erkeklerine ağa emir verdi. Hepimiz sıra ile senin yöntemlerini uyguladık, ama nafile iyileşmiyor."

YÜZ MARK
Üç fahişe, o gün başlarından geçenleri anlatıyorlar. Birincisi, "Mercedes'e bir girip çıktım, üçyüz mark aldım." İkincisi, "Bir Volkswagen'e girip çıktım, yüz mark kazandım." Üçüncüsü, "Beni de motosiklete bindirip yapı yeri barakasına götürdüler. Sırtıma tahta kıymıklar battı. Parayı da perşembeye verecekler."

TAK FİŞİ
Adam iş dönüşü evine geldiğinde karısını yatakta çırılçıplak uyurken gördü. Adamın cinsel arzuları bir anda uyandı. Yanına uzanıp göğüslerinin uçlarıyla oynamaya başladı. Kadın, uykulu bir sesle: "Kocacığım, ne yapıyorsun?" dedi. Adam: "Karıcığım, kısa dalgadan Çukurova radyosunu arıyorum." Kadın: "Kocacığım, fişi takmazsan radyo çalışır mı?"

FIKRALAR
Yaramaz bir çocuk yeni servisiyle okula gider. söföre dönüp: amca senin annen tavuk baban horoz olsaydi sen ne olurdun der. söför civciv olurdum der. Aradan birkaç dakika geçtikten sonra çocuk tekrar gelir ve amca senin annen köpek baban köpek olsaydi sen ne olurdun der. söför köpek yavrusu der. çocuk rahat durmaz ve bu soulara devam ederken söför sinirlenir ve bir soruda ben sorayim der.. Senin annen fahise, babanda pezevenk olsaydi sen ne olurdun? diye sorar çocukta "servis söförü olurdum."

Iki papaz barda otururken biri diğerine "bu dunyanin hali ne olucak" diye sormus digeri ya savas çikacak ya çikmayacak, eger savas çikarsa iki mesele var ya askere alirlar yada almazlar, almazlarsa mesele yok alirlarsa iki mesele var ya piyade oluruz ya süvari süvari olursak mesele yok piyade olursak iki mesele var ya ön cephede savasiriz ya arka cephede arkada savasirsak mesele yokda önde olursak iki mesele var ya ölürüz yada hitlerin eline düseriz ölürsek mesele yok hitlerin eline düsersek iki mesele var ya sabun oluruz ya kagit oluruz sabun olursak mesele yok kagit olursak iki mesele var ya gazete oluruz ya tuvalet kagidi oluruz gazete olursak mesele yokda tuvalet kagidi olusak iki mesele var ya önlerini silerler yada arkalarini önlerini silerlerse mesele yokda arkalarini silerlerse iste o zaman boku yedik.....!!

ikabasa dolu olan otobüste yasli bir adam ayakta zar zor durmaya çalisiyormus. oturan bir genç bilmis bilmis yasli adama oturdugu yerden "amca amca bastonuna lastik takarsan kaymassin" demis yasli adamda "ogul" demis "babanda o lastigi zamaninda taksaydi simdi orada ben oturuyor olacaktim."

Bir kartalla bir essek uçaga binmisler. Havalandiktan sonra kartal dugmeye basip hostesi çagirmis. Hostes gelip: buyrun efendim, ne istemistiniz demis. Kartal: "hiiç oyle ibnelik olsun diye bastim" hostes fesupanallah çekip gitmis. Ama kartal iki de bir hostesi çagirip hostes ne istedigini sorunca "hiiç...ibnelik olsun diye basiyom." diyormus... Bu is bizim essegin de çok hosuna gitmis, o da ayni seyi yapmaya baslamis... Sonunda hostes cok sinirlenmis, pilota gidip durumu anlatmis pilot: "at ikisini de asagi" demis hostes geri dönüp bunlari tuttugu gibi uçagin kapisina götürmüs, tam atacakken kartal essege: "bak bu birazdan bizi asagi atacak. Ben uçabiliyorum, sen ucabilir misin? essek saf saf "hayiir" demis kartal "lan madem uçma bilmiyon, nedemeye ibnelik yapiyon" demis..

Üç Çinli arkadas; Bu, Chu ve Fu ABD'ye yerlesmeye karar verirler. Yerlesmeleri için tüm hersey ayarlanir. Yanliz tek bir pürüz vardir. Amerikan yasalarina göre Ingilizce isimler seçmelidirler. Bu; "Buck" adini alir. Chu: "Chuck" adini alir. Fu ise.. Biraz düsündükten sonra Çin'e geri döner.

Temel'in acayip kumar borcu var. Felaket sikintiya girmis acilen para bulmasi gerekir. Dusunur, tek care olarak 2.li bahis oynamaya karar verir. Ganyan bayiine gider.Ve orada bu isleri cok iyi bilen birini gozune kestirir. "Uyy.hemserim bana bi kiyak yap da ! Ne isterisen veririm. Adam da ;" "Get kardesim manyakmusun nesin" der. "Bokunu yiyeyim bu ikili icin bir tiyo ver ne olur da." "Hemserim ayakkabi numaran kac ?" "42" der Temel. "O zaman git 2 ile 4 e bahis yatir" der adam...Temel de bahisi oynar ve kazanir ..Temel ihtiyaci olan parayi hala bulamamistir. Tekrar tiyo ister "Hemserim bir tiyo daha ver.. " diye yalvarir. Adam da ona "Yasin kac?" der. "28" Adam "O zaman gir 2 ile 8 e bahis yatir" der. Temel elindeki tum parayla bahis oynar ve acayip bir para kazanir. Artik borclarini odeyecek durumdadir. Fakat para tatli gelir ve amaci son kez oynayip kazanmaktir. "Usak son kez bir tiyo ver der" Adamda; "Ula Temel seninkinin boyu kac?" diye sorar. Temel bir muddet dusunur ve "24 cm." diye cevap verir. Adam da "Git 2 ile 4 e tum parani yatir" der. Temel elindeki butun parayi yatirir. Yarislar aciklanir ve Temel buyuk bir hayal kirikligina ugramistir. Gelen atlar 1 ile 2 dir. Ve temel o adama donerek der ki ; "Uy anasini satayum, gururumin kurbani oldum da"

Arkadaşı karadenizliye sormuş yalnızken kendi kendine konuşma huyun varmıdır? ben kendi kendime konuşmam demiş karadenizli. Adamı gözümün önüne getirir öyle konuşurum.

Bir mecliste konuşulurken,Amerikalı: biz marsa gideceğiz demiş.Alman: Biz yakıtsız otomobil üreteceğiz demiş.Fransız: Atom bombasını etkisiz hale getireceğimiz projelerimiz var demiş.Bizim Temelde onlardan geri kalmamak için:-Bizde cüneşe cideceğuz demiş. Güneşe gidemezsiniz demişler.Güneş yakar.Temel gülümsemiş: E o çadar enayu deiluz ,akşam serununda cideceğuz demiş.
Karadenizlinin biri hemşerisine Dün otobüste yan koltuktaki adam bilet almamışım gibi anlamlı anlamlı baktı yüzüme demiş Sen ne yaptın? demiş hemşerisi Bende bilet almışım gibi anlamlı anlamlı ona baktım.

Matematik öğretmeni Temel öğrencilerinden şikayet ediyormuş Peş çere peş kaç ediy diye sorayrum,ellu diyiler.Halbuçi peş çere peş yirmupeş hadi pilemedun otuz.

Uluslararasi sirketlerden biri en basarili olacak ust duzey yoneticiyi nasil secelim diye insan kaynaklari bolumune bir test hazirlatmis. Psikologlar filan uc ay calisip ilk denemeyi bir alt sirkete muracaat eden 3 aday uzerinde yapmislar. Ilk aday olan bir almani bir odaya atmislar. Odaya fistik bir kari, bir yatak, bir utu masasi, utu ve 20 tane de yeni yikanmis gomlek koymuslar. 45 dakika vaktin var, sonra seni alip komisyonda gorusecegiz demisler. 45 dakika sonra kapiyi acip iceri bakmislar. 20 gomlekte utulu duvarda. Kari mutebessim kosede oturmus herifin perisan halini seyrediyor. ne yaptin lan? demisler. herif "ben almanim, bizde is herseyden once gelir, 45 dakikada ancak 20 gomlegi utuleyebildim" demis.. Ikinci aday bir fransizmis. Herifi ayni odanin icine atmislar. 45 dakika sonra bakmislar, hatun odada sacini, basini duzeltiyor, adamda kravatini bagliyor, gomlekler ise utusuz duruyor. Sen ne yaptin, niye yaptin? demisler, herif "ben fransizim, bizde ask herseyden once gelir. isi dogru oncelik sirasinda yapan en muvaffak olacak adamdir" demis. ucuncu aday bir turkmus, onu da ayni odaya kapatmislar. 45 dakika sonra bir bakmislar, kari perisan vaziyette giyinmeye calisiyor. gomleklerin 20si de duvarda utulu halde asili!! Sen ne yaptin lan? demisler..Herif, ben turk'um, biz adami calistirmayi da biliriz, calisani da evvel allah dudukleriz demis.

Üç mahkum cezaevi yolundadir. Herbirine, hapiste geçirecekleri günler için bir esya getirilmesine izin verilmistir. Otobüste, biri digerine döner ve sorar: Eeee sen ne getirdin ? Diger mahkum bir boya kutusu çikarir ve bununla her seyi boyayabilecegini söyler. Ikinci mahkum bir deste iskambil kagidi çikarir; Bunalarla poker oynayabilir, fal bakabilir veya herhangi bir kagit oyunu oynayabilirim. Üçüncü mahkuma merakla sorarlar: Sen ne getirdin ? Üçüncü mahkum bir kutu çikarir ve gülerek Bu tamponlari getirdim. der. Diger iki mahkumun kafasi karismistir. Merakla sorarlar : Bunlarla ne yapabilirsin ki ? Üçüncü yine siritir ve elindeki kutuyu göstererek, Kutuda yazdigina göre, bunlarla Ata binebilir, Yüzmeye gidebilir, hatta paten kayabilirmisim. Üç mahkum cezaevi yolundadir. Herbirine, hapiste geçirecekleri günler için bir esya getirilmesine izin verilmistir. Otobüste, biri digerine döner ve sorar: Eeee sen ne getirdin ? Diger mahkum bir boya kutusu çikarir ve bununla her seyi boyayabilecegini söyler. Ikinci mahkum bir deste iskambil kagidi çikarir; Bunalarla poker oynayabilir, fal bakabilir veya herhangi bir kagit oyunu oynayabilirim. Üçüncü mahkuma merakla sorarlar: Sen ne getirdin ? Üçüncü mahkum bir kutu çikarir ve gülerek Bu tamponlari getirdim. der. Diger iki mahkumun kafasi karismistir. Merakla sorarlar : Bunlarla ne yapabilirsin ki ? Üçüncü yine siritir ve elindeki kutuyu göstererek, Kutuda yazdigina göre, bunlarla Ata binebilir, Yüzmeye gidebilir, hatta paten kayabilirmisim.

Günün birinde acik denizlerde yol alirken, gözcü seslenmis diregin tepesinden, "heyyoooo, uzakta bir korsan gemisi göründüüüüü..." Bunun üzerine tüm mürettebat dehset icinde saga sola kosusturmaya baslamis. Kaptan Bravo sakin bir sesle yardimcisina seslenmis, "bana kirmizi gömlegimi getirin." Yardimci derhal kaptanin kirmizi gömlegini getirmis... Bravo gömlegi giyerken adamlarini savas düzenine sokmus ve korsanlari yenmis..Daha sonra, gözcü bu kez bir degil, iki korsan gemisini tespit etmis uzaklarda... Kaptan Bravo bu kez de kirmizi gömlegini istemis ve yine korsanlari duman etmis. O aksam, bütün mürettebat güvertede oturmus, o günkü zaferi konusurken, adamlardan biri kaptana sormus: "Kaptanim, niye savastan önce kirmizi gömleginizi istiyorsunuz, cok merak ettik de, bagislayin sormakla bir kusur ediyorsam..." Bravo soruyu cevaplamis: "Sundan istiyorum evladim... Eger saldiri sirasinda yaralanirsam kirmizi gömlek akan kanimi belli etmez, böylelikle siz de korkusuzca düsmanlarimiza direnmeyi sürdürürsünüz." Ortaligi bir sessizlik kaplamis, sadece denizin sipirtisi ve rüzgarin yelkenlere dokunusu duyuluyormus. Adamlarin yürekleri kaptanlarinin cesaretine duyduklari hayranlikla güm be de güm atiyormus. Safak sökerken gözcü bu kez bir degil, iki degil, ama tam ON korsan gemisinin yaklasmakta oldugunu tespit etmis. Mürettebat kutsayici bir sessizlikle kaptanlarina bakarak, onun o artik alisilagelen kirmizi gömlek talebinde bulunmasini beklemeye baslamislar. Kaptan Bravo celik gibi gözleriyle gemisine yaklasan korsan filosuna bakmis, sonra korkusuzca adamlarina dönmüs ve sakin bir sesle bagirmis: "Kahverengi pantolonumu getirin bana!"

Eskiden ..böyle patos çetos filan yok..en iyi yiyecek boyalı şeker ve leblebi unu...Adamın biri rüzgarlı bir havada leblebi unu yiyor..Yemeye çalışıyor..Arkadaşı ile karşılaşmış,selam kelam derken arkadaşı sormuş;ne yiyorsun? Bizimki cevaplamış;rüzgar böyle eserse hiç bişey... "

Fırtına apansız bastırınca, koca gemi bir anda denizin dibini boyladı. Adam, ıssız bir adanın sahilinde gözlerini açtı. Ne gelen vardı ne giden...Ne araç vardı ne gereç.. İstersen muz ve hindistan cevizi, istemezsen muz ve hindistan cevizi..Hayatı boyunca evi dışında beş yıldızlı otellerden başka yere adımını atmadığından, bir süre ne yapacağını bilemedi...Sonra dört ay boyunca muz yiyip, hindistan cevizi suyu içti. Geçmişte kalan o güzel günleri düşünerek gözlerini denize dikip, kendisini kurtaracak gemiyi beklemeye koyuldu. Bir gün sahilde uzanmış yatarken, gözünün ucunda bir hareket hissetti. O da ne? Bir sandal ve kürekte o güne dek gördüğü en müthiş kadın...Son sürat geliyor...İnanamadı..."Nereden geliyorsun ?" diye haykırdı. "Buraya nasıl geldin?" "Adanın öteki tarafından..." dedi kadın, "gemi batınca oraya çıktım." "Ne şans, benden başka kimsenin kurtulduğunu sanmıyordum. Kaç kişisiniz?" "Başka kimse yok...Sadece benim...Sandal da gemiden değil. Gemiden çöp yok..."Adamın aklı karıştı... "O halde sandalı nereden buldun?" "Basit" dedi kadın. "Adada bulduğum malzemeyle yaptım...Kürekler sakız ağacı...Zemini palmiye dallarından ördüm, yanlar okaliptüs..." "Ama, ama bu imkansız...Aletlerin yok...Nasıl becerdin?" "Pek de sorun olmadı. Öteki tarafta sıradışı bir alüvyon kaya oluşumu var. Fırında belli dereceye ısıtılınca işlenebilir yumuşaklıkta demir elde ediliyor. Alet yapmak için kolayca kullandım...Boşver bunları. Hadi göster, nerede yaşıyorsun?" Bön bir ifadeyle orada yaşadığını itiraf etti adam...Aylardır oracıkta sahilde yatıp kalktığını... "Öyleyse bana gel...Benim yerime..." diyerek kadın küreklere asıldı. Birkaç dakika sonra küçücük bir iskeleye yanaştılar...Adam sahile göz atınca az daha sandaldan düşüyordu. Mavi beyaz boyalı kulübeyle, iskele arasına taş döşeli bir yürüme yolu bile yapılmıştı. Eve girerlerken kadın omuzlarını silkti, "Pek rahat sayılmaz ama ben yine de ev diyorum işte... Otur lütfen...Bir şey içer misin?" "Hayır, hayır teşekkürler..." dedi adam..Şaşkınlığını hala üzerinden atamamıştı. "Daha fazla hindistan cevizi suyu içemeyeceğim artık...Tahammülüm kalmadı..." "Hindistan cevizi suyu değil ki...İmbiğim var...Pina Colado'ya ne dersin?" Adam hayretini gizlemeye çalışarak ikramı kabul etti. Kanepeye oturarak sohbete daldılar. İkisi de birbirlerinin hayat hikayesini dinledikten sonra kadın, "üzerime rahat bir şey giyeceğim" diyerek ayağa kalktı. "Duş yapıp traş olmak ister misin? Üst kattaki banyo dolabında jilet var..." Artık sorgulamaktan vazgeçmişti...Banyoya girdi...Dolapta kemik bir sapın içine sıkıştırılmış oynak mekanizmalı iki deniz kabuğundan yapılma ustura onu bekliyordu..."Bu kadın inanılmaz" diye mırıldandı..."Bakalım bundan sonra ne var?" Döndüğünde kadın onu gardenya kokuları içinde, stratejik bölgeleri üzüm yapraklarıyla örtülü olarak karşıladı...Sadece üzüm yaprakları... ve yanına oturmasını istedi...Sonra yavaşça sokularak fısıldadı... "Söyle bana...İkimiz de uzun süredir bu adadayız...Çok yalnız olmalısın...Eminim şu anda yapmak için kıvrandığın bir şey var...Hani burada tek başına geçirdiğin aylar boyunca en çok yapmak istediğin...Anlıyorsun değil mi ?" Gözlerinin içine bakıyordu... Adam duyduklarına inanamadı..."Yani"...dedi. "Buradan e-mail'imi kontrol edebilirmiyim?" "

Iki arkadas yillar sonra karsilasir. Birinin saç sakali birbirine karismis. Gözlerinin feri sönmüs. Bitkin halde.. "Bu ne hal" der öteki.. "Sorma" diye dertli dertli baslar, bitkin olani.. "Uyku sorunum var.." "Erken yat.." "Sorun da orda basliyor zaten.. Saatsekizde uykum geliyor. Yataga yatiyorum. Hemen gözlerim kapaniyor. Kapanir kapanmaz da kendimi koca bir TIR'in direksiyonunda buluyorum.Zeytinburnu'nundan yükü sariyorum.. Edirne.. Geç Bulgaristan, Sofya'da mal indiriyorum. Yeni mali yüklüyorum, ayni hizla, gene Zeytinburnu'na geliyorum ki sabah olmus. Tursu gibi kalkiyorum yataktan.. Bu her gece böyle.." "Aaaa" der arkadasi.. "Benim bir ruh doktoru arkadasim var. Kartini vereyim. Bir dene, belki faydasi olur.." Adam doktora gider son bir ümitle.. Doktor uzun uzun dinler.. Sonra anlatir: "Bu gece Zeytinburnu'ndan çiktiginda, Florya'daki Shell Istasyonunda seni bekleyecegim, sorunu da çözecegim, merak etme.. " Adamin pek akli basmaz ama, uykuya dalar dalmaz, mali yükleyip yola çikinca, Florya benzin istasyonunda doktora sahiden rastlamaz mi?.. Durdurur TIR'i.. Doktor yanina gelir.. "Tamam" der, "Senin yolun bu kadar.. Bundan ötesi bana ait. Hadi in.." Adam TIR'dan iner.. Ondan sonra ve o günden sonra, artik rahat rahat uyur, sagligina kavusur.. Birkaç hafta sonra, bu defa o, uzun zamandir görmedigi bir arkadasina rastlar.. Bakar tipki kendi eski hali.. Bitkin zavalli.."Hayrola" der.. "Vallahi uyku sorunum var" der, öteki.. "Gece sekizde uykum geliyor. Yatiyorum.. Bes çilgin kadin.. Sharon, Claudia, Cindy, Naomi, Laetitia!.. Sabaha kadar nasil saldiriyorlar bana.. Yani keyifli de, bittim birader.. Bittim.. Çildirmak üzereyim.." "Tesadüfe bak" der, bizimki.. "Benim de benzeri bir sorunum vardi.. Bir doktor tavsiye ettiler. Gittim. Bir seansta çözdü.. Iste karti, bir de sen ugra.." Bir hafta sonra iki arkadas tekrar karsilasir. Bitkin adamin hali eskisinden beter. "Ne oldu yahu.. Gitmedin mi benim doktora" der, bizimki.. "Gittim.. Gitmez olur muyum?.. Bu halimin sebebi o.. Senin de, doktorunun da Allah layiginizi versin.." "Ne oldu yahu, anlatsana.." "Daha ne olacak?.. Senin doktor benden kadinlari aldi. Altima bir TIR verdi. Her gece Zeytinburnu- Sofya gidip geliyorum.." "

(Bora'dan) Temel bir gun denize girmis ama cirilciplak. Kyun cocuklari saka olsun diye Temel'in butun elbiselerini alip kacmis, zavalli Temel de denizde oylece kalakalmis. Beklemis gelen yok giden yok. Yardim edecek kimse de yok. Hava biraz kararinca ne yapsin bizim Temel cikmis denizden. Hemen az ilerdeki otlarin arasindan usulca koyune dogru gitmeye baslamis. Otlak bitince evine de az kaldigi icin on tarafini eliyle kapatarak evine dogru kosmaya baslamis. O sirada O'nu goren babasi bagirmis: - "Ula salak usak orani kapayacagina yuzunu kapasana, kim taniycak orani?" "

Egede bir ilçe nasıl olduysa 1.lige yükselmiş ve Fenerbahçe ile maç yapacaklar ,ilçe halkı bi havalara girmiş değme gitsin,günler boyunca ilçede olacak karşılaşma konuşulmuş,hazırlıklar yapılmış,yollar süslenmiş ,insanlarda bi hava bi hava.ve beklenen gün gelmiş.Fenerbahçe ilçeye teşrif buyurmuş maç başlamış,tüm ilçe halkı çoluk çocuk hepsi sahada ve kazanacaklarından çok emin olarak maçı izlemeye koyulmuşlar ilk dakikada Fener ilk golü atmış derken bir iki üç dört beş altı, bizim ilçe futbolcularda bir o yana bir bu yana savruluyo,seyirci yıkık ,hayalleri kırık.dakikalar ilerledikçe futbolcularının sefaletini gören ilçe halkı tek tek derken sahayı boşaltmaya başlamış,geride üç beş kişi kalmış şapkaları ellerine çekiştirerek bekleyen,goller sayısız derece peş peşe geliyor,vakit 89 dakikaya ulaşmış. ve nasıl olmuşsa şansmı tesadüfmü ilçe futbolcuları tam o sırada bi gol atmış,sahada kalan tek ilçe seyircisi ayağa kalmış kasket havada bağırmaya başlamış"ulen işte buuuuuuuuuuuu ,yaşeeeeeen gariiiii guuuuuuuuuuul guuuuuuuuuuuuuuul"

Erkekler
Erkekler kadar kendini ciddiye alan ve abartan bir baska yaratik yoktur.
*Erkek, televizyonda maça konsantre olmasiyla takimina maç kazandiracagini düsünen tek canlidir.
Kulaginda küpe olan yeni nesil erkeklerle evlenmekte sakinca yoktur. En azindan acinin anlamini ve mücevherin degerini bildikleri kabul edilebilir.
* Erkeklere is yaptirmak için isin içine "tehlike unsuru" katmak gerekir."Aman yangin çikmasin" dediginiz anda, erkek, mangalin basina geçer.
* Kel ve zengin olanlara dikkat edin, paranin verdigi hava basmaca kelligin verdigi seksiligi gölgelemesin.
* Erkekler üzerinde mümkün oldugu kadar çok dügme bulunan telefonlari severler. Çok dügme olunca kendilerini büyük adam zannediyorlar (bakiniz ayni masada üç telefon!).
* Erkek sabahlari gazeteyi ilk okuyan olmak ister, ilk siz okursaniz "Ben"likleri yara alir.
Bir adamin aynada kendisine bakisindan, bir baskasina ihtimam gösterme potansiyeli olup olmadigini anlarsiniz.
* Topluluk içinde asla bir adama bir sey ögretmeye çalismayin.Erkekleri sadece onlarla basbasa oldugunuzda egitebilirsiniz. Toplum önünde hep her seyi biliyor olurlar.
* Bütün erkekler kirpik kivirma aletinden ürker, yastigin yanina koysaniz tabanca zannediyorlar.
* "Iliskimiz hakkinda biraz konussak" lafi kadar erkegin kaninin donduran baska cümle yoktur.
* Bütün erkekler kendilerini çok sempatik zanneder, çogu degildir.
* Bir erkek asla kadinlarin mayo satin almasinin neden bu kadar vakit aldigini kavrayamaz.
* Erkekler kendilerinin de alisveristen nefret ettiklerini bildiklerinden magazalarda "Erkekler" bölümü hemen giris kapisinin yanindadir.
Dört adam yanyana geldiginde spor konusur, dört kadin yanyana geldiginde erkekleri konusur.
Bir erkek hiç bir ask filmini ikinci kez izlemez.
* Kadinlar "Onu gerçekten seviyor muyum, mutlu olur muyum" diye düsünürken erkekler "Bu arabanin 240 bastigi dis görünüsünden de belli oluyordur,degil mi" türü düsüncelere dalarlar.
* Eger bir erkek "Seni ararim" dedikten sonra aramamissa... Telefon numarasini kaybettiginden veya öldügünden degil, görmek istemediginden aramiyordur.
* Kocanizi tenis maçinda yenerseniz aksama sirtini dönerek uyur.
* Erkek sevgilinizi onun kalbini kirmadan terketmek istiyorsaniz"Senden çocuk sahibi olmak istiyorum" diyerek hedefe kestirmeden ulasabilirsiniz
* Pantalonunun altina body giymis bir kadinin tuvalette çektigi sikintiyi sadece, üzerinde kayak kiyafeti varken sikisan adam anlar.
Karisina "Kilo aldin" diyen adam, kendi durumunu -gözünüzün içine bakarak-"Bu pantalon yikanirken daralmis" diye açiklar.
* Erkegin algilamasi o kadar zayiftir ki agir çekimde tekrari görmedikçe golün nasil atildigini anlamaz.
* Genelde klasik müzik dinlemeyi seven erkekler yere tükürmez.
* Erkek herseyi unutur, kadin herseyi hatirlar.
* Erkeklere psikanaliz yapmasi çok daha kolaydir çünkü hiç çikmadiklarindan çocukluklarina dönmeleri gerekmez.
* Erkegin sürekli sizi yataga sürüklemesini durdurmak istiyorsaniz, onunla evlenin

İDEAL ERKEĞİM NASIL BİRİ?
İDEAL ERKEGIM NASIL BİRİ (Yas 22) 1. Yakisikli 2. Sempatik 3. Maddi durumu iyi 4. Beni ilgiyle dinleyecek. 5. Espri anlayisi gelismis

ERKEKLER NASILDIR ?
Erkekler bilgisayar gibidir... Sik sik kilitlenir ve hafizasi asla yetmez.
Erkekler çikolata gibidir...Tatlidir, keyif verir ama sonuçta gelir popona yapisir.
Erkekler kahve gibidir...iyisi seni bütün gece uyutmaz.
Erkekler yildiz fali gibidir...Sana ne yapman gerektigini söyler, lakin her seferinde yanilir.
Erkekler park yeri gibidir... Iyilerin hepsi kapilmistir.
Erkekler kar firtinasi gibidir...Ne zaman gelecegini, ne kadar sürecegini ve kar kalinligini önceden tahmin etmene imkan yoktur.
Erkekler tatil gibidir...Hep kisa gelir.
Gelecegini planlayan erkegi nasil anlarsin? Iki sise raki alir.
Erkekler neden evlenmeyecekleri kadinlarin pesinden kosar? Köpekler de kullanmayacaklari otomobillerin pesinden kostugu için.
Yeni bir koca ile evdeki köpek arasinda ne fark vardir? Köpek bir yil sonra da sen eve geldiginde kuyrugunu sallar.
Tuvalet kagidini degistirmek için kaç erkek gerekir. Dünya tarihinde böyle bir sey yasanmadigi için bilinmiyor.
Yarim beyinli bir adama ne denir? Kabiliyet.
Erkek kredi kartinin çalindigini neden polise haber vermez? Hirsiz karisindan daha az harcar

ERKEKLER NE DER NEYİ KASTEDER
1. 1. "BEN BALIGA CIKIYORUM"
CEVIRISI: Ben elimde bir cubukla butun gun sandalda oturucam, kusana kadar icicem ve denizde yuzen baliklari izliycem"
2. 2. "BU ERKEKLERI ILGILENDIREN BISEY"
CEVIRISI: "Bunun bilinen bir mantikli aciklamasi yok, bosuna ugrasma hicbir mantik kalibina sokamazsin.".
3. 3. "YEMEGE YARDIM EDIYIM MI?"
CEVIRISI: "Yemek neden hala masaya gelmedi?"
4. 4. "EVET TATLIM... HAKLISIN SEVGILIM"
CEVIRISI: Cevirisi yok.. onlar bu sozleri periodik olarak soylemeleri icin sartlandirilmistir
5. 5. "BUNU ANLATMAK COK UZUN SURER"
CEVIRISI: "Anlatsam da anlamazsın zaten"
6. 6. "ELBETTE SENI DINLIYORDUM TATLIM;SADECE AKLIMDA BIR SURU KARMASIK IS VAR"
CEVIRISI: "Su karsidaki kizil bombanin icinde sutyen var mi yok mu kafam ona takildi da"
7. 7. "SEVGILIM BIRAZ ARA VER, SABAHTAN BERI EVI TEMIZLIYCEM DIYE HELAK OLDUN"
CEVIRISI: "Her hafta sonu aynı şey, yeter yeter. Sonra da ev temiz aman yerlere basma, burası benim evim değil sanki. Sabahın köründen beri gazete okutmadın şimdi de elektrikli supurge. artik sustursan iyi olucak, filmin icine ettin!!"
8. 8. "HMMM EVET COK ILGINC HAYATIM."
CEVIRISI: "Sen hala konusuyor musun?"

BİR KARIM OLSUN İSTİYORUM Judy Syfers'in makalesi:
Karilar olarak siniflandirilan insanlardan biriyim. Ayni zamanda bir anneyim. Bir süre önce karisindan yeni bosanmis bir arkadasima rastladim. Bir çocugu vardi ve tabii ki çocuk eski karisiyla yasiyordu. Yeniden evlenmek istedigini söyledi. Bir aksam evde ütü yaparken bu arkadasim aklima geldi ve birden benim de bir karim olsa hiç fena olmaz diye düsündüm. Neden bir karim olsun istiyordum? Kendimi ve bakmakla yükümlü oldugum digerlerini destekleyebilmek için yüksek ögrenimimi bitirmek isterim. Karim ben okulu bitirene kadar çalisip bana bakar. Çocuklarimiza da bakar. Onlarin doktor-disçi randevularini kollar,iyi beslenmelerini saglar. Her zaman temiz ve bakimli olmalarina dikkat eder. Karimin çocuklarima her zaman sevgi göstermesini, okul ve sosyal iliskilerinde basarili olmalarini saglamasini isterim. Ben derslerimden zaman ayiramayacagim için çocuklari gezdirmek, hasta olduklarinda bakmak,özel ilgi gerektigi zamanlarda ilgilenmek karimin görevleri arasinda olur. Karimin gerektigi zaman isten izin alabilmesi mümkün olmali, ama bu, isten atilmasina neden olmamali. Bu izin almalar, maasindan esintilere yol açabilir, ancak o kadarina göz yumabilirim. Karimin benim fiziksel ihtiyaçlarimi da karsilamasi gerekir. Evimi temiz tutup benim ve çocuklarin arkasindan toplayip düzeltir. Giysilerimi temiz ve ütülü, esyalarimin da aradigim anda bulabilmem için yerli yerinde olmasina özen gösterir. Karimin iyi bir ahçi olmasini, yemek alisverisini ve pisirecegi yemekleri iyi planlamasini, yemekte bana ve çocuklara güler yüzlü davranmasini, yemekten sonrada benim ders çalisabilmem için bulasiklari yikamasini isterim. Hasta oldugumda bana bakip sevgi gösterir, kaçirdigim dersler için beni avutur. Tatile gittigimizde dinlenebilmem için çocuklarin beni rahatsiz etmemelerini saglar. Karimin görevlerinden yakinmamasini isterim. Ancak çalismalarimda karsilastigim sorunlari anlatmak istedigimde beni ilgiyle dinlemesini ve gerektiginde yazdiklarimi temize çekmesini beklerim. Karimin sosyal hayatimin ivir ziviriyla ilgilenmesi gerekir. Disari çikacagimiz zamanlarda çocuk bakicisi bulmasini, arkadaslarimi eve davet ettigimde özel yemekler yapip ikram etmesini, ancak ben ve arkadaslarim Çocuklarin beni ve konuklarimi rahatsiz etmemeleri için karimin onlari erken yatirmasini isterim. Konuklarin küllükleri temiz mi, tabaklari bosalmismi, içkileri var mi, kahveleri tam istedikleri gibi mi? Bu gibi ayrintilara özen göstermesi gerekir. Karimin cinsel gereksinimlerim konusunda da duyarli davranmasi gerekir. Istedigim zaman tutkuyla sevismeli ve beni doyuma ulastirmali. Ve tabii eger havasinda degilsem benden cinsel ilgi beklememeli. Baska çocuk istemedigimden karimin dogum kontrolü konusunda tüm sorumlulugu almasi gerekir. Bana sadik olmasi, entellektüel hayatimin birtakim kiskançliklarla kesintiye ugramamasi bakimindan önemli. Ancak benim cinsel ihtiyaçlarim monogamiye kati bir bagliligi gerektirmeyebilir. Bunu anlayisla karsilayacak bir karim olmali. Eger bir rastlanti eseri simdiki karimdan daha uygun biriyle karsilasirsam, karimi yenisiyle degistirme özgürlügümün de olmasi gerekir. Yeni bir hayata baslayabilmem için karimdan çocuklari almasini ve benim de yüzde yüz özgür olabilmem için onlarin tüm sorunlariyla ilgilenmesini beklerim. Okulu bitirip de ise basladigimda karimin kendini tam anlamiyla görevlerine adayabilmesi için isini birakip evde oturmasini isterim. Tanrim kim bir karisi olsun istemez ki??

ERKEKLERİN DÜŞÜNME TARZI!
Erkeklerin dusunme tarzi ! Bence cok trajikomik(e ne yaparsınız kapasite bu kadar) Genc bir erkegin uc kiz arkadasi vardi ve hangisi ile evlenecegine dair karar vermesi gerekiyordu. Bir test yapmaya karar verdi.Her birine 1000.- DM verdi. Birinci kiz arkadasi kendisine yeni elbiseler ve ayakkabilar aldi, kuafore ve guzellik salonuna gitti. Genc erkege geri geldiginde soyle dedi: "Senin icin en guzeli ben olmak istiyorum, cunku seni seviyorum!" Ikinci kiz arkadasi yeni bir hokey takimi, video ve bir ay yetecek bira ile geri geldi ve soyle dedi : "Bunlar senin icin aldigim hediyeler, cunku seni seviyorum!" Ucuncu kiz arkadasi bu para ile iyi bir yatirim yapti ve kisa bir sure icersinde para kendini ikiye katladi. Bu kari yine yatirdi ve bu sekilde devam etti. Genc erkege geri geldiginde soyle dedi :"Senin bana verdigin parayi cogalttim, birlikte yasayacagimiz gelecek icin, cunku seni seviyorum." Genc erkek her uc kiz arkadasinin yaptiklarindan cok etkilenmisti. Bir sure icin ortadan yokoldu ve arkadaslarinin verdigi cevaplar hakkinda dusundu..

Cok iyi dusundu....

gercekten cok, cok iyi dusundu....

Bu o kadar kolay verilebilecek bir karar degildi, isi cok zordu ...

Cok iyi dusundukten sonra en iri goguslu olan ile evlenmeye karar verdi...


EVLİLİK VE ERKEKLER
Bu, evlenmisler icin: sinemada romantik bir sahneyi izlerken duygusallasir. Kocasi karisina dogru egilir ve kulagina su kucuk sozcugu fisildar: 'Patlamis misiri verir misin?'
Bu henuz evlenmeyenler icin: Bir kadin erkeksiz bir hayatin neye benzedigini nasil ogrenebilir? : 'Evlenerek'. Bu herkes icin:
Erkeklerin ve kadinlarin ortak noktalari nedir? 'Ikisi de erkeklere guvenmezler'. Bu, memur sinavina katilacaklar icin:
Asagidakilerden hangisi obur sozcuklerden farklidir? a. Duygulu b. Sefkatli c. Koca d. Kibar
Bu, tek basina bara gitmek isteyenlere: Bir barda cekici bir erkekle tanistiniz, sizin telefon numaranizi istedi ama kendisinin bir telefonu olmadigini soyledi. O halde:
a. Evlidir b. Evlidir c. Evlidir d. Yukaridakilerin hepsi
Bu genc kizlarimiza: Erkekler neden duygularini gostermezler? Cunku yoktur.
Bu da feministlere: Eger aya bir adam gonderebiliyorlarsa, neden hepsini gondermiyorlar?

YATAĞIMDAKİ DÜŞMAN, KOYNUMDAKİ YILAN
Erkeklerin çoğu, karı götürme muhabbeti yapmaya bayılır. Her ne kadar böyle bir sitede kadınları yerden yere vurmaktan gizli gizli çok hoşlansam da cinsiyet icabı bu muhabbete acayip kıl olurum, feminist damarım kabarıverir. Bir yandan da "Karıyı şöyle götürdüm, bütün gece çarşaf yırtmaca!" diye böbürlenen heriflerin, daha sonra hatun onları arasın diye gizli gizli yanıp tutuşmalarını keyifle izlerim. Erkek, saatlerce dil dökerek ya da uygun stratejiyi uyguluyarak karı götürebildiğini zannededursun, aslında kadın, çoğu erkeğin tahmin ettiğinden daha zeki, daha sinsi, daha üçkağıtçıdır. İşine geldiği zaman zekasını gösterir, işine geldiği zaman da aptal rolüne yatmaktan asla çekinmez. Gözüne kestirdiği erkeği ele geçirmek, kendine aşık etmek için elinden geleni ardına koymaz, sonra da erkeğin ona aşık olmasına şaşırmış gibi yapar, adamcağız ilan-ı aşk edince de alay konusu olur (gerçekten arkadaşlık gösteren kadınların "arandığını" düşünen erkekler de var, bu sözüm onlar için değil). Tek gecelik ilişkilerde bile bu "numara yapma ve rol kesme" arzusu ön plana çıkar; kadın ne yapar ne eder, "böyle bir şeyi ilk kez yaşadığını" söyler. Ya da oral, anal her türlü haltı yiyip yatakta "tecrübesiz, iffetli kadın"ı oynar. Ama bence en korkuncu, ister uzun ilişki olsun, ister tek gecelik bir macera, ne yaparsanız yapın, birlikte olduğunuz kadının sizin ipliğinizi pazara çıkaracak olmasıdır. Kadınların gözünde bütün erkekler "manipüle edilmesi gereken aptal yaratıklar"dır (ne yalan söyliyeyim, bence de öyle) ve Tanrı onları kadınlar tepe tepe kullansın diye yaratmıştır (Evet, evet...). Eh, durum böyle olunca zavallı erkeğin eğitimi ve başından geçenler, bütün dost sohbetlerinin odak noktası haline geliverir. Bir kez onunla birlikte oldunuz, artık dünya alem sizin eski sevgililerinizi, evinizin düzenli olup olmadığını, yatakta nasıl performans gösterdiğinizi öğreniverir, çünkü kadınlar inanılmaz ölçüde çok konuşurlar ve size gösterdikleri yüzleriyle gerçek yüzleri arasında dağlar kadar fark vardır. Yatakta romantik, sizin ilgi ve sevginize muhtaç görünen hatun, aslında gecenin bütün detaylarını dostlarına anlatmak için sabahı bekleyen bir boşboğazdır. Önsevişme ne kadar sürmüş (kadınına göre değişir, ama genellikle uzun sürmesi makbul), slip mi yoksa boxer mi giyiyorsunuz (genel tercih boxer), sevişirken yüzünüz dağılıyor mu, boşalırken böğürüyor musunuz, hemen sızıp uyuyor musunuz yoksa azgın bir boğa gibi "bir daha, bir daha!" deyip hatunun üstüne mi tırmanıyorsunuz, ona oral seks yapıyor musunuz, o size yaparken saçlarından tutup kafasını ileri geri hareket ettirmeye çalışıyor musunuz (çoğu kadın bundan nefret eder), anal seks yapalım diye nerdeyse yalvarıp yakarıyor musunuz, yatağa çorabınızla mı giriyorsunuz (sakın yapmayın), klozetinizde kıl var mı, yatak çarşafınız temiz mi, uyurken horluyor musunuz, ona seviştikten sonra "Geldin mi, boşaldın mı, ne düşünüyorsun?" gibi sorular soruyor musunuz (asla sormayın), oyuncak ayı niyetine hatunun neresini bulursanız orasına mı sarılıyorsunuz, sizin ufaklık cidden ufak mı (inşallah değildir), ona "Nasıldı hayatım?" diye soruyor musunuz (asla sormayın), göğüslerine nasıl davranıyorsunuz, iyi masaj yapıyor musunuz (bu işi mutlaka öğrenin), erken boşalıp özürler mi yağdırıyorsunuz, geç boşalıp ortalığı mı tutuşturuyorsunuz, "muamele"niz iyi mi ve tabii ki ufaklık yeteri kadar sert mi, vs vs... Eğer kötüyseniz ve hatun size tutulmadıysa, hemen hemen herkes geceyi bütün detaylarıyla öğrenir. Eğer kötüyseniz ama hatun size aşık olmuşsa, çok detaya girmeden "İyiydi" diye yorumda bulunur. Eğer iyiyseniz ve hatun size aşıksa daha çok romantik anlara takılır ve ikide bir "Çok güzeldi, harikaydı!" diye sevinç çığlıkları atar durur. Eğer iyiyseniz ama hatun size aşık değilse, genellikle gecede kaç kez yaptığınızı ve organınızın büyüklüğünü anlatır. Yani sözün özü, hatun mutlaka anlatır. Henüz erkek dünyasına o kadar vakıf olamadım, ama kadınları iyi biliyorum. Diyelim ki uzun süreli hoş bir ilişki söz konusu. Onu aramakta iki dakika gecikseniz "Beni aramadı o.. çocuğu" diye söylenir. Tam zamanında ararsanız "Bak benim köpeği nasıl eğittim! Sözümden çıkmıyor" ya da "Sırılsıklam aşık oldu bana. Baksana, günde kaç kez arıyor" diye böbürlenir. En ufak tartışmanızı herkese "Bu da salak çıktı valla!" diye anlatır. Ayrılmaya karar verdiyse, bunu önce cümle aleme bildirir, en son öğrenen siz olrsunuz. Kadınlar eski sevgilileriyle ilgili pek iyi şeyler söylemezler. Ayrılığın sihirli bir formülü yok ki! Terk eden sizseniz, her tür iyilik gösterisi karşı tarafın gözüne batar ve çabucak "aptal o.. çocuğu" damgası yiyiverirsiniz. Öyle olmasaydınız, onu terk etmezdiniz ki! Eh, eğer o sizi terk etmişse hakkınızda niye iyi konuşsun? Eğer "aptal o.. çocuğu" olmasaydınız sizi terk etmezdi ki! Daha üç gün önce yatakta size "Ne kadar güzel sevişiyorsun hayatım!" diye hatun, söylemi değiştirir, bir anda dostlarına "Git gel, git gel, başka şey bilmezdi. Şu iş bir an önce bitse de sigaramı içsem diye düşünürdüm" deyiverir. Bir de yeni sevgilisi varsa, eski sevgili bir anda "kadınlararası havuz" diye adlandırabileceğim "aday erkek grubu"na girer ve eğer muamelesi iyiyse, abazan kızlara hararetle tavsiye edilir. Olur da eski sevgili, gruptan bir kızla çıkmaya başlarsa muhabbete değmeyin! Zavallı, günlerce, hatta aylarca alay konusu olur. İki hatun, baş başa verir ve erkeğin kendilerine aynı şeyleri söyleyip söylemediğini, aynı şekilde davranıp davranmadığını anlamaya çalışır. "Sana da şöyle şöyle dedi mi? Bana demişti. Peki, böyle böyle yaptı mı? Ah, evet, tahmin etmiştim zaten!" (Naçizane tavsiye: Birlikte olacağınız kızı iyi seçin, eski kız arkadaşınızla tanışmasına ve asla kanka olmamasına dikkat edin.) Diyorum ya, kadınlar inanılmaz ölçüde çok konuşurlar. Yaşanan her anı, ister romantik ister erotik, mutlaka ama mutlaka dostlarına, hatta kimi vakalarda annelerine bile anlatırlar. Bu arada o dostlar da sizinle ilgili dedikodu üretmeye devam ederler. Sözgelimi ben yüzünü bile görmediğim bir kızcağızın eski sevgilisinin (ki arada sırada televizyonlarda boy gösteren bir bilim adamıdır kendileri, daha fazla ipucu yok) yatağa çoraplarıyla girdiğini, oral seks için yalvardığını, boşalırken de böğürdüğünü biliyorum ve adamı asla ama asla ciddiyetle dinleyemiyorum. Diyeceksiniz ki, "Ya sen, sen bu haltları yiyor musun?" Ne yalan söyleyeyim, benim de özel sırları ifşa ettiğim oldu. Ama canım o zamanlar çocuktum. Artık böyle şeyler yapmıyorum. İnanmıyor musunuz? Yemin ederim!..

KELLERİN İNANDIĞI YALANLAR
1-) Bana yakisiyor 2-)Erkeklik hormonu testeron fazla salgilaninca saclar dokulurmus.Yani fazla erkekler kel olurmus.Ne kadar kellik o kadar erkeklik 3-)Tarihe bir bakin,butun buyuk adamlar keldir. 4-)Butun sac kozmetikleri para tuzagi 5-)Istesem sac ektiririm ama insanin dogal hali daha guzel. 6-)Zeki ve Marjinal kadinlar kelleri seksi buluyor. 7-)Kelligimle dalga gecilmesine kizmiyorum cunku o benim kusurum degil, karizmamin bir parcasi. 8-)Benim sac kurutma derdim yok neyseki.Sukrediyorum halime. 9-)Benim babamin kirpi gibi saclari vardi 10-)Cekicilik beyinden gelir,uzerindeki killardan degil. 11-)Sen kafani kazitsan sana yakismaz.Kafa derin benimki kadar duzgun ve benimki gibi yuz fizyonomisine uygun olmali 12-)Tarihte Japon dogusculeri kafalarini kazitip daha erkek gorunurlermis. 13-)Antropolojide zekaya delalet eden kivrimli beyine sahip kafataslari deri yuzeyi,genelde fazla saca musait olmamaktadir. 14-)Bir adamin kafasinda ya kil yada akil olur...15-)Maden olan yerde ot bitmez.

Kadınlar * Kadinlar vitrinde gördükleri "Indirim" lafina dayanamaz. Indirimdeki mal kadinda miknatis etkisi yapar. 10 tane benzer pabucu olsa indirimde gördügü ayakkabiyi alir, siz, "Bunlarin aynisi dolabinda var" deseniz "Sen gerçekten hiç anlamiyorsun" lafini yapistirir. * Kadinlar aglar. Ancak tek basina bir köseye çekilip de -yalniz-aglamaz. Kadinlar, sadece sevdigi erkek duyabilecekse aglar. * Bütün kadinlar kesin bir cevabi olmayan konularda soru sormakta müthis ustadir. Maksat, siz kendinizi sürekli suçlu hissedin. * Kadinlar asla sir saklayamaz. Daha dogrusu, kadinlar için bir sirri en yakin üç arkadaslarina söylemek sirri açik etmek kapsamina girmez.Bu mantikla hepsi en yakin arkadaslarina söylediklerinden sonunda sirri bilmeyen kalmaz. * Kadinlar telefona cevap vermeyi sevmez, uzun uzun çalsa dahi rahatsiz olmadan açmayabilirler. Lakin telefonda dünyanin en uzun konusmalarini yapanlar da yine kadinlardir. *Kadin yataga yatmadan "evvel" saçini tarayan tek yaratiktir. * Kestirme yola sapildiginda her kadina bir "kaybolacagiz" korkusu gelir. * Kirmizi isik, kadinlar için, "makyaj molasi" isaretidir. *Istisnasiz her kadin vermesi gereken bir-iki kilo oldugunu düsünür. * Kadinlar durup dururken eve bir buket çiçekle gelen kocadan süphelenir. * Kadinlar tuvaletin kapagini küçük bir hareketle indirmek yerine tuvaletten salona kadar yürür, kocasina söylenir ve tuvalete geri döner. * Erkek konusurken kadin lafin ortasindan konusmaya dalar ve devam eder. Ayni seyi erkek yapacak olsa kiyamet kopar. * Dügünlerde kadin kadina dans edenleri görünce kimsenin aklina bir sey gelmez. Erkekler için durum ayni degildir. * Karisinin gözucuyla bir baska adama baktigini yakalayabilmis erkek yoktur. Oysa kadinlar erkeklerini baska kadina baktigi an -saniyesinde-yakalarlar. *Kadinlarin erkeklerden daha çok para kazandigi tek meslek vardir: Top modellik. * Kadinin dondurmayi nasil yedigine bakarak karakter testi yapabilirsiniz. * Evde saatlerce kendi giyimiyle ilgilenen kadin, sokaga çiktiginda saatlerce baska kadinlarin elbiseleriyle ilgilenir. * "Yok bir sey"in anlami kadinlarda, erkeklerinkinden, tamamen farklidir. * Kadinlar her konuda erkeklerle esit olmak isterler. Üç istisna: Erkek tuvaletlerine girmek, çöpü indirmek ve hesabi ödemek. * Kadinlar asla haksiz degildir..En haksiz oldugu konuda bile"Kendime göre nedenlerim var" der. * Tabiatta kadinlara karsi son sözü söyleyebilecek tek bir dogal yapi vardir: Yanki! * Kadinlar kendilerine neler verildigine degil, onlar için nelerden vazgeçildigine bakar. * Zengin adam, karisinin harcadigindan daha çok kazanabilen erkek demektir. * Kadinlar "Erkeklerle esitiz" iddiasini sürekli tekrarlamaktan vazgeçtikleri anda, erkekler kadinlari kendilerinden üstün gördüklerini söyleyebilme firsatini yakalayacak. * Kritiklere baslayan kadin, kritik bir yasa gelmis demektir. * Evlilikler aynen kazalar gibidir, iki sahit ister. * Kadin elinizi tuttugu anda, bilin ki, eninde sonunda tepenize çikacaktir.

SARIŞINLAR
Bir sarisinla evlenmenin avantaji nedir?
Özürlülere ayrilan yerlere park edebilirsiniz.
Sarisinlar neden "11" rakamini yazamaz? hangi 1'i önce yazmasi gerektigini bilmedigi için.
Sarisina kazalarin %90'inin evde oldugunu söylerseniz ne yapar? Tasinir.
Sarisin pizza ismarlar. Pizzaci sorar: "6 parçaya mi böleyim, 8 parçaya mi?sarisin "6'ya böl", der, "sekiz parçayi bitiremem".
Iki sarisin, anahtarlari içeride unuttuklari için bir arabanin kapisini telle açmaya çalisirlar. Biri digerine "çabuk ol,yagmur basladi, islaniyorum" der. Digeri yanitlar: "Ne fark eder? Içerde de islanacaksin, arabanin üstü açik".
Sarisinin biri, elektrikler kesilince yürüyen merdivende 6 saat mahsur kalmis.
Sarisinin en çok söyledigi cümle nedir? Ay bilemiyorum..."
Zeki bir sarisin nedir? Çeliski.
Bir sarisinin bilgisayarda yazi yazdigi nereden anlasilir? Monitöre sürdügü Tipp-Ex'ten.
Bir sarisini susturmak için ne yapmali? Ne düsünüyorsun? diye sormali.
Sarisinin gözlerinin parlamasi için ne yapmali? Kulagina fener tutmali.
Sarisinlar baligi nasil öldürürler? Bogarak.
Faksin bir sarisin tarafindan yollandigini nasil anlarsiniz? Üstündeki puldan.
Aynanin karsisinda gözlerini kapatmis duran sarisin ne yapiyor? Uyurken nasil göründügüne bakiyor.

ERKEKLERİN ANAYASASI
Kural 1: Alti ya da sekiz ay once agzimizdan cikan herhangi bir soz aleyhimize kullanilamaz. Sarfedilen her kelime bir hafta sonra gecersiz kabul edilmelidir...
Kural 2: Eger mankenler gibi giyinmeyecekseniz, bizim de James Bond gibi davranmamizi beklemeyeceksiniz.
Kural 3: Iki farkli sekilde yorumlanabilecek bir laf edersek ve sizin anladiginiz sekli sizi kizdiriyorsa kastettigimiz kesinlikle diger anlamidir.
Kural 4: Dergilerdeki her testi birlikte cozmek ne sizin ne de bizim ilgi alanimiza girer.
Kural 5: Baska kadinlara bakmamiza kizmayin.Digerlerine bakmazsak sizin guzelliginizi nasil takdir edebiliriz?
Kural 6: Cinin gorunmesini istemiyorsaniz lambayi ovalamayin.
Kural 7:Bir seyler yapmayi onerebilirsiniz YA DA nasil yapmamizi istediginizi soyleyebilirsiniz. (Ikisini ayni anda soylemeyin yeter!)
Kural 8: Mac izlerken, soyleyeceginiz seyleri reklam aralarina saklayin.
Kural 9: Aldatmayin. Cekip gitmeyi enayi yerine konmaya tercih ederiz.
Kural 10: Kisa tisortler giyip gobekdeliklerini acikta birakan kizlarin kendilerine bakilmasindan rahatsiz olmaya haklari yoktur.
Kural 11:Otomobille giderken en ufak bir sarsintida "Sonumuz geldi!" diye bagirmayin.


BİR KADIN
Elinizi vicdanınıza koyun ve bir düşünün...Böyle bir sevgiliniz olsa ne yapardınız?
Biriyle tanistim. Çok hos. Galiba o da benden hoslandi. Bakislarindan anladim. Hem hoslanmasa neden telefonumu istesin? Acaba arayacak mi? Aslinda ben de onu ararsam olur ama çok hevesli oldugumu anlamasin. Aradi. Sesini duyunca çok heyecanlandim. Saçma sapan konustum. Sanki beklemedigim bi telefondu. Ya aptal oldugumu düsünüp bi daha aramazsa. Her an aklimda. Çok yakisikli. Saçlarinin önü dökük. Tam begendigim gibi. Nihayet tekrar aradi. Aksam bulusuyoruz. Heyecandan ölüyorum. Ne giyecegim ben simdi? Çok güzel olmaliyim. Vurulmali. Kahretsin, saçim hiç güzel olmadi. Harikaydi. Gözleri çok güzel. Çok da güzel bakiyor. Galiba, asik oluyorum. Adini duydugumda bile avuçlarim terliyor. Bugün elimi tuttu. Ölüyorum zannettim. Asigim. Kesinlikle. O da bana. Eminim. Sanki birbirimiz için yaratilmisiz. Ten uyumu dedikleri bu olmali. Ya ona hiç rastlamasaydim. Iki dakikada bir telefonu kontrol ediyorum. Mesaj var mi diye. Gelen mesajlari alt alta yazsam, harika bir ask siiri çikar ortaya. Tabii benim gönderdiklerimden de. Çok iyi anlasiyoruz. Onun sevdigi her seyi seviyorum. Müthis biri. Beni çok seviyor. Her an beni düsündügünü söylüyor. Ben de onu. Ona çok güveniyorum. Onun disinda baska seylerle ugrasmak zorunda kalmaktan nefret ediyorum. Her an yaninda olmak istiyorum. Arkadaslarimi atlatip onunla bulustum. Her seyi biliyor. Hayranim. Bugün arkadaslariyla maç seyredeceklermis. Bozuldum. Maç benden önemli mi? Eski sevgilisi nasil biriydi acaba? Bugün sadece 6 defa aradi. Oysa dün 8 defa aramisti. Allah'im çok mutsuzum. Çok mutluyum. Çok mutsuzum. Acaba benden öncekilere de ayni seyleri söylüyor muydu? Onu çok seviyorum, ama o benimle yeterince ilgilenmiyor. Saçlarimin ucunu 1cm. kestirdigimi fark etmedi. Çok mutsuzum. Beraberken televizyon seyrediyor. Eskiden sadece gözlerime bakardi. Beni aldatiyor olabilir mi? Harika bir gün geçirdik. Birbirimizi çok seviyoruz. Gece yatinca düsündüm de, aksam yemekte bir an arka masadaki kiza bakti galiba. Saçlarimin rengini bir ton daha açmaliyim. Evet. Artik eminim. Beni sevmiyor. Saçimin rengini açtigimi anlamadi, ''Sen makyajini mi degistirdin?'' dedi. Ölsün istiyorum. Hayir. Önce ben öleyim, o da vicdan azabindan ölsün. Beni aldatiyor. Kesinlikle. Gerçi elimde hiçbir ipucu yok ama, eminim. Hem neden aldatmasin? Erkek degil mi? Çok mutluyum. Süphelerimde haksizmisim. Uzun uzun beni ne kadar sevdigini anlatti. Ben de onu seviyorum. Ben de onu aldatmaliyim. Görür o gününü. Sürekli dir dir ettigimi söyledi. Kiskançligimdan bunalmis. Çok mutsuzum. Bugünden itibaren baska biri olacagim. Beni zivanadan çikaran kendisi. Sürekli baska seylerle mesgul. Isi, arkadaslari, maçlar, arabasi, televizyon... O halde neden benimle birlikte? Ayrilmamiz lazim. Ondan nefret ediyorum. Allah'im ya beni terk ederse? Iki gündür beni sevdigini söylemedi. Baska birine asik olmus olabilir mi? Çok mutsuzum. Bir kucak çiçekle geldi. Beni çok seviyor. Ben de onu. Zaten ne yapiyorsam asiri sevgiden yapiyorum. Asiri sevgimin bir faydasini görmemis. ''Beni normal sev'' dedi. Ruhsuz. Allah'im ben bu adami nasil sevdim? Askin, ''a''sindan haberi yok. Benim gibi bir kadina bu nasil yapilir? Çok bencil. Nasil daha önce fark etmedim? Yillarim ziyan oldu. Bunun acisini çikaracagim ondan. Ona bir oyun edecegim, hiç unutamayacak. Allah'im, onu kaybetmek istemiyorum. Kel kafali, patlak gözlü ne olacak. Beni bir gün bile mutlu edemedi. Onu baskasina yar etmeyecegim. Dokundugumda tüylerim diken diken oluyor. Sinir sey. Onu hiçbir zaman sevmedim zaten. Terk ediyorum. Kesin kararliyim. Hayir, terk etmiyorum. Ona hayati zindan edecegim. Yarin bütün yaptiklarini bir bir yüzüne haykiracagim. Onu çok sevdim. Bunu hiç anlamadi. Duygusuz. Sesini bile duymak istemiyorum. Neden aramiyor acaba? Inanamiyorum. Ortada hiçbir sey yokken benden ayrilmak istedigini söyledi. Asla ayrilmam. Onu çok sevdigimi söyledim. Öldürmek istiyorum. Askimdan ölmeli, ayaklarima kapanmali. Bu iliski ancak o zaman bitebilir.

ÇOK MUTLUYUZ ÇOOKKK
ADAM- Hayatım senin çabalarını takdirle karşılıyorum ama hayat yeterince zor. Yani senin bu kadar uğraşmana gerek yok!..
KADIN- Ne için uğraşmama gerek yok?
ADAM- Bir cümleyi ilk söylendiğinde anlamak için... Yapamıyorsun!
KADIN- Ne diyorsun sen be?
ADAM- Cümlenin sonundaki o "be" ne kadar da şirin durdu öyle, nerden aldın?
KADIN- Senden almıştım hatırlamadın mı? Ben senden aldığım güzide sözcükleri atmıyorum, saklıyorum. Mesela çok güzel "ulan"larım da var. İster misin bir tane?
ADAM- Ben sana ne zaman "ulan" dedim sorabilir miyim?
KADIN- Bilmem, sorabilirsin herhalde.
ADAM- Ben sana ne zaman ulan dedim?
KADIN- Bak sorabildin işte!
ADAM- Peki sen cevap verebilecek misin?
KADIN- Tabii..Bu konuyla ilgili kesin bir tarih vermek zor ama istersen hemen hemen her gün diyelim.
ADAM- Yani ben sana her gün ulan mı diyorum?
KADIN- Evet... Neden şaşırmış gibi yapıyorsun? İlişkimizin üçüncü sevişmesinden sonra sen kibarlığı bıraktın... Zaten öyle pek de tiryakisi olmadığın için bırakmakta fazla zorlanmadın.
ADAM- Ben öyle bir üçüncü sevişme hatırlamıyorum.
KADIN- Çok normal. O kadar kısaydı ki... Zaten ben de hayal meyal hatırlıyorum.
ADAM- Hah! Şimdi de cinsel hayatımız problem oldu.
KADIN- Bizim öyle bir hayatımız yok... Neyse bu konuyu konuşmak istemiyorum. Bir ölünün arkasından konuşmak doğru olmaz.
ADAM- Kimmiş bu ölü?
KADIN- Özür dilerim. Amacım sana ölmüş bir parçanı hatırlatıp üzmek değildi. Dikkat ettiysen bu konuda konuşmak istemediğimi de söylemiştim. Neyse ben bunu sorun etmiyorum... İnsanoğlu her gidenin yokluğuna alışıyor. Senin idrar yolların açıksa mesele yok. Hem bir de iyi tarafından bak, cinsel hayatımız olmadığı için kültürel faaliyetlere daha çok zaman ayırabiliyoruz! Ama sanırım en geç yarın erotik bir film seyretmem lazım.
ADAM- Ne demek istiyorsun sen be?
KADIN- Be'yi geri veriyorsun demek. Sende kalabilirdi ama neyse...
ADAM- Konuyu dağıtıp beni sinir etme. Biz daha dün değil önceki gün seviştik seninle!
KADIN- Hayır sevişmedik. Biz teşebbüs aşamasındayken seni geri zekâlı arkadaşın Hayri aradı, yaklaşık yirmidört dakika atyarışı konuştunuz. O sana Troya tek olur dedi, sen de hayır ağbiciğim oraya çok at yazmak gerekir dedin ve bu nefis konuşma böyle sürüp gitti. Bu şiirsel sohbetin etkisinden olacak, uyuyakalmışım.
ADAM- Nitekim Troya açık ara aldı yarışı. Boşu boşuna bir sürü at yazdık.
KADIN- Efendim?
ADAM- Öyle olmadı canım. Telefon çaldığında ben daha açmadan sen tuhaf bir havaya girdin. Sanki kendimi ben aramışım gibi. Ben daha Hayri ne haber demeden sen horlamaya başladın. Bu horlamanın şiirselliğinden olacak, kendimi atyarışına vermişim. Son bir şey daha: Hayri geri zekâlı değil.
KADIN- Bak biz seninle herşeyi tartışma konusu yapabiliriz, bir tek şey dışında, o da Hayri'nin geri zekâlı oluşudur. Çünkü bunun aksi yönde bir tek uzman görüşü yoktur, olamaz da!
ADAM- Unutma ki o bir yayınevi sahibi.
KADIN- Evet ama atların anlayacağı düzeyde kitaplar basıyor.
ADAM- Senin ona neden uyuz olduğunu ikimiz de biliyoruz, uzatmayalım istersen.
KADIN- Yok yok uzatalım... Neden uyuz oluyormuşum ben?
ADAM- Karısını aldatıyor diye... Ben de sana yıllardır anlatamıyorum ki bu, Hayri'yle karısı arasındaki bir sorun, bizi ilgilendirmez.
KADIN- Bal gibi de ilgilendirir. Birincisi, Hayri pis, iğrenç, aşağılık bir etobur. Sadece karısını aldatmıyor, aynı zamanda her an adaleti de yanıltabilir. Başına gelecek bir trafik kazası durumunda -ki ona çarpacak olan şahane kamyon bir gün elbet trafiğe çıkacak- hukuksal olarak insan muamelesi görecek. O hayvanın ne hakkı var benim kamyoncumu mağdur etmeye?
ADAM- Sen iyice tırlattın. Neden bu kadar taktın adama bilmiyorum ki.
KADIN- O adam dediğin canlı, Ruslar'la yatıyor.
ADAM- Ne var? Irkçı mı oldun şimdi de?
KADIN- Saçmalama. Kanında muhtemelen irice bir AIDS virüsü taşıyor o! Buraya kadar bir sorun yok ama karısına bulaştıracak. Nurten de arkadaşımız olduğuna göre, o da bize bulaştıracak.
ADAM- Nasıl bulaştıracak Nurten bize? Sevişecek miyiz kendisiyle, allah allah!
KADIN- Saçmalama. AIDS başka yollarla da bulaşıyor. Mesela ağız yoluyla!
ADAM- Sorun değil biz de takma dişlerini kullanmayız!
KADIN- Nurten'in dişleri takma değil ki?
ADAM- Bak gördün mü boşuna endişeleniyormuşsun. Takma dişi yok ki kullanalım, değil mi hayatım?
KADIN- Ben onu bunu bilmem, Hayri denen alçakla görüşmen beni rahatsız ediyor. Sizin ortak yanınız nedir ben aslında onu merak ediyorum. Rus kültürü olmasın?
ADAM- Saçmalama.
KADIN- Sürekli atyarışı oynamıyorsunuz herhalde... Mesela Hayri Rus fahişelerle yattığı sırada sen ne yapıyorsun, yan odada Rus klasikleri mi okuyorsun?
ADAM- Evet... Hayri'nin iş kondüsyonu da iyi. İş uzun sürüyor. Düşün iki seansta "Savaş ve Barış"ı bitirdim. Olay Rusya'da geçiyor.
KADIN- Bir kere bu Woody Allen'ın esprisi!
ADAM- Biliyoruz. Bir sakıncası mı vardı? Hayri kesmedi galiba, bir de Woody Allen'ın telif sorunu yüzünden mi kavga edeceğiz?
KADIN- Sorduğum soruyu laf kalabalığında gözden kaybettirmeye çalışma! Sen de yapıyor musun Hayri'nin yaptığını?
ADAM- Nasıl yani? Hayri'nin hangi yaptığını?
KADIN- Rus hayat kadınlarıyla çiftleşiyor musun sen de!
ADAM- Sen delirdin mi sevgilim?
KADIN- Hâlâ net bir yanıt alabilmiş değilim.
ADAM- Hayır hayatım, manyak mısın sen! Ne işim var benim Rus kadınlarla?
KADIN- Yani hiç mi olmadı? Ne bileyim fazla alkol alınan bir gece sonrası Hayri iblisi sana "Tanıştırayım, İrina" demedi mi?
ADAM- Demedi!
KADIN- Vay terbiyesiz. Demek kadınla oturdunuz ama tanıştırmadı ha? Zaten o Hayri ayısından da bu beklenirdi. Eee? İsmini bile bilmediğin bir Rus'la yatmak nasıl bir şey?
ADAM- Sevgilim! Hastasın sen!
KADIN- Hastalanmam çok normal değil mi? Her gece iğrenç bir virüsle aynı yatağı paylaşıyorum!
KORKARIM DAHA DA SÜRECEK...

1. Getting married is very much like going to a restaurant with friends. You order what you want, then when you see what the other person has, you wish you had ordered that.
Evlilik arkadaşlarınla bir restorana gitmeye benzer, istediğin şeyi sipariş edersin ve diğerlerinin siparişleri geldiği zaman "keşke ondan ısmarlasaydım" dersin.

2. At the cocktail party, one woman said to another, "Aren't you wearing your wedding ring on the wrong finger?
" The other replied, "Yes I am,I married the wrong man."
Bir kokteyl partisinde kadının biri diğerine sorar, "alyansını yanlış parmağına takmıyor musun?"
Öteki yanıt verir, "evet, çünkü yanlış adamla evlendim."

3. After a quarrel, a husband said to his wife, "You know, I was a fool when I married you." She replied, "Yes, dear, but I was in love and didn't notice."
Bir tartışma sonrasında adam karısına, "biliyor musun seninle evlendiğim zaman bir aptalmışım." Kadın cevap verir, "evet sevgilim, ama aşık olmuştum ve buna aldırmadım."

4. A lady inserted an 'ad' in the classifieds: "Husband wanted." Next day she received a hundred letters. They all said the same thing: "You can have mine."
Bir bayan ilan verir "koca arıyorum". Ertesi gün yüzlerce yanıt gelmişti, hepsinde de aynı şey yazıyordu: "Benimkini alabilirsin."
5. A little boy asked his father, "Daddy, how much does it cost to get married? " And the father replied, "I don't know son, I'm still paying."
Küçük oğlan babasına sorar. "babacığım, evlenmek ne kadara mal olur?" Ve babası yanıtlar, "Bilmiyorum oğlum, ben hala ödüyorum."

6. Marriage is the triumph of imagination over intelligence. Second marriage is the triumph of hope over experience.
Evlenmek, hayal gücünün mantığa karşı zaferidir. İkinci kez evlenmek ise umudun deneyime karşı zaferidir.

7. If you want your spouse to listen and pay strict attention to every word you say, talk in your sleep.
Eğer eşin tüm konuşmanı dikkatle dinlensin ve önemsensin istiyorsan, uykunda konuş.

9. 9. First guy (proudly): "My wife's an angel!" Second guy:
"You're lucky, mine's still alive."
Birinci adam: "benim karım bir melektir!" İkinci adam: "sen şanlısın, benimki hala hayatta"

10. 10. How do you scare a man? Sneak up behind him and start throwing rice.
Bir erkeği nasıl korkutursunuz? Arkasında durup, başından aşağı pirinçler atarak!

Bugün seni sanki daha çok özledim, nedendir bilmiyorum, bilmediğim birçok şey gibi. Yine acın içime oturdu. Hani bir sonbaharın bir sabahında, kolun sımsıkı kavramışken belimi, bir yanımı bir yanıma sarmıştın da, o sabah serininde sımsıcak yanında neme doğru yürümüştük, o ince patika yoldan, dağlara doğru, bulutlara doğru. Hani kıyılar denizleri çeker ya, öyle çekiyor beni anılarım dağlara. Çok eskimde, naftalin kokan saklım gibi bekliyor dünlerim. Seninle yürüdüğüm her adım, seninle dinlendiğim her kuytu, seninle paylaştığım her nefes korkarak bekliyor yitip gitmekten. Yine acın içime oturdu. Bulutlar dağları sardığında ne yumuşak görünür oysa dokunuşları, o heybetin bağrına nasıl süzüldüğünü düşündünmü hiç? Bir sabah serininde dağlara çık, bulutların sesini dinle..Bugün seni sanki daha çok özledim, nedendir bilmiyorum.


KADINLAR VE ERKEKLER ARASINDAKİ FARKLAR
TAKMA ISIMLER:
Basak, Ayse, Zeynep ve Ozlem birlikte yemege ciktiklarinda birbirlerine Basak, Ayse, Zeynep ve Ozlem diye hitap ederler. Ama eger yemege cikanlar Kerim, Ozan, Cenk ve Emre ise birbirlerine "Tas kafa","Godzilla", "Armut" ve "Sibop" dediklerini fark edersiniz.

DISARDA YEMEK:
Hesap geldiğinde Kerim, Ozan, Cenk ve Emre, 5'er milyon koyarlar (hesap 15 milyon tutmuşsa bile). Kimse para ustu istemez. Kızlarsa hesap makinalarini çıkarırlar.

BANYOLAR:
Bir erkeğin banyosunda beş temel ihtiyaç malzemesi vardır: Disfircasi, tıraş kremi, tıraş makinesi, sabun ve bir otelden yürütülmüş bir havlu. Bir kadının banyodaki temel ihtiyaç malzemeleri sayısı ise ortalama 437'dir. Bir erkek bunların çoğunun adini bile bilmez.

ALIŞVERİŞ:
Kadın, ihtiyaç duyduğu şeylerin bir listesini çıkarır ve sadece bunları satın alır. Erkekse buzdolabında yarim bir limon ve bir sise soda kalana kadar bekler. Markete gittigindeyse guzel gorunen her seyi alir.

KEDILER:
Kadinlar kedileri sever. Erkekler kedileri sevdiklerini soylerler ve etrafta kadin yoksa onlari tekmelerler.

GIYIM KUSAM:
Bir kadin alisverise giderken, cicekleri sularken,copu bosaltirken, telefona cevap verirken, kitap okurken, mail alirken bile giyimine dikkat eder. Bir erkekse sadece dugunlerde iyi giyinir.

CAMASIR:
Bir kadin iki gunde bir camasir yikar. Bir erkek ancak giyecek bir seyi kalmadiginda camasirlarini makineye atar.

AYAKKABILAR:
Kadin ise giderken uzerine Yargici'dan aldigi takimini ayaklarina da Reebok ayakkabilarini gecirir. Is ayakkabilarini ise bir Marks& Spencer torbasina koyar. Is yerine geldiginde ayakkabilarini degistirir. Bes dakika sonra o topuklu ayakkabilardan da kurtulur.Nasil olsa masanin altindan bir sey gozukmez. Bir erkek ise ayni ayakkabilari bir ay boyunca giyer.

COCUKLAR:
Bir kadin cocuklari hakkinda her seyi bilir; disci randevularini,mac tarihlerini, arkadaslarini, en sevdigi yiyecekleri,gizli korkularini, umutlarini ve hayallerini... Bir erkekse evin icinde kisa boylu birilerinin dolastigini hayal meyal hatirlar.

EVLİLİKLER
Teshis: Standart evlilik.
Tanim: Erkek, seçilmis, kadin "görülmüs"tür. Erkek is yerinde, kadin komsu günlerinde filan oyalanir. Aksam, televole seyredip, Sibel Can'in ask hayatina üzülürler. Evlilik hayati, çocuk yapilana kadar Tereddütlerle geçer. Çocuktan sonra "arada çocuk olmasa" tiribi hakimdir. Kadin çalismadigi, erkek de evinde kadin oldugu için köledir. Bizatihi kurum 'efendi' oldugu için Camus'nün "efendisiz kölelik teoremi" asla geçerli degildir. Konu komsu, hisim akraba, herseyin önündedir. Gelip çocuga ismini bile onlar koyarlar.
Tedavi: Erken bosanma.

Teshis: Entel evliligi.
Tanim: Erkek bir reklam ajansinda art direktör, kadin da benzer bir ajansta müsteri temsilcisidir. Komsularini tanimaz, Yüzüklerin Efendisi'ni okurlar. Çocuk yapmaya korkar, birbirlerine arada sirada çiçek filan alirlar. Arada bir girdikleri iliskilere "kaçamak" deyip birbirlerine anlatmazlar. Ilk "kaçamak"larinda biraz bunalsalar da çabucak alisirlar.Sık kavga eder, kavgalarinda Kate Millet'tan, Lynne Segal'den filan çalintilar yaparlar. "Evlilik kurumunun önemli olmadigini, aslolanin ask oldugunu" söylerler. Bu felsefelerinin günlük hayatlarindaki tek karsiligi yüzük takmamalaridir. Genellikle kedi ya da köpek edinerek zavalli hayvanin da hayatini kaydirirlar. Nihai olarak zaten bosanirlar.
Tedavi: Erken bosanma.

Teshis: Marjinal evlilik.
Tanim: Laf olsun diye evlenilmistir. Taraflar bunalim ve arizalidir. Erkek ve kadinin baska sevgilileri, bu sevgililerinin arasinda da çapraz iliskileri vardir. Arkadas çevresi bir masanin etrafina toplandiginda, kimin kimle ne yaptigini çikarmak, detayli log analizleriyle bile pek anlasilamaz. Ilk birkaç ay sonrasinda iktisadi, sosyal, psikolojik semptomlar azar. Kendilerini bir, hayati sifir zannederekbasladiklari iliski, atlikarinca gibi dönmeye baslayinca bayar.
Tedavi: Erken bosanma.

Teshis: Mantik evliligi.
Tanim: Taraflar, birbirlerine "askla" degil, birtakim tablolarla baglidir. Matematik olarak birbirlerine uydugunu düsünen çiftler, çevrelerindeki evliliklerden feci dersler çikardiklarini düsünürler. Ders çikarmaktan bir hal olan bu çiftler, kendi sıkıci hayatlarini didaktik üsluplariyla arkadaslarina da aynen tasirlar.Üstelik, yillarca direnebilirler. Ama biyoloji, matematik dinlemez. Olay, erkegin penisinin baska bir kadin için hareketlenmeye baslamasiyla sarsilmaya kadinin da ayni olaya istirakiyle yikilmaya baslar.
Tedavi: Erken bosanma.

Teshis: Kiyak evlilik.
Tanim: Bilinen tek makul evlilik yöntemidir. Söyle sebeplerle olabilir: Amerikan pasaportu almak, askerdeki tarafin çarsamba aksamlari da çikmasini saglamak, çesitli es yardimlarindan faydalanmak, memurlar için es durumundan "kolay tayin" saglamak, dogan bir çocuga nüfus cüzdani edinmek, ev kiralamak...
Tedavi: Gereksizdir.

Teşhis: Geleneksel evlilik.
Tanim: Kadinin mazlum oldugu tek evlilik durumudur. Kadin, babadan kocaya teslim edilmis, feministlere malzeme çikarilmistir. Kadin, hemen hemen yasamaz. Erkek, eve ekmek ve tuz getirerek kendini iyi ve yeterli hisseder.
Tedavi: Derhal bosanma

Dünü seninle yaşamak güzeldi, her ne olursa olsun güzeldi. Bendeki yokluğuna bendeki varlığını yazacağım umudu saklı tutan yaşanmamış mektuplarımda...

KADINLARI ANLAMAK ZOR
Operseniz beyefendi degilsinizdir, Opmezseniz adam degilsiniz.
Iltifat edersiniz yalan der Etmezseniz birakir gider.
Her istegine evet derseniz karaktersiz olursunuz Karsi cikarsaniz anlayissiz.
Cok yanina giderseniz sikildim der Az giderseniz kuser.
Iyi giyinirseniz capkinsin der Dikkat etmezseniz zevksizlikle suclar.
Kiskanirsiniz huyun kotu der Kiskanmazsiniz sevmiyorsun der.
Siz bir dakika gec kalin kiyamet kopar Kendisi bir saat gecikirse bunda ne var.
Arkadasinizla bulusursunuz adi ihmal olur O bulusur "Bizim kizlar" olur.
Siz baska kadina bakacak olsaniz gozleriniz oyulur Baska bir adam ona baktiginda adi hayranlik konur.
Konustugunuz anda dinlemenizi ister Dinlediginiz anda "Neden konusmuyorsun?" der
Kisacasi... Sade ama cok karisik. Zayif gibi ama cok guclu. Akil karistiran ama hayranlik uyandiran. Insani cildirtan ama mukemmel! Bu arada tercumelerin de kadin gibi oldugunu belirtmek isterim...Cok guzelse nadiren sadiktir. Cok sadiksa da nadiren guzel.




 
 
  Bugün 11352 ziyaretçi (26528 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol